5 Haziran 2010 Cumartesi

rg 2010: oh yes there will be spin


Samantha Stosur vs. Francesca Schiavone
RG 2010 Tek Kadınlar Finali
Bugün 16.00
Eurosport

"Son yılların en heyecanlı maçı olmaya aday" -NY Times
"Spin olur" - R.D.
"Sıkıntılı" - S.Y.
"Olm hangi tarafı tutacağımı bilemiyorum lann, ikisi de kazansa olmuyo muydu bunda?" -LoveGameTennis

Read more...

gs şampiyonu olmazsa ölecek hastalığı

 İki dakika da kupa kazanmadan durun arkadaş!


Serena ve Venus Williams kardeşler kadınlar çiftler finalinde Katarina Srebotnik/Kveta Peschke çiftini 6-2/6-3 ile geçerek ikinci kez Roland Garros çiftler şampiyonu oldular. Hadi yeter artık biraz da arkadaşlarınız oynasın.

Read more...

rg 2010: sizi bir yerden tanıyorum

Avusturyalı Thomas Muster bundan tam 15 yıl önce Roland Garros finalinde Michael Chang'ı, (şu an bile en genç Grand Slam şampiyonu olma titrini elinde bulunduran Chang'i) geçerek Silahşörler Kupası'nı kaldırıken ikinci turda Franszı Cedric Pioline'i yenmişti. Muster bugün Game, Set and Mats'e konuk olurken, o Pioline de Nadal-Melzer müsabakasının galibi ile kortta maç sonu röportajına çıkıyordu.

Rafael Nadal 2006 ve 2007'den sonra yine set bile kaybetmeden finale yükseldi Paris'te. Rakibi Avusturyalı Melzer, çok zorlu rakipleri geride bırakarak kariyerinin ilk yarı finalini görmüştü. Hatta kariyerinin ilk dördüncü turunu, kariyerinin ilk çeyrek finalini. Daha önce üçüncü turdan ötesini göremeyen Avusturyalı önce üçüncü turda David Ferrer'e set vermemiş, ardından çeyrek finalde Djokovic'i iki set geriden gelip mağlup etmişti.

Kendine olan güveni tavan yapan Melzer'in Nadal karşısına korkusuz çıkması lazımdı. Ancak öyle olmadı. İlk sette tutuk ve kararsız bir Jojo vardı. İlk seti rahat bir şekilde kazanan İspanyol raket ikinci setin başında beklemediği bir direnç ile karşılaştı. O direnç de ikinci setin sonlarına doğru kırılınca dört kez RG şampiyonu finalden 1 set uzaklıktaydı artık. Son sete de servis kırarak başlayan ve 2-0 öne geçen Nadal için işler yolunda gidiyordu ki, maç için servis atarken servisini kırdırdı. Herkes Melzer'den bir önceki maçta Djokovic'e yaptığını İspanyol'a da yapmasını bekliyordu.Tie-break'e giden son sette karşılıklı mini-breakler ile ilerleyen son oyunda inisiyatifi ele geçiren Nadal beşinci kez Paris'te finale yükseldi.

Ve ne harikadır ki 2010 Roland Garros müthiş hikayesi ile hatırlanacak. Çünkü Nadal'ın finaldeki rakibi Söderling. İsveçli raket geçen yıl sakat Nadal'ı üç sette dört sette mağlup ederek ona kariyerinin ilk Fransa Açık mağlubiyetini tattırmıştı. Paris'teki 32. maçında ilk yenilgisini alan Nadal her ne kadar bu, rövanş olmayacak dese de içten içe Söderling'i korttan silmek istediğini hepimiz biliyoruz.

Robin Söderling yarı finalde Tomas Berdych ile eşleştiğinde ben onun için çok kolay bir üç setlik galibiyet olacağını düşünüyordum. Ancak Çek raket çok dirençli çıktı. İlk seti kaybetmesine rağmen o çekiç gibi forehandlerini kullanmaya başlayınca sonraki iki seti kazandı.Fakat Söderling geçen seneki başarısını tekrarlamak ve ileri götürmek istiyordu. Maç, daha çok isteyenin oldu. İsveçli geçen yıl da burada yarı finalde Fernando Gonzalez ile oynamış, iki set öne geçtiği karşılaşmada sonraki iki seti rakibine hediye ederek müsabakayı zora sokmuştu ancak yine karşılaşmayı bırakmamıştı. Yine bir beş setlik maç sonucu finalde İsveçli.

Federer-Nadal finalinden çok bu finali istiyordum ben ama Söderling turnuva öncesi berbat toprak karnesi yüzünden onun çok erken eleneceğini düşünüyordum. Burada daha farklı bir tenis ortaya koyuyor. Nadal'da ise çok daha genel olarak yanıldım. Ben asla RG 09 öncesi haline dönemeyecek diyordum. Bugün izlediğim Nadal kortta kelebek gibi uçuyor. Ayak hareketleri muazzam.

Final güzel olacak.

Bu arada doğum gününü kutlayamadım blogda Nadal'ın. 3 haziranda kocaman adam oldu artık Rafa. Ra fa ra sol İs ma il! Feliz komple annos. Yani buralar komple dutluktu...

Read more...

4 Haziran 2010 Cuma

rg 2010: kime göre, neye göre?

Dementieva’nın maçtan çekilmesinin ardından kariyerinde ilk kez Grand Slam finali gören 29 yaşındaki Francesca Schiavone’ye neden bu kadar geç bir patlama yaptığı sorulduğunda, İtalyan’ın verdiği cevaptı bu: “Kime göre, neye göre?”

Schiavone dördüncü tura gelip Caroline ile eşleştiğinde final göreceğini biliyordum. Danimarkalı kendisi için çok yumuşaktı. Dementieva ise sakat. Çirkin Kraliçe kariyerinde ilk defa bir Grand Slam’de final görmeyi başarırken yarı finaldeki Asil Prenses Dementieva sakatlığı nedeni ile göz yaşları döküyordu.

Karşılıklı servis kırmalar ve servis oyunlarına tutunmalar ile 6-6’ya gelen ilk seti tie-break belirledi. Dementieva 2-0 öne geçse de arka arkaya 6 puan alan Schiavone tie-break’i kazanarak büyük avantajı eline geçirdi. Set arasından sonra havlusunu alıp korta dönmeye hazırlanan İtalyan raket Rus tenisçi ile burun buruna geldi. “Bir de baktım Elena çok yakınımda duruyor” dedi maçtan sonra Francesca. Belli bir süre de ne olduğunu anlyamamış. Dementieva ile el sıkışırken finale yükseldiğini idrak edebilmiş. Olur öyle tabi, heyecan. Yazık. Yine eğilip, gurbetten memleketine gelmiş gurbetçi edası ile toprağı öptü İtalyan.

