günümüz tenisinin parlayan yıldızlarının içinde üç tanesi dikkat çekiyor.. geride bıraktığımız sezon boyunca tek bayanlarda 1 numarayı ele geçirmiş olan ana ivanovic ve hala 1 numarada bulunan jelena jankovic ve erkekler tenisinde 2007’nin ikinci yarısında patlamasını yapıp, iyi bir 2008 geçiren, federer'in 10 puan gerisine kadar yaklaşan novak djokovic.. ortak özellikleri sırp olmaları ve sırbistan’ın bosna-hersek ve kosova’ya savaş açtığı yıllarda 9-10 yaşlarında olmaları..
eski blogumda bundan 10 ay önce sırp tenisinin yükselişinden çok kısa da olsa bahsetmiştim.. belirli bir ülkenin, belirli zaman aralıklarındaki dominasyonu görülmemiş bir şey değil tabi ki.. şu an bayanlar tenisindeki rus egemenliği ve 2000lerin başında erkekler tenisindeki arjantin egemenliği en yakın örnekler olarak göze çarpıyor.. ancak bu 3 kişiyi özel yapan başka bir şey.. sırbistan, önceki adıyla sırbistan-karadağ, daha önceki adıyla yugoslavya, takım oyunlarında iyi olmuşlardır.. futbolda yugoslavların fırtına gibi estiği dönemleri göremesem de basketbol efsanelerini hatırlıyorum.. bu sene olimpiyatlarda su topu takımları karadağ ile üçüncülük maçı oynadı en yakın örnek.. final oynasalar harika bir hikaye çıkacaktı ya, olmadı.. ancak bireysel sporlarda tenis 2005’ten sonra dikkat çekmeye ve sırbistan’da popüler bir spor olmaya başladı şüphesiz..
bu jenerasyondan önce monica seles gibi bir isim çıkartabilmiş ve onu da akli dengesi yerinde olmadığı söylenen bir steffi graf fanının saldırısı ile en parıtılı döneminde kaybetmişlerdi.. monica seles sonraları aktif tenis yaşantısına geri dönse de asla eskisi gibi olamadı.. jelena dokic daha yeni bir örnek.. güzelliği (bir kadının sırp olup da güzel olmaması ihtimali şüphesiz ki sıfırdır) ve iri göğüslerinin yanında (ki burası erkeklerin dikkatini çekti doğal olarak) martina hingis’i bir kaç üst üste yenmesiyle tenisseverleri heyecanlandırmıştı.. 2002 yılında dünya 4 numarasına kadar çıkan sırp raket (ayrıca avustralya vatandaşlığı var) ailesel nedenlerden ötürü bir anda silinip gitmişti.. maria şarapova’nın babasına psikopat derim, dokic’in babasının yanında kedi kalır yuri.. jelena’nın bu sene tenise bir kaç kez dönme girişimi oldu ancak onlarda da pek başarılı olduğu söylenemez.. en son ana ivanovic’in kazandığı linz’de ilk turu geçip ikinci turda jill craybas’a yenilmişti..
işte bunlar gibi bir kaç talihsiz girişimden sonra ilk defa 3 oyuncuyla ilk 10’da bulunuyor sırbistan.. ve bu üç oyuncu da savaşın çocukları.. şavaşı sırbistan’ın başlatması, milosevic’in savaş suçlusu olması bu çocukların savaştan etkilenmeyecekleri anlamına gelmiyor tabi ki.. zira nato’nun sırbistan’ı bombaladığı sıralarda daha 10-12 yaşlarında çocuklardı bunlar ve neden böyle bir şey olduğu hakkında herhangi bir fikirleri yoktu..
novak’ın babası srdjan djokovic bombalamalar esnasında oğlunun çok korktuğunu ancak hiç belli etmediğini söylüyor ve “şimdi hiçbir şeyden korkmuyor” diyerek biraz da epik ve abartılı bir şekilde oğlunu anlatıyor.. novak ise “biz bunu başarana kadar kimse sırbistan’ın ismini duymamıştı” diyor ancak devlet başkanları bosnalıları katlederken “sırp” kelimesi türkiye’de çoğu insan için kan donduran kelimeler arasına girmişti bile..
novak djokovic ve ana ivanovic 1999'da, bombalama kesildikten sonra ülkeden ayrılmışlar.. novak djokovic tenisini geliştirmek için almanya’ya, ana ivanovic ise isviçre’ye gitmiş.. jelena jankovic 1997’de ayrılmış ve annesiyle birlikte amerika’ya nick bollettieri tenis akademisine başvurmuş.. babasını ve kardeşini sırbistan’da bırakarak.. 1999 yılında bir turnuva öncesi cnn’den bombalamaları gören jankovic turnuvaya katılamamış.. annesi jelena’nın ruhsal çöküntüye girdiğini söylüyor o zamanlar..
fakat şimdi bunlar geride kaldı.. sırp tenisinin neden bir anda yükseldiği sorusuna ana ivanovic, “çok sayıda tenis merkezi, çok iyi koçlar yoktu, tenis federasyonunun çok destekleyici olmaması ve sponsor bulunamaması da cabası. neden böyle bir patlama yaptığımızı açıklamak zor, bunu kimse açıklayamaz” derken, novak djokovic olaya farklı açıdan bakıyor:
“bizi profesyonel seviyeye getiren herhangi bir sistem yoktu. bu, başarıya olan açlığımız, geride bıraktığımız zor günlerin neden olduğu bir zihniyetin sonucu. hayatta bazı şeylere daha çok müteşekkiriz ve bazı şeyler için daha çok mücadele ediyoruz.” diyor..
bu 3 oyuncu dışında janko tipsarevic ve viktor troicki de ilk 100’deki diğer sırplar.. janko tipsarevic korttaki davranışları ve tutumu nedeniyle her zaman çok sevdiğim bir tenis oyuncusu olmuştur.. çiftlerde nenad zimonjic kanadalı partneri daniel nestor ile birlikte tennis masters cup şampiyonluğunu elde ettiler bu sene ve 1 numaradalar.. en son slobodan zivojinovic 80lerin ikinci yarısında çiftlerde 1 numaraya, teklerde ise 19 numaraya yükselebilmişti erkeklerde..
djokovic, ivanovic ve jankovic savaşın etkilediği çocuklardan şanslı olanlar.. savaşın iki tarafında da binlerce çocuk, binlerce insan öldü.. savaşın nedeni milosevic 2006’da hücresinde ölü bulundu.. sırp tenisinin sonu daha güzel olacak gibi görünüyor.. umarım türkiye de tenis için bir kaç atılım yapar.. istanbul cup ve wta tour championship’in gelmesi güzel başlangıçlar.. sırada bir atp tour turnuvası almak var..
röportajların kaynakları:
http://www.nytimes.com/2007/06/03/sports/tennis/03tennis.html?pagewanted=2&_r=1
http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/7468432.stm
Read more...