Dementieva ise yine en sevdiği turnuvadan hüzünlü ayrıldı. Baldırında yırtık tespit edilen Rus raket Wimbledon’ı bile kaçırabilir şimdi. Eastbourne’den çekildi. Sakatlığı ikinci tur maçında oluşmuş Rus raketin. “Yürümekte bilr zorlanıyorum” diyor. Üzülerek söylüyorum ki Grand Slam kazanamadan tenisi bırakacak Dementieva.

Bu maç ilk sette bitiverince henüz hazırlık aşamasında olan Stosur ve Jankovic apar topar maça çıkmak için hareketlendiler. Bazı insanları bir işe acele başlatırsanız sonuçları kötü olabilir. Bundan iki taraf da etkilenebilirdi ama daha çok zarar gören Jankovic oldu.

Sırp raket uyuyordu maçın başında resmen. Bir türlü ısınamadı oyuna. Stosur da her zamanki gibi agresif, rallileri, oyunu domine eden bir şekilde müsabakaya başlayınca, JJ ezildi rakibinin karşısında. İlk sette sıfır winner üretebilen Jankovic’in ilk servisten puan çıkartma oranı felaketti. Stosur ise tam tersine çoğu silahını kullanmadan servisi ile bitirdi ilk seti. İkinci setin başında toparlanır gibi yapan Sırp raket servis kırarak 2-0 öne geçse de Stosur’un cevabı gecikmedi. Üst üste altı oyun kazanan Avustralyalı Samantha Stosur sadece 1 saatte rakibini turnuva dışına iterek 30 yıl aradan sonra final gören ilk Avustralyalı kadın raket oldu.

İki tenisçi de ilk Grand Slam finallerinde. İtalyan raket Schiavone ilk WTA Tur turnuvası finaline 2000 yılında çıkmıştı. Bu dahil ilk sekiz finalinden şampiyonluk çıkartamayan 29 yaşındaki raket, 2007’de Bad Gastein’de, dokuzuncu finalinde şampiyonluk sevincini tadabilmişti. Samantha Stosur ise beş kez şampiyonluğun kıyısından döndükten sonra altıncısında geçen sene Osaka şampiyon olmuştu. Kimi yenerek? Schiavone’yi. Peki geçen yıl Roland Garros’ta Stosur’un yarı final yolunda ilk elediği isim kimdi? Schiavone. Hmmm...

(7) S Stosur (AUS) d. (4) J Jankovic (SRB) 61 62
(17) F Schiavone (ITA) d. (5) E Dementieva (RUS) 76(3) ret.

Read more...

3 Haziran 2010 Perşembe

toprak kort ve şahin gözü

Dün akşam, Djokovic ile Melzer arasındaki çeyrek final maçında toprak zeminde Şahin Gözü gerekli mi tartışması yeniden alevlendi. Son sette Melzer 5-4 önde iken ve maç için servis kullanıyor ike, 0-15'te Djokovic'in bir topu yan çizgiye çok yakın düştü. "Dışarıda" kararı gelmeyen topa Melzer itiraz etti. Sandalye hakemi Bernardez hemen inip izi kontrol etti ve topun dışarıda olduğuna kanaat getirdi. O sırada fileden sarkan Djokovic çıldırdı. Ama maçın bu dakikasında soğukkanlı kalması gerektiğini bildiğinden ve Fransızları karşısına almak istemediğinden fazla itiraz edemedi. Daha sonra resmi olmayan bilgisayar programı ile topun izi incelendiğinde çok az da olsa çizgiye temas ettiği görülmüş. 0-30 olacakken 15-15 olan oyunda iki maç puanı çevirmişti Djokovic ve iki de servis kırma şansını kullanamamıştı.

Basın toplantısında Djoker'e bunlar soruldu.
- Son oyundaki passing shot, sana göre içeride miydi_
- Tartışılır. İçerdeyse içeride. Bilmiyorum tam olarak. Benim durduğum açıdan içeride gözüküyordu. İz ile çizgi arasında boşluk yoktu ki bu top içeride demektir.
Q. Your passing shot on the last game, was it touching the line for you?
NOVAK DJOKOVIC: We can talk about this. If it was, it was. I don't know, really.
From my side and from my perspective, it was looking good. There was no space between the line and the mark, and that means the ball is good.
- Şahin Gözü'nün topun içeride olduğunu gösterdiğini biliyor musun? Kimse sana bunu söyledi mi?
- Ne diyebilirim? Sızlanamayım mı, ne yapayım? Bilmiyorum, hayat böyle işte.
Q. Do you know that Hawk Eye showed your passing shot was good, just barely? Did anybody tell you that?
NOVAK DJOKOVIC: What can I say? Should I complain or what? I don't know. This is life.
- blablabla... Şahin Gözü'nün toprakta da kullanılması gerektiğini düşünüyor musun?
- Hayır bunun bir anlamı yok. İzi zaten görebiliyorsun. Yıllarca deneyim kazanmış bir sandalye hakemi için böyle bir hata yapmak inanılmaz...
Q. To get back to the line call and Hawk Eye, you said, What can you do? Well, you are a member of the player council, and as a player on the council, you could suggest to the Grand Slams that Hawk Eye is adopted on clay as it is anywhere else.
NOVAK DJOKOVIC: No, I don't think there is any sense on getting Hawk Eye on clay courts. You can see the mark. I mean, for somebody there is a chair umpire and so many years and years experience, and to make such a mistake at that point is unbelievable, you know.

Read more...

rg 2010: 1 numarayı unut sen delikanlı

Oooofff... Federer ve Nadal dominasyonundan sıkıldığım zaman birisi çıksa da şu ikisini yukarıdan indirse diyordum. Novak, 2007’de, 20 yaşındayken Masterslar’da göstermeye başladı kendisini. Aynı yıl Roland Garros’ta ve Wimbledon’da yarı final oynamayı başardı. Birbirinden farklı, zıt kutuplarda olan bu iki zeminde 1 ay arayla yarı finaller oynadı. Ardından Amerika Açık’ta finale yükseldi. Masters turnuvaları yılda 9 tane var. Bu seneyi saymazsak 2007’den 2009’a toplam 27 Masters turnuvasının 11’inde final gördü. Yüzde 40 demek. Bunlardan beşini de kazandı. Aynı yıllar içerisinde Federer’in Masterslar’da oynadığı final sayısı 8, Nadal’ın ise 14.

Djokovic, 2008’de Avustralya Açık’ı kazandığında artık yeni kahramanımı resmi olarak bulmuştum. Federer ve Nadal’a kafa tutabilecek düzeyde tenis oynayan tek isimdi bundan iki yıl önce. Sonra del Potro geldi, Murray ve Davydenko daha da iyileşti. Yine Djokovic her zaman favorim olarak kaldı. Alerjileri, hastalanmaları, mızmızlanmalarına rağmen kort içindeki centilmen hali ve kelimenin tam anlamıyla “bizden”, “benden” olduğunu hissetirmesi onu daha da desteklememe neden oldu.

Bir türlü ikinci Slam’ini elde edemedi ve daha da kötüsü Grand Slam grafiği git gide düşmeye başladı. Son altı turnuvasının dördü çeyrek final, biri yarı final, biri de üçüncü turda sonlandı. Arada üç numaralı koltuğu kaybetti sonra geri aldı vs... beni üzmeye devam ediyor Sırp raket.

Bugün sadece 1 saat 10 dakikada iki seti cebine koymuş, üçüncü sette de ilk oyunda servis kırarak öne geçmişti. Küçük bir hesapla yarım saatlik işi kaldığını görebiliyordum kortta. Hele ki Nadal, vatandaşı Almagro karşısında terlerken Novak’ın bu kadar rahat bir galibiyet alması sevindiriyordu beni.

Heh! Jurgen Melzer bir anda ayaklandı. Bu yılın toprak sezonundaki en başarılı isimlerinden biri olan David Ferrer’i üç sette geçen ve hatta o müsabakanın ikinci setini sıfıra karşı kazanan Avusturyalı raket Djokovic’e de patladı. Üçüncü seti kazandı, dördüncüyü de tie-break’e taşıdı. Bu noktada Djokovic’in kariyer tie-break istatistiğini vereyim: 102 G, 59 M. Bu adamın da Andy Murray ile birlikte turdaki en iyi returncülerden biri olduğu düşünüldüğünde dördüncü seti kazanmaması için hiçbir neden yokmuş gibi gözüküyordu.

Melzer tie-break’te 6-0 öne geçti. Buradan da seti vermesi imkansızdı. İstese bile veremezdi çünkü Djoker mutlaka en azından bir kere fileye takardı topu. 7-2 kazandı Avusturyalı ve müsabakayı son sete taşıdı.

Son sette Jurgen Melzer drop-shot silahını daha çok devreye soktu. Backhand kanadından file arkasına düşürdüğü toplar Novak’a göre kortun sol tarafına iniş yapmaya başladı. Böylece Sırp raketi fileye çeken Melzer buradan passing-shot, lob, ne olursa puan kazanmaya bakıyordu. Birkaçında başarılı oldu, çoğunda başarısız. Servis oyunlarını da zekice oynadı Avusturyalı. Berabere tarafından yani kortun sağından kullandığı servisleri Djokovic’in forehandine doğru attı. Avantaj tarafındaki servisleri de backhandine. Uzaklaşan servise erişmek için kortun diğer kısmını bomboş bırakan Sırp raketten gelen returnü de aynı sertlikte boş köşeye bırakarak puana gitti Melzer. Djoker’in burada yapması gereken servise slice ile karşılık vermek olabilirdi. Alçaktan kesilecek top daha yavaş karşıya geçecek ve Nole de daha iyi pozisyon alabilecekti gelecek olan ikinci top için. Karşılaşmanın son oyununda iki maç puanı çevirdi Nole ama daha fazlasına izin yoktu.

Melzer kariyerinde ilk defa bir Grand Slam yarı finaline yükseldi. Game, Set and Mats ekibinden mutlusu yoktur heralde. Mats Wilander İsveçli, Södelring’in yarı finale çıkmasını kutlarken ona Avusturyalı Barbara Schett de katıldı şimdi. Anabel Croft ise ülkesini değiştirsin Murray çok zor.

Djokovic'e gelince. Bu turnuvayı kazansaydı dünya 1 numarası olma şansı vardı. Çok aptalca kaybetti. Melzer istediği kadar iyi oynasın eğer ki iki set ve bir break öndeysen o maçı kaybedemezsin. Ha, kaybedersin ama dünya 1 numarası için mücadele eden bir oyuncu denemez o zaman sana. Sonra çıkıp da "Federer'in zamanında oynamak şanssızlık" demeyeceksin.

Diğer çeyrek final eşleşmesinde Rafael Nadal hırpalandı ama ayakta kalmayı başardı. Hem de yine set vermeden. Vatandaşı Nicolas Almagro bundan iki sene önce çeyrek finalde kendisi ile yine karşılaşmış ve o maçtan 6-1’lik üç set sonucu galip ayrılan taraf Nadal olmuştu. Bu sefer öyle olmayacağı zaten belliydi. Almagro çok daha iyi oynuyor. Bir de o yılki RG’da, Nadal’ın performansı istisnaiydi. Set vermeden kazandığı şampiyonluk, Federer’e finalde yalnızca 4 oyun vermek...

Bugünkü mücadele çekişmeliydi. Çok fazla servis kırma şansının bulunamadığı maçın ilk setinde taraflar birer kez birbirlerinin servisini kırarlarken ikinci sette hiç şans yakalayamadı iki tenisçi de. İlk iki tie-break sonucunda Nadal setlerde 2-0 öne fırlamıştı bile. Son sette de bir kez servis kırmayı başaran Nadal has bir toprakçı olan Almagro’yu geçtikten sonra Melzer ile karşılaşacak şimdi. Djokovic gelmediği için sevinmiştir en başta ama sonradan maçını izleyince üzülmüştür. Dengesiz oynuyor Nole.

Tablonun üstünden gelecek olan yarı finalistler ise Söderling ve Berdych. Böylece iki sürprizimiz var yarı finallerde. Jurgen Melzer ile Tomas Berdych hiç beklenmedikleri yerde ağırlanıyorlar şimdi.

[2] R Nadal (ESP) d [19] N Almagro (ESP) 76(2) 76(3) 64
[22] J Melzer (AUT) d [3] N Djokovic (SRB) 36 26 62 76(3) 64

Read more...

rg 2010: karavana dedik ama...

2009'un ağustos ayında kariyerinde hiç WTA tekler şampiyonluğu bulunmayan Samantha Stosur, beşinci finalinde de Los Angeles'ta Flavia Pennetta'ya mağlup olunca "Karavana Sam" lakabını uygun görmüştüm kendisi için. Sonraki iki finalinden de şampiyonluk çıkartmayı başarmıştı Avustralyalı. Bu yıl Roland Garros'ta ana tablonun en zorlu bölümünden gelen isim Stosur. Henin-Masha maçının galibi olan Henin'i geçmeyi başaran Samantha, Serena ile karşılaştı çeyrek finalde. Müthiş bir müsabakanın ardından kazanan da o oldu.

İlk sette çok rahat oynayan Stosur beşinci oyunda kendi servis oyununu alıp durumu 3-2'ye getirdi. Ardından maçtaki ilk servis kırmayı gerçekleştiren Avustralyalı ardından kendi servisini de kazanıp durumu 5-2 yaptı. Daha Williams ne olduğunu anlayamadan ilk seti servis kırarak bitiren Sam, ikinci sete de harika başladı. Kendi servis oyununun ardından Serena'nın servisinde oyunu kazanma puanları yakalayan Stosur bunları değerlendiremeyince 1-1 oldu ikinci sette. İki raketin de file önünde başarılı olduğu ikinci setin sekizinci oyununda servis kırarak maçı kazanmak adına çok büyük adım attı ve 5-2'lük üstünlüğü yakaladı Stosur. Fakat Serena bu setin başlarında çevirdiği üç servis kırma puanında olduğu gibi yine pes etmedi. Hemen servis kırarak sete dengeyi getirdi Amerikalı. Tie-break'e taşımaya başardığı bu ikinci seti 7-2'lik tie-break oyunu ile hanesine yazdırarak umutlandı.

Yine karşılıklı servis kırmalarla başlayan son sette 5-4'e kadar dengede gelen oyunda Stosur yaptığı basit hatalarla Amerikalı'ya maç puanı verdi. Bunu çevirmeyi başaran Avustralyalı 7-6 öne geçmeyi başardığı son sette 8-6 ile galip gelerek kariyerinde bir ilki başardı.

Neden Karavana Sam dediğimi bir kez daha ispatlamış oldu ayrıca. Maç genelinde bulduğu 13 servis kırma puanından (ki üç tanesi arka arkaya olmak üzere) sadece beşini değerlendirebildi. Özellikle ikinci setteki yedide birlik oran çok fena. Serena Williams ise 2002'deki şampiyonluktan bu yana özlediği Roland Garros kupasına bu sene de ulaşamayacak.

Yarı finalin diğer isim Jelena Jankovic oldu. Yaroslava Shvedova’yı zorlu geçen iki sette mağlup etmeyi başardı JJ. Amerika Açık’taki sürprizi hala hafızalarda Kazak raket Shvedova’nın. Orada Sırp’ı üç sette geçerek büyük bir başarıya imza atmıştı. O sıralar İpek Şenoğlu’nun çiftler partneriydi. Bu yılın başında ayrıldılar. Kazak raket servis+forehand konusunda çok iyi. Bu müsabakayı izleyemedim ama skorlarını takip ettim. İlk servisi kıran Shvedova oldu. Jankovic cevap vermeyi başardı her defasında. İki kez yarı finale çıkmayı başardı burada Sırp raket. 2007’de Juju’ya ve 2008’de Ana’ya yenilerek elendi ki ikisi de o senenin şampiyonu olan raketler. Bu sefer Stosur var karşısında. Çok yakın bir maç olacak. Bu arada yarı finale kalan dört ismin de Grand Slam şampiyonluğu yok. Cumartesi günü yeni bir şampiyonumuz olacak!

Shvedova bir senedir yükselişte. Burada seribaşı olmayı kılpayı kaçırdı. Geçen yıl üçüncü turda Sharapova’ya elenmişti. Bu sene topladığı puanlarla ilk 30’a girebiliyor. Kariyerinin en yüksek derecesine ulaşacak haftaya Kazak raket.


(7) S Stosur (AUS) d. (1) S Williams (USA) 62 67(2) 86
(4) J Jankovic (SRB) d. Y Shvedova (KAZ) 75 64

Read more...

2 Haziran 2010 Çarşamba

rg 2010: bir rövanş diğerini doğuracak mı

Roger Federer’in “en çok rekor kırma rekoru” nu bile içinde barındırabilecek sayısız rekorları arasında kanımca ve çoğu tenisseverce en inanılmazı 23 Grand Slam’de arka arkaya en azyarı final görmesi. Mümkün değil ya! Federer’e en yakın isim Ivan Lendl ki onun arka arkaya yalnızca 10 GS yarı finali var. Bir insan 6 yıl boyunca hiç mi sakatlanmaz. Bakın daha da önemlisi mononükleoz oldu. Bu hastalık Mario Ancic’in tenis kariyerini bitiren bir hastalık. İsviçreli buna rağmen yarı finallerine ara vermedi. Ta ki...

Geçen sene bu zamanlar Rafael Nadal’ın elenmesinin şoku yaşanıyordu. Dört sene üst üste bu toprakta kazanmış ve hiç maç kaybetmemiş Nadal, dördüncü turda Robin Söderling gibi 24 yaşına kadar hiçbir emare göstermemiş birine üç sette mağlup oluyordu. Sakatlığının etkisi yadsınamaz. Zaten İspanyol sakat olmasa o zamanki Söderling yine yenemezdi Nadal’ı. Bu yıl da Federer’i elemeyi başardı İsveçli.

İki tenisçinin de bu yılki toprak macerası birbirine benzer hatırlatayım. Federer, Roma’da ilk turda Gulbis’e elendi. Ardından Estoril’de düşük profilli turnuvada iki maç kazandı ve yarı finalde Albert Montanes’e elendi. Madrid’de iyi oynadı ve finalde Nadal’a kaybetti. Hatta bundan öcnesi var. Indian Wells ve Miami’de, sert zeminde, aldığı Baghdatisve Berdych mağlubiyetleri vardı. Bu yüzden Roland Garros öncesi hiç de iç açıcı sayılmazdı durumu. Söderling ise Barcelona’daki finalden sonra, Roma’da ikinci maçında Stanislas Wawrinka’ya, Madrid’de ise ilk maçında Nicolas Almagro’ya mağlup oldu. Nice’te de yine ilk maçında Olivier Rochus’e yenilmeyi başardı ve ardından ben “Söderling neredesin” başlıklı bir post yazmıştım. Bodrum’a yerleşmiş bir emekli edasıyla oynadığından bahsetmiştim. O yazıyı okumuş olacak ki geri döndü eheh.

Söderling bugün kariyerinin en iyi maçlarından birini çıkardı. Dünya 1 numarası karşısında ilk set hariç üstün olan taraftı. Hava şartları Federer’i çok kötü etkiledi burası gerçek. İlk sette kendi servis oyunlarında çok rahattı İsviçreli. Yüzde 77 ile oyuna soktuğu ilk servislerinin yüzde 88’inden puan çıkarttı. İkinci servislerinden puan çıkartma oranı ise yüzde 100. Kendi servisinde sadece 2 puan kaybetti ve sadece üç basit hata ile tamamladı seti.

Fakat ikinci sette Söderling kontrolü ele geçirmeye başladı. Özellikle returnlerde çok iyi yerlere gönderdi topu. Henüz setin ilk Federer servisinde servis kırdı ve 3-0 öne geçti kendi servislerine de tutunup. Buradan da seti vermedi. Üçüncü sette durum 5-5 iken ve Federer servisinde 30-15 önde iken yağmur nedeniyle müsabaka 1 saate yakın durdu. Tekrar korta gelen Federer aradan kötü etkilenen isimdi. Servisinde ilk puanı almasına rağmen arka arkaya dört puanı Söderling’e veren İsviçreli servisini kırdırdı. İsveçli raket ise buradan seti aldı ve dördüncü sete moral olarak yüksek girdi.

Son sete dünya 1 numarası iyi başladı. Servis kırdı ve kendi servisine tutundu. Ancak hemen arkasından Söderling buna cevap verdi ve durumu eşitledi sette. 4-4’te Federer’in arka arkaya basit hataları ile, groundstrokelarının dışarı düşmesi ile servis kırmayı başaran Söderling kendi servis oyununa da tutundu ve maçı dört sette kazandı.

Burada bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum. Fransız seyircilerden ne kadar rahatsız olduğum malumunuz. Oyuna müdahil olmayı çok seviyorlar ve destekledikleri tenisçinin rakibinin oyununu bozacak kadar müdahele edebiliyorlar, tepki gösterebiliyorlar. Geçen yıl Nadal’ı yenen Söderling ile bu yıl Federer’i yenen Söderling arasında kişilik olarak hiçbir fark yok. Yine bütün yakın topları inceleyen, soğuk bir adam işte. Ancak geçen yılki Söderling-Nadal maçına bakıyorum. Fransızlar Nadal’ı dışlamışlardı. İsveçli’nin tarafındaydılar. Peki, favori olmayanlar her zaman tutulabilir. Makul. Peki bu sene? Bu sene yine aynı hareketleri yapan Söderling neden yuhlandı? Yine favori olmayan o! Geçen sene de dünyanın 1 numarasına karşı oynuyordu, bu sene de. Değişen ne? Hiç işte...

İsveçli’nin rakibi Tomas Berdych oldu. Çek raket çeyrek finalde Mikhail Yozuhny’i yenerken yine set vermedi ve turnuvanın Nadal ile birlikte set vermeyen tek ismi olarak kaldı. Hiç beklemiyordum kendisinden böyle bir performans. “Berdych’in toprak karnesi zayıf değil kendisi istikrar yoksunu bir tenisçi olduğundan güvenilemez” yazmıştım zaten daha önce kura hakkında. Söderling finale yakın isim.

[5] R Soderling (SUI) d [1] R Federer (SUI) 36 63 75 64
[15] T Berdych (CZE) d [11] M Youzhny (RUS) 63 61 62

Read more...

1 Haziran 2010 Salı

rg 2010: güzel ve (vs.) çirkin

Özellikle son yıllarda, internetin dünya çapına yayıldığı, haber almanın çok kolaylaştığı bu çağda tenis oynuyorsanız ve güzel değilseniz kitleleri arkanızdan sürüklemeniz zordur. Çok başarılı ve efsane olmadığınız sürece de orta halli biri olarak bilinirsiniz. Korta çıktığınızda özellikle izlenmezsiniz.

Buna birkaç örnek vermem gerekirse dünya 1 numarasına oturmuş sayısız isim var son yıllarda kadınlarda. Serena Williams, Maria Sharapova, Ana Ivanovic, Jelena Jankovic, Dinara Safina... Baktığınızda “glamour” sahibi olmayanların dışlandığını görürsünüz. Jankovic’in yüzü çirkindi, Safina’nın her yeri. Bunu onları kötülemek için söylemiyorum. Bu ikisinin 1 numarada olması ya da olmaması daha az kişiyi ilgilendiriyordu. Ama Ivanovic, Sharapova, Hingis gibi güzel bir yüze, alıma sahipseniz o zaman insanlar tarafından daha çok sevilmeye başlıyor, şirketler tarafından daha çok metalaştırılıyorsunuz. Sharapova ve Ivanovic farkındaysanız çok çabuk sahiplenildi fanlar tarafından. Ben de severim ikisini bu arada yanlış anlaşılma olmasın (ki Sharapova’da değil ama Ivanovic’te güzelliğinin etkisi var kabul ediyorum).

Hele bir de istikrarsız iseniz, potansiyeli korta her zaman yansıtamıyorsanız daha da kötüleşiyor işler. Neden anlatıyorum bunları? Francesca Schiavone iyi bir all-arounder oyuncu. Neredeyse 10 yıldır oynuyor. 10 yıldır bizimle birlikte. 2000lerin başında çeyrek finalleri var Grand Slam’lerde. Sonraları istikrarsızlığı nedeniyle büyük düşüşler yaşasa da Justine Henin tarzı bir oyunu var. Fakat çok fazla kişi sevmez kendisini. Bunda güzel olmamasının etkisi olduğunu düşünüyorum.

Başka örnekler de var, Svetlana Kuznetsova mesela. O da çok iyi bir all-arounder. Mauresmo da öyleydi (Onun seveni çoktu ama bak, belki cinsel tercihi yüzünden erkekler “Zaten bize düşmez” diyerek desteklemiş olabilirler tenisini). Bütün all-aroundercılar çirkin olacak diye bir kural koymuşlar sanırım.

Schiavone’nin 2010 sezonu özellikle toprakta iyi başladı, kötü devam etti. Barcelona’da şampiyonluk ve Fed Cup’ta Pennetta, Errani ve Vinci ile galibiyet. Fakat Fed Cup’tan sonra düşüşe geçti. İlk turlarda elendi. O formu devam etseydi Roland Garros öncesi kesinlikle “gizli favori”lerimden olacaktı. Düşüşü beni düşündürttü ve ilk turlarda eleneceğini düşündüm.

Dördüncü turda en güzel tenisçilerden biri ile oynadı. Maria Kirilenko’yu, son şampiyon Kuznetsova’yı turnuva dışına iten Kirilenko’yu set vermeden geçti. Çeyrek finalde rakibi dünya 3 numarası ve yine güzelliği ve tatlılığı ile Eurosport’un bile gözdesi haline gelmiş Caroline Wozniacki’ydi. Muhteşem bir tenis ile onu da sadece beş oyun vererek eledi ve kariyerinde ilk kez Grand Slam yarı finali gördü. Ayrıca Açık Çağ’da yarı finale çıkabilen ilk İtalyan oldu. Bir sonraki hafta Pennetta’yı geçerek İtalya’nın da bir numarası olacak.

Schiavone’nin yarı finaldeki rakibi ise Elena Dementieva oldu. O da bir underachiever. Yani potansiyelinin altında sonuçlar alan bir isim. 2004’te gördüğü Roland Garros ve Amerika Açık finallerinden sonra hiç finale yükselemedi. Bir Grand Slam’i hak ediyor. Bu, onun son fırsatı olabilir ayrıca çünkü yaşı da artık yavaş yavaş kemale erdi. Sezona çok iyi başlamıştı Dementieva. Avustralya Açık’ta Juju ile eşleşmiş ve kadınlarda şu ana kadar bu yılın en zevkli maçına imza atmışlardı beraber. O müsabakayı kaybetmişti Dementieva ama Paris’te ve Kuala Lumpur’da finaller gördü, Paris’i kazandı. Toprak sezonunda ise yitti bir anda. Bugün ilk seti kaybettikten sonra üzüldüm adına. Yine en sevdiği Grand Slam’de elenecekti. Ancak ikinci ve üçüncü setlerde servislerini ve servis oyununu yükseltti Rus raket.
Kendisinin de, vatandaşı Nadia Petrova’nın da sakatlıkları vardı. Daha dirençli olan Dementieva’ydı. Petrova ona nazaran çok daha zorlu bir yoldan çeyrek finale. Üçüncü turda iki güne sarkan ve son seti 10-8 biten müsabakada Rezai’yi mağlup etmeyi başardı. Dördüncü turda Venus Willims’a set vermeden son sekize kaldı. Daha yorgun olan taraf oydu.

Dementieva’nın bandajları, sakatlığı düşünüldüğünde ve istikrarsız servis oyununu da hesaba katarsak, finale çıkamayacağını düşünüyorum. Schiavone çok büyük bir rüzgar ile geliyor bunun yanında. Üç sete gider ve İtalyan raket finale yükselerek tarih yazar diyorum. Daha önce 10 kere karşılaşmışlar ve Dementieva’nın 6-4 üstünlüğü var. Sadece bir kez toprakta oynamışlardı o da Fed Cup. Dementieva galip gelmişti o maçtan. Tabii, yine söylüyorum, istatistikleri sevmiyorum bence bir maç için baktığınızda asla size maçın sonucunu söyleyemezler. Tenis bireysel bir spor ve oyuncuların o günkü ruh haline göre (hava durumu ile bile değişebilen bir şeyden bahsediyoruz) şekillenir müsabakanın sonucu. Bekleyip görelim.

(17) F Schiavone (ITA) d. (3) C Wozniacki (DEN) 62 63
(5) E Dementieva (RUS) d. (19) N Petrova (RUS) 26 62 60

Read more...

maç programı: rg 2010 - gün 10

Court Philippe Chatrier (tsi 15.00)       
Francesca Schiavone(ITA)[17] vs. Caroline Wozniacki(DEN)[3]
Roger Federer(SUI)[1] Vs. Robin Soderling(SWE)[5]


Court Suzanne Lenglen (tsi 15.00)
Elena Dementieva(RUS)[5] vs. Nadia Petrova(RUS)[19]
Tomas Berdych(CZE)[15] vs. Mikhail Youzhny(RUS)[11]

Read more...

gün sonu: rg 2010 - gün 9

Maalesef ki turnuva başında yaptığım tahmin tuttu. Justine Henin kazanacak gibi oynamıyordu turnuva öncesinde. Aksi gibi de kuralar çekildiğinde gördük ki yolu çok zorluydu. Arka arkaya 5 gün korta çıkması mazeret değil. O, elenmesinin sebebinin yüzde 5’idir en fazla. Üçüncü turda Sharapova karşısında da izledim hatta anlattım maçın ilk iki setini. Henin’in servis performası maç içerisinde kötüleşiyor.

Bugünkü maçta Stosur karşısında ilk setti servis yüzdesi iç açıcı olmasa da iyiydi. İlk servislerinin yüzde 55’i oyuna giriyor, bu oranın da yüzde 76’sı sayı oluyordu Henin adına. Ancak 6-1 kaybettiği ikinci sette, ilk servisin oyuna girme oranı yüzde 44, bu orandan puan çıkartma yüzdesi ise 57.

Hal böyle olunca ilk seti kazanan Juju diğer setlerde göçüyor. Sharapova karşısında eğer ki müsabaka ertesi güne sarkmasaydı ben yine Henin’in kaybedeceğini düşünüyordum. Ertesi gün son seti oynanan maça yeni bir karşılaşma gözüyle baktı Belçikalı ve ilk set oynayarak kazandı. Stosur ise fevkaladenin fevkinde bir servisçi.

Avustralyalı raket bu yıl kariyerinin en iyi derecesini yaptı ve 7. sıraya kadar yükseldi sıralamada. Roland Garros’ta da iyi bir sonuç alacağı belliydi. Geçen sene yarı final oynadığı yerde bu sene gizli favorilerdendi aslında. Stuttgart’ta final oynadı Henin’e yenildi, Charleston’da şampiyon oldu, Madrid’de Martinez Sanchez’i geçti ama çeyrekte Venus Williams’a elendi. Burada dördüncü turdan itibaren zor bir kura çekti. Bu zor kuranın ilk basamağını da Henin’i yenerek atladı hem de Stuttgart finalinin rövanşını almış oldu.

Henin’in mağlubiyetinde havanın iğrenç oluşunun da etkisi yadsınamaz. Tenisçiler genelde özellikle toprak zeminde oynarken böyle kapalı, ağır havaları sevmezler. Juju da zaten basın toplantısında bundan bahsetmiş. Stosur daha az etkilenen taraftı koşullardan. İki tenisçi de aslında psikolojik olarak güçlü raketler. Duygu patlaması yaşadıklarını pek az gördüm. Henin daha narinmiş demek ki.

Serena Williams ise Shahar Peer karşısında hiç zorlanmadan tur atlayarak çeyrek finalde Samantha Stosur’ın rakibi oldu. Amerikalı raket geçen sene çeyrek finalde şampiyon Kuznetsova’ya yenilmişti.

Hantuchova, Jelena Jankovic için çok hafif kaldı. İlk sette dokuzuncu oyuna kadar servis kırılmadı. Slovak raket 4-3 öndeyken Jankovic önce servis oyununu aldı ardından servis kırarak avantajı eline geçirdi. Sonra üst üste 6 oyun kazandı. İlk seti 6-4 ile hanesine yazdırıp ikinci sette de 3-0’lık bir üstünlük yakalayınca zaten mental olarak zayıf bir isim olan Daniela bıraktı mücadeleyi.

Geçen yıldan beri üstüne koyarak tırmanmaya başlayan Shvedova, çeyrek finali görmeyi başardı en sonunda. Turnuvaya wildcard ile katılan Slovak asıllı Avustralyalı Jarmila Groth’u iki sette geçti ve Jankovic’in rakibi oldu. Fransa Açık’tan daha hızlı olan Amerika Açık’ta geçmeyi başarmıştı rakibini geçen yıl.

Önceki gün ise tablonun alt tarafındaki çeyrek finalistler belli olmuştu. Francesca Schiavone dokuz yıl aradan sonra tekrar Roland Garros’ta çeyrek final görmeyi başardı. Maria Kirilenko’ya set vermeden galip geldi İtalyan. Bir italyan böyle tur atlarken diğeri dördüncü turda veda etti turnuvaya. Pennetta, 3 numaralı seribaşı Caroline Wozniacki’ye üç sette boyun eğdi. Danimarkalı’nın Sikiyavone’yi geçemeyeceğini düşünüyorum. En kolay rakip Dementieva’ya gelnişti dördüncü turda. O da zaten çok rahat kazanarak çeyrek finale yükseldi. Rakibi vatandaşı Nadia Petrova olacak. Venus Williams’ın elbisesi geçen gün korta çıkmayınca Petrova elbisenin içindekini rahat geçti.


(1) S Williams (USA) d. (18) S Peer (ISR) 62 62
(4) J Jankovic (SRB) d. (23) D Hantuchova (SVK) 64 62
(7) S Stosur (AUS) d. (22) J Henin (BEL) 26 61 64
Y Shvedova (KAZ) d. (WC) J Groth (AUS) 64 63

Erkeklerde bugün Thomaz Bellucci beklediğim gibi direnç gösterdi. Set alamasa da ileride daha iyi bir oyuncu olacağının sinyallerini verdi. Bazı oyunlarda Nadal ile başabaş oynadı. Nadal’ın çeyerkteki rakibi Almagro. İki yıl önce çok feci bir mağlubiyet almıştı vatandaşından Almagro. Bugün bir başka İspanyol Verdasco’yu dört sette turnuva dışına itti. Verdasco da yayında değindiğimiz gibi çok kötü bir tercihle, Nice’de oynayarak geldi buraya. Üçüncü turda Kohlschreiber karşısında beş sete zar zor götürdüğü mücadeleyi sakat sakat tamamlamıştı. Bir başka tek el backhand sahibi Almagro ona dur dedi. Umarım daha akıllı olur ileride. Fernando akıllı olsun!

Şu ana kadar erkekler tablosunun iki sürpriz ismini karşılaştıran mücadelede Jurgen Melzer, Teimuraz Gabashvili’yi geçti dört sette. Melzer’in Ferrer’e set vermemesi başlı başına bir olaydı zaten. Kariyerinde Grand Slamlerde üçüncü tur ötesi olmayan Avusturyalı raket çeyrek finale yükseldi. Barbara Schett sevinmiştir. Son sekizdeki rakibi Novak Djokovic oldu. O da garip bir şekilde oynuyor. Bugün son iki sette muazzam tenis oynadı. Ama o 1 seti kaybetmeden rahat etmiyor.

Önceki gün Philipp Chatrier’de günün son maçında korta çıkan son Fransız Tsonga maçı tamamlayamadı. Youzhny’e de piyango vurmuş oldu böylece. Andy Murray beklenildiği üzere finalleri göremeden turnuvaya veda ederken Berdych onu üç sette geçmenin güveniyle Youzhny karşısına çıkacak çeyrek finalde.

Ve geçen yılın finalinin rövanşı. Söderling berbat bir toprak sezonunun ardında iyi oynuyor Paris’te. Cilic’i üç sette geçen İsveçli, Mats Wilander’in de sırıtık sırıtık dolaşmasına neden oluyor. Federer de vatandaşı Wawrinka’yı üç sette yenerek kaldı son sekize.

[2] R Nadal (ESP) d [24] T Bellucci (BRA) 62 75 64
[3] N Djokovic (SRB) d R Ginepri (USA) 64 26 61 62
[19] Nicolas Almagro (ESP) d [7] F Verdasco (ESP) 61 46 61 64
[22] Jurgen Melzer (AUT) d T Gabashvili (RUS) 76(6) 46 61 64

Read more...

31 Mayıs 2010 Pazartesi

no soup for you

Bugün olmadı. Çeyrek final eşleşmeleri tamamlandıktan sonra yazacağım. No soup for you! Come back! One day! :(

Read more...

30 Mayıs 2010 Pazar

maç programı: rg 2010 - gün 8

Read more...

gün sonu: rg 2010 - gün 7

Bahtsız Hewitt yine yenildi. Yayında da sıkça bahsettiğimiz gibi Roland Garros'ta son beş senede dördüncü kez karşılaştı Nadal ile Hewitt ve bu müsabakayı da kaybetti. İlginç bir istatistik çıkartmaya çalıştım ama olmadı. 2008 Wimby'de ve 2009 Amerika Açık'ta Federer ile oynadı Avustralyalı, geçen yıl Roland Garros'ta da Nadal ile oynamıştı. Bu üç turnuvada da oynadığı tenisçiler favoriydi ve kaybettiler. Oradan istatistik çıkartamadık çünkü eskiye gidince öyle değildi durum. Nadal bugün yine bildiğimiz gibiydi. 

Andy Roddick de bildiğiniz gibi. Sen git, Gabashvili'den set alama. E toprak sezonu öncesi, yok evlilik yıldönümüdü, yok karnım ağrıyordu diye hazırlanmazsan olacağı bu. Hazırlandığı sezonlarda kötü olan performansı yerin dibine geçti. Djokovic ise Hanescu gibi "tricky" bir rakibe bir set verdiği müsabakayı kazanarak Robby Ginepri'nin rakibi oldu.

Evet Ginepri tablodaki son Amerikalı olurken, iki İspanyol'dan dehşet verici sonuçlar geldi. Eski şampiyonlardan Juan Carlos Ferrero, harika geçirdiği Güney Amerika toprak sezonunun ardından geldiği Roland Garros'ta üçüncü turda Amerikalı rakete beş sette mağlup oldu. Ginepri Fransa Açık'taki üçüncü galibiyetini alırken, Paris'e gelmeden önce bu yıl sekiz maça çıktığını ve bunlardan yedisini kaybettiğini de hatırlatmak isterim. Amerika'nın oyunu bunlar hep...

Diğer şok daha da vurucu. David Ferrer. Nadal'dan sonra belki de en favori isimdi. Harika bir hazırlık dönemi geçirdi. Ama üçüncü turda Jurgen Melzer'den set alamadı. Set alamamayı bırakın sıfıra karşı kaybetti ikinci seti. Çok büyük hayalkırıklığı...

Günün erkeklerde en heyecanlı maçı Fernando Verdasco ile Philipp Kohlschreiber arasındaydı. Beş setleri çok seven Alman raket bu müsabakayı da son sete taşımayı başardı. Dördüncü setin sonlarına doğru ayağındaki yaralar artık dayanılmaz acı vermeye başlayan Verdasco tie-break'e götürmeyi başardığı seti kaybetti. Biz Emre Yazıcıol ile birlikte maçtan çekileceğini düşünürken o ikinci bir tıbbi mola bile almadan devam etti son sete. Set ilerledikçe ağrıları ve acısı azalan FeVer üst tura çıkan taraf oldu. Bu kadar çok turnuva oynarsa sakat sakat, sezonun ilerleyen aylarında patlayabilir. Dördüncü turdaki rakibi vatandaşı Nico Almagro olacak.

Rafael Nadal'ın rakibi ise genç Brezilyalı Thomaz Bellucci. Bir önceki gün beş setlik bir maçtan sağ çıkan 31'lik Ivan Ljubicic'e set vermeden galip geldi. Belluci son 16'ya kalarak kendisinden beklediğim sürprizi yaptı. Nadal'dan alabileceği bir set bunu bine katlar.

Kadınlarda Serena Williams ilerlemeye devam ediyor. Genç raket Pavluçenkova karşısında ilk seti 6-1 kazandıktan sonra ikinci sette bocaladı Amerikalı. 5-0 geriye düştükten sonra maçı soğutma çabalarına girdi. Hastalık bahanesi ile doktor çağırdı, ateşini ölçtürdü kort değişimi sırasında. Bu sırada Pavluçenkova da oyundan soğudu. Döndükten sonra servis oyununu alan Williams, Rus raketin servisini kırmayı başaramayınca ikinci seti 6-1 ile kaybetti. Son sette ateşi birden düşmüş olacak ki 6-2'lik skorla galip geldi ve dördüncü tura yükseldi.

Dünden yarım kalan maçta Aravane Rezai ile Nadia Petrova dört oyun daha oynadılar. İlk üç oyunda bütün servisler kırıldı. Dördüncü oyunda ise Petrova servisine tutunmayı başardı ve 20 dakikada korttan galip ayrılan taraf oldu. O sırada diğer kortta Marion Bartoli, Shahar Peer'i konuk ediyordu. Biliyorsunuz ki kendisi Rezai'yi kıskanıyor zira basın ona daha çok ilgi gösteriyor. İran asıllı tenisçinin elenmesinden sonra bir gazla galip gelebilirdi, olmadı. İsrailli Peer son 16'ya kaldı. Korttan anons yaptırsalardı Rezai maçı 2-2 diye belki işler değişirdi. Ehere ehere.

Akşam seansında Jankovic yarın korta çıkmak istemedi ve Alona Bondarenko karşısında iki sette galip geldi. Elbisesinde modifikasyonlar vardı. Uçmadı önceki günkü gibi. Jankovic'in rakibi Daniela Hantuchova. Beklenmedik bir şekilde dördüncü tur görenlerden Slovak raket. Avustralya derbisinden galip ayrılan isim ise Jarmila Groth oldu. Rodionova'yı üç sette geçen Slovak asıllı tenisçi Yaroslava Shvedova ile karşılaşacak son sekize kalma mücadelesinde. Akşama doğru biten bir müsabaka daha vardı. Bir başka Avustralyalı Samantha Stosur, bu seneki süper gidişini dördüncü tur ile süsledi Paris'te. Ancak rakibi henüz belli değil.

Kuralar çekildiğinden beri heyecanla beklenen Maria Sharapova-Justine Henin maçı karanlık basması nedeni ile tamamlanamadı. İlk sette servislerinde bocalayan Rus raket, 4-0 geriye düşmesinin ardından toparlandı ve üçüncü servis oyununa tutundu. Bu dakikadan sonra maça daha fazla ortak da oldu. İlk set için çok geçti artık ve o set Juju'nun muhteşem tenisiyle 6-2 Belçikalı lehine yazıldı. Şunu söyliyeyim taraf tutmuyorum bu maçta. Tutamıyorum ikisi de sevdiğim tenisçiler. Ama yayına girmeden önce Emre Yazıcıol'a Sharapova'nın kazanacağını düşündüğümü söylemiştim. Ki benim ne kadar iyi bir Juju fanı olduğumu bilen bilir. Rus raket beni yanıltmadı en azından bir set alarak. Bu kadar kolay bırakacağını düşünmüyordum. Serviste ritmi bulursa çok tehlikeli şeyler yapabilecek kapasitede bu turnuvada. Juju'nun da kazanmasını isterim bir yandan. Değişik duygular içerisindeyim...


Günün Sonuçları:
[2] R Nadal (ESP) d [28] L Hewitt (AUS) 63 64 63
[3] N Djokovic (SRB) d [31] V Hanescu (ROU) 63 36 63 62
T Gabashvili (RUS) d [6] A Roddick (USA) 64 64 62
[7] F Verdasco (ESP) d [30] P Kohlschreiber (GER) 26 63 63 67(1) 64
[22] J Melzer (AUT) d [9] D Ferrer (ESP) 64 60 76(1)
[11] M Youzhny (RUS) d V Troicki (SRB) 26 76(4) 62 63
[24] T Bellucci (BRA) d [14] I Ljubicic (CRO) 76(4) 62 64
R Ginepri (USA) d [16] J Ferrero (ESP) 75 63 36 26 64
[19] N Almagro (ESP) d O Dolgopolov Jr (UKR) 63 63 64

(1) S Williams (USA) d. (29) A Pavlyuchenkova (RUS) 61 16 62
(4) J Jankovic (SRB) d. (27) A Bondarenko (UKR) 64 76(3)
(7) S Stosur (AUS) d. (Q) A Pivovarova (RUS) 63 62
(18) S Peer (ISR) d. (13) M Bartoli (FRA) 76(7) 62
(19) N Petrova (RUS) d. (15) A Rezai (FRA) 67(2) 64 108
(23) D Hantuchova (SVK) d. (16) Y Wickmayer (BEL) 75 63
Y Shvedova (KAZ) d. (28) A Kleybanova (RUS) 62 46 60
(WC) J Groth (AUS) d. A Rodionova (AUS) 63 57 62
(12) M Sharapova (RUS) vs. (22) J Henin (BEL) 26 63 yarım kaldı

(Foto: Getty/Reuters/AP)

Read more...
yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP