25 Eylül 2010 Cumartesi

eğer...

Caroline Wozniacki eğer,

  • iki hafta sonra Pekin'i kazanırsa ya da
  • bu hafta Tokyo'da yarı finali, Pekin'de finali görürse ya da
  • Tokyo'yu kazanır, Pekin'de çeyrek finali görürse

dünya 1 numarası oluyor.

Eğer Wozniacki üç maddeyi de gerçekleştiremezse, Vera Zvoanreva

  • Tokyo'da final görüp, Pekin'de şampiyon olursa

dünya 1 numarası oluyor.

(Evet Twitter'da yanlış yazdım)

Read more...

nadal tayland'a giderken...

Nadal Bangkok'a varırken, Pete Sampras ve doktoru onun hakkında konuştu bugün.

O Petey Petey karamela sepeti. Pete Sampras, "Rafael Nadal, Roger Federer'in Grand Slam rekorunu kırabilir" dedi. (Bu arada 21. yüzyılda Roger Federer'e hala, inatla, ısrarla "Roje" diyen bir spiker bulunabiliyor).

28 şubatta ezeli/ebedi/edebi ancak pek edepli olmayan rakibi Andre Agassi ile Madison Sq. Garden'da bir gösteri maçı yapacak ve bunu duyurmak amacıyla bir toplantı düzenledi. Müsabaka üç set üzerinden oynanacak. Aynı zamanda Ivan Lendl ve John McEnroe da tek set oynayacaklar aralarında.

Bu toplantıda Nadal için övgü dolu sözler sarf etti Sampras. "Eğer kafayı çalıştırıp adam akıllı bir takvim yaparsa ve sağlıklı kalabilirse çok rahat başarabilir bunu" diyen Amerikalı raket laf arasında "beast" ibaresini de sıkıştırdı.

Nadal'ın gıyabında konuşanlar Sampras ile sınırlı kalsa iyi. Bugün sen Nadal'ın doktoru çık, durduk yere bikbiklen. Marca'ya konuşan Mikel Sanchez, "Daha uzun yıllar devam edebilmek için kendine bakmayı öğrenmeli" dedi. "Dizleri o haldeyken oynamaya devam edebilmesi inanılmaz" da dedi. Nerede lan doktor-hasta mahremiyeti. Belki bizi kandırdı o, "Dizlerim o kadar kötü değildi" dedi belki bize. Sen niye çıkıp şimdi "Dizleri aslında berbat" diyerek rakiplerinin yüreğine su serpiyorsun?


Doktor devam ediyor:
"Oynayış biçimini değiştiremez, maç da kaçırmayacak. Aynı tempoda oynamaya devam edecek ve dizlerindeki tendonların iflas etmesi olası, daha da kötüsü başka tendonlara (Aşil vs..) sıçrayabilir" diyerek yüreğimizi ağzımıza getiren doktor, "Tendonlarını inanılmaz bir gerilime tabi tutuyor çünkü çok antrenman yapıyor ve her maç yüzde 100'ünü veriyor. Eğer vücut hasar alan bölgeyi onaramazsa, sakatlıklar oluşur. Ne kadar agresif oynarsanız, kas kütleniz ne kadar ağırsa -ki onun öyle- o kadar fazla sakatlanırsınız" ifadelerini kullanıyor.

Adam haklı olmasına haklı da bu gerçekleri duymak hoşuma gitmiyor.

Read more...

24 Eylül 2010 Cuma

marsel ilk 100'e doğru

Eveeet, Marsel'in rakibi tam anlamıyla motoru bozunca bir sette sonuçlandı müsabaka. Müsabaka bile değil müsaba.

Geçen hafta Banja Luka'da şampiyonluğa ulaşan Marsel, İzmir Cup'ta da yarı final gördü. Slovak Martin Klizan ile karşılaşan Marsel ilk setin dördüncü oyununda servis kırdı. Klizan'ın bir sonraki servis oyununda 0-40 öne geçen Marsel ikinci break'i yapamad. Beş puan üst üste alan Slovak raket servisine turundu. Buradan sonra iki oyun daha kazanan Marsel İlhan ilk seti 6-2 aldı. Klizan ikinci sete başlamadan müsabakadan çekildi. Alican'ın dediğine göre midesini bozmuş Slovak.

Marsel yarın İsviçreli Stephanie Bohli ile karşılaşacak. Bohli 27 yaşında ve 132. basamakta bulunuyor. Marsel de ilk 100'e merhaba diyecek gelecek hafta herhangi bir absürtlük olmaz ise.

Marsel'i ve İzmir Cup'ı aksatıyorum, farkındayım. Kasten yapıyorum.

Read more...

40 yapaaaaaaaaaarrrr


Kadınlar, profesyonel tenisin 40. yaşını kutluyor.

1970 yılına kadar profesyonel sporcu sayılmayan kadın tenisçiler Billie Jean King önderliğindeki dokuz isim ile bir dolarlık sembolik kontratlara imza atarak Virginia Slims Ciruit’te mücadele etmeye başlamışlardı.

7,500 dolarlık turnuva ile başlayan kadınlar tenisinin bu serüveni bugün 85 milyon dolarlık bir iş kolu haline geldi. Ancak her ne kadar kadın tenisçiler grand slamlerde erkekler ile eşit para ödülü almak için mücadele edip bu kavgalarında haklı bulunsalar da fanları arkalarından sürükleyecek bir rekabet yaratamamaktan şikayetçiler.

71’de altı haneli yıllık kazanca ulaşarak bunu gerçekleştiren ilk kadın atlet olma unvanını alan King, “Dokuzumun o sembolik anlaşmaları imzalamamızdaki amaç gelecek nesillere bir fırsat yaratmaktı” şeklinde konuşuyor ve devam ediyor: “Genç bir kız hayatını tenis oynayarak idame ettirmek istiyorsa, bunu sağlayabilmeydi. 40 yıl sonra bu rüyanın gerçekleştiğini görüyoruz.”

Kadınlar tenisinin gelişimi ise şöyle:

  • 1973 Wimbledon Tenis Şampiyonası sırasında gerçekleştirilen görüşmelerde WTA Turu kuruldu.
  • 1980’de 250’den fazla kadın tenisçi, dünyanın dört bir yanındaki 47 turnuvada toplam 7.2 milyon dolarlık ödül için yarışıyorlardı.
  • 80’lerde Navratilova bir sezonda bir milyon dolardan fazla kazanan ilk kadın oldu.
  • 2005 yılında WTA, Sony Ericsson ile altı yıllığına 88 milyon dolarlık bir sponsorluk anlaşması imzaladı.
  • 2007’de Fransa Açık ve Wimbledon, erkekler ile kadınlara eşit para ödülü verme konusunda anlaşmaya vardı. Ancak 2009 Wimbledon’da Venus Williams, Dinara Safina’yı sadece 51 dakikada mağlup ederken, bir sonraki gün erkekler finalinde Roddick ile Federer’in, dört buçuk saat bir mücadele ortaya koyması bu tartışmayı alevlendirmişti.

Read more...

23 Eylül 2010 Perşembe

wta! where shit happens...

Dabulyu! Ti! Ey! İki katınızı yaşamışların sizi darma duman edebildiği yer! "Where amazing happens" bir nevi.

Tabii ki Kimiko Teyze günün kahramanı. Seul'de Anastasia Pavluçenkova'yı 6-2/6-1 ile geçmeyi başardı Japon raket. Şampiyonluk unvanını korumak için de önemli bir adım attı böylece. Pavluçenkova'nın bu tip oyunculara karşı zorlanmaması için daha fazla deneyim kazanması lazım. Biraz daha zeki olması lazım. Kimiko, "Onun temposunda oynarsam kaybedeciğimi biliyordum. O yüzden değişik strateji kullandım" diyerek tenisin aynı zamanda zeka gerektirdiğini de gözler önüne seriyor.

Safina ise Kirilenko'yu eledi. Eveeet bildiğiniz Safina işte. Hindistan cevizini bıçakla açmaya çalışırken elini kesen Dinara. En son New Haven'da oynamışlardı Makiri kazanmıştı. O yenilgiden bir şeyler çıkartmış demek ki Marat'ın kardeşi. 2 numaralı Nastya'dan sonra 3 numaralı Makiri de elenmiş oldu böylece. Yetmedi.

Boykot moykot derken tenisi unutan MJ Martinez Sanchez'e de Ekaterina Makarova'nın burnu çarptı. 4 numaralı seribaşı, iki sette mağlup oldu Rus rakete.

1 numaralı seribaşı Nadia Petrova çiftlerde bu yıl Wimbledon ve Amerika Açık şampiyonu olan Vania King'i set vermeden turnuva dışına iterken, King'in bu iki şampiyonluktaki partneri ve bu turnuvanın 6 numaralı seribaşısı Yaroslava Shvedova, Belçikalı Kirsten Flipkens'ten sadece beş oyun alabildi (uzun cümle). Çiftlerde de Kimiko/Morita çiftine elendi King/Shvedova.

Kleybanova ile Pervak maçının ilk seti 15-13'lük tie-break ile belirlendi. Sezonun en uzun tie-break'i oldu.

Seul'deki Rus egemenliğinin yanında Taşkent'te de Ruslar cirit atıyor. Yarı finale kalan raketlerin üçün Rusya'dan. Tablonun en üstünde, çeyrek finalde iki Romen karşılaştı ve gülen taraf Monica Niculescu oldu, 1 numaralı seribaşı Dulgheru'yu turnuva dışına iterek. Yarı finaldeki rakibi Elena Vesnina olacak. Diğer yarı final eşleşmesinde ise Evgeniya Rodina ile Alla Kudriyavtseva final bileti arayacak.

Read more...

2011 davis cup world group eşleşmeleri

Davis Cup'ta gelecek sezonun World Group eşleşmeleri belli oldu.

Sırbistan-Hindistan
Rusya-İsveç
Çek Cumhuriyeti-Kazakistan
Arjantin-Romanya
Şili-ABD
Belçika-İspanya
Almanya-Hırvatistan
Avusturya-Fransa

İlk tur müsabakaları 4-6 mart tarihlerinde oynanacak. İlk yazılanlar ev sahibi.

Read more...

22 Eylül 2010 Çarşamba

video: hello cutie

Jarmila Groth. Jarka. Cutie. Hatta kütipay. Sam abi, selam abi.

Read more...

21 Eylül 2010 Salı

marsel'den kariyer rekoru

Ben bilmiyordum, araştırma ihtiyacı da duymamıştım. Bugün Dağhan Irak ile konuşurken "Banja Luka Bosna Hersek'e bağlı ama Sırp bölgesi" dedi. Republika Srpska olarak geçiyor. Yasama, yürütme, yargı gibi kuvvetleri Bosna Hersek hükümetinden bağımsız olarak çalışıyor. Bosnalı Sırplar'ın ve savaş döneminde Hırvatistan'dan kaçanların oluşturduğu bir bölge. Yüzde sekizini de Boşnaklar oluşturuyor. Ivan Ljubicic'in doğduğu yer ayrıca Banja Luka.

Bu hafta bu şehirde bir ATP Challenger turnuvası vardı. 5 numaralı seribaşı olarak katılan Marsel İlhan turnuvayı şampiyon olarak tamamladı. Pazar günü oynanması gereken final yağmur engeline takılınca pazartesi oynandı ve Marsel finalde dünya 77 numarası İspanyol Pere Riba'yı 6-0/7-6 mağlup ederek kariyerinin ikinci Challenger şampiyonluğuna ulaştı. İlki 2008'de İsrail'deydi. Bu turnuva daha büyük para ödüllü.

Marsel, Amerika Açık'ta elemelerin ilk turunda elenince 70 puan kaybetmiş ve gerilemişti. Bu hafta bunu telafi etti ve sıralamada 26 basamak zıplayarak 102 numaraya kadar çıktı. Bu, kariyer rekoru Marsel için. Daha önce 103'ü görmüştü. Bu hafta İzmir'de oynayacak Marsel. Çok büyük bir avantaj bu. İzmir Challenger'ı kazanırsa ilk 100'e girebilir.

 

Read more...

20 Eylül 2010 Pazartesi

38. haftanın turnuvaları

ATP'de üç haftalık Uzakdoğu seferinden önce son bir kez Avrupa'ya uğruyoruz. Fransa'nın sert kortlarında Metz'de Open de Moselle isimli 250'lik turnuva var. Ev sahibi ülkeden göze çarpan isimler Monfils, Gasquet, Llodra ve Simon. 1 numaralı seribaşı Marin Cilic, büyük düşüşünü toparlamak için bir şeyler yapacak mı merakla bekliyorum.

Metz Ana Tablo


Romanya topraklarında ise Bükreş Açık var. Son şampiyon Albert Montanes bu sene 1 numaralı seribaşı. Hafta sonu Davis Cup'ta mücadele eden ev sahibi Romanya adına Victor Hanescu, Adrian Ungur ve Victor Criovi de ana tablodaki yerlerini aldılar. Jeremy Chardy sürüden ayrılıp Romanya'da oynamayı tercih etmiş, ilginç bir seçim olmuş. Toprak olması münasebetiyle yine bir grup İspanyol ve Arjantinlimiz mevcut.

Bükreş Ana Tablo


Kadınlar, kadınlarımız...
Onlar UZakdoğu'ya ve Türki Cumhuriyetler'e olan yolculuklarına geçen hafta başlamışlardı. Bu hafta da devam ediyorlar. Seul'de Hansol Korea Open'da güzel isimler var, turnuvayı izlenebilir kılacak tenisçiler var.

Nadia Petrova bunlardan biri değil ve 1 numaralı seribaşı. Nastya, Makiri, Jarka ve Ana yakından takip edeceğim isimler olacak Kore'de. A! Bir de Safina varmış. Jarka ilk şampiyonluğunu tattıktan sonra burada 1 numaralı seribaşı ile eşleşti. Bence yorgunluk vurmazsa geçebilir Petrova'yı. Ivanovic ile Dushevina, Kirilenko ile Urszula eşleşti ilk turda. Urszula...

Seul Ana Tablo


Diğer turnuva Taşkent'te. Taşkent'in bende özel bir yeri vardır. Doğduğum yer, değil tabi. Cirstea ilk şampiyonluğunu burada elde etmişti. Bu arada Cirstea'nın bu hafta ne halt yediğini yazmadım ben değil mi. Efenim bu gerzek Quebec City'deki turnuvada sen gir Mirjana Lucic'e 0-6/6-1/6-1 yenil. İlk seti sıfıra karşı al sonra sadece iki oyun kazanabil. Son birkaç ayda çelik gibi sinirler edindim artık kolay sinirlenmiyorum. O yüzden kendi haline bırakıyorum Cirstea'yı.

1 numaralı seribaşı bir Romen, Dulgheru. Şöyle ana tabloya baktığımda göze çarpan isimler, Sania Mirza, Vögele, Chakvetadze, ev sahibi Akgül Amanmuradova, Sharapova... Bi dakika! Haaa Sharipova'ymış. Bu kızın adını ilk defa Roland Garros'ta görmüştüm. Sabina Sharipova. Tenis enteresan.

Taşkent Ana Tablo

Read more...

quebec.. paszek.. kafiyeli bunlar hep


Paszek Quebec'te kariyerinin ikinci şampiyonluğuna ulaştı. 90lı raket finalde Bethanie Mattek-Sands'ı zorlu bir müsabakanın ardınan üç sette geçerek kupayı kaldırdı. Yanlış tedavi sonucu (kan nakli) doping yapmış sayılmış ve kısa bir süre kortlardan uzak kalmıştı yaklaşık bir yıl önce. Bu şampiyonluk kariyerini nasıl etkilyecek bakalım Avusturyalı'nın.

Read more...

davis cup: inanmış çocuklar

Sırbistan 2-1 geride başladığı pazar günü sonunda tarihinde ilk kez Davis Cup finali oynamaya hak kazandı. Günün ilk maçında Novak Djokovic, Tomas Berdych ile karşılaştı. İlk seti kaybettikten sonra servis performansını ve oyun seviyesini yükselterek diğer üç seti hanesine yazdırdı. Sonra adamım Janko sahne aldı ve Stepanek karşısında kazandığı 6-0'lık ilk set fitili artık tamamen ateşlemişti. Çek rakete set vermeden kazanan Tipsarevic böylece 3-2 ile Sırbistan'ı finale taşımış oldu.

Dün 3-0 ile finale çıkan Fransa, bugün iki ölü eşleşmeyi de kazanıp 5-0'a getirdi skoru.

Final Aralık'ın ilk haftasında Sırbistan'da oynanacak. Sırbistan takımı kazanırsa kafalarını sıfıra vurduracakmış. Yakışmaz hiçbirine dazlak olmak.

Read more...

19 Eylül 2010 Pazar

ne dedin sen: kendini kontrol edemiyor

Ashley Harkleroad, Facebook sayfasından (Fan sayfasından değil kişisel sayfasından) Andy Roddcik'e giydirmiş. Matt Cronin öyle diyor. Roddick'in Amerika Açık ikinci turunda Tipsarevic ile oynadığı müsabaka sırasında ayak hatası yapınca sinirlenip hakemle tartışmasının ardından şunları yazmış Harkleroad:

"A-snob (Roddick'e A-Rod derler ondan devşirme bir laf) gerzek gibi görünüyor çünkü gerçekten ayak hatası yaptı. Mal! Bütün bu boş lafların Tipsarevic'in umrunda değil! Neden bizim için o şapkanı bir kez çıkartıp bize ne kadar kelleştiğini göstermiyorsun!"

"Tipsarevic baselinde daha iyi bir oyucnu ve kortta daha olgun. Mental olarak daha güçlü. Bu burnu havada veledin şımarıkça davranışı, savaş döneminde yetişmiş bir Sırp'a karşı işlemez"

"A-snob is looking like a dumb ass cause he DID foot fault!... Dork! All your ranting & raving isn't bothering Tipsarevic! Why don't u take off your hat for once & show us all how you're going bald!"


"Tipper is better player bottom line & more mature on court. He's tougher. That bratty behavior from snob boy doesn't work against guy from Serbia who grew up during war."

Şimdi neden durup dururken celallenmiş bu hatun diyebilirsiniz. Cronin der ki, bu ikisi junior ve ilk pro dönemlerinde çıkmışlar. Hatta Cronin, Harkleroad ile röportaj yaparken Roddick de dışarıda onu almak için bekliyormuş o zamanlar. Nereden baksan 7-8 sene geçmiş. Hala ne diye burnunu böyle işlere sokuyor anlamak güç. Evet, Roddick tam bir mankafa gibi davranıyor bazen. Evet, Roddick zengin şımarık bir velet. Hele ki 2008'den önce nefret ederdim kendisinden. Ama sana ne Ashley?

Harkleroad'un Chewbacca savunmasına da çok güldüm. Adamı -seninle alakası bile olmayan- yanlış yaptığı bir hareket yüzünden eleştiriyorsun, pardon ona hakaret ediyorsun, ve sonra onun kelliğinden dem vuruyorsun. Ne alakası var? Yaşın 25, ergen de değilsin. Çocuk doğurmuşsun, iki sene önce ameliyat olup karnından kist aldırmış 3 ay sonrasında Playboy'a soyunmuşsun. Tenisten başka her işle uğraşmışsın ve hayatını tenise adamış birine hakaret etmekten çekinmiyorsun. Ve bu arada ikinci cocuğuna hamilesin. Kendi ailenle ilgilensen?

Buradan Matt Cronin'e de iki çift lafım. Matt olmuşsun ama Cronin olamamışsın! İnsanların Facebook iletilerini neden bütün dünyaya yayıyorsun bre zındık!

Read more...

şampiyonluk geliyorum dedi

Çok yakın geçen bir müsabaka sonrası ENKA'da Player's Lounge önünde ağlarken görmüştüm maçtan yarım saat sonra Jarmila Groth'u. İnsan ister istemez gidip teselli etmek istiyor da yapmadım tabii. Sırtına pat pat vurup, "Saçmalama çok güzel oynadın, eskiye nazaran daha iyi vuruyorsun, servislerin muazzam, nazar değmesin sakatlık da yok artık, yakında bir şampiyonluk gelecektir" demek istedim. İçimden dedim bunları. İstanbul Cup'taki müthiş oyunu aklımda yer etmişti bir kere.

İstanbul öncesi Roland Garros ve Wimbledon'da son 16'ya girmişti Avustralyalı ancak Amerika Açık'ta çok şanssız bir kura çekti. İlk turda Maria Sharapova ile oynayıp set almayı başardı ancak galip gelemedi. Bu hafta Çin'deki turnuvadaydı Jarka. Kariyerinde ilk defa 1 numaralı seribaşı olarak bir turnuvaya katılıyordu ve bunun hakkını verdi. Set kaybetmeden finale çıktı ve finalde Alla Kudryavtseva'yı da set vermeden geçerek ilk şampiyonluğuna ulaştı. Bu yıl, en az oyun kaybederek ulaşılan şampiyonluk bu. Beş maçta 15 oyun, müsabaka başına üç oyun (daha önce de matematiğimin çok sağlam olduğunu söylemiştim sizlere).

Avustralya Açık'ta, kendi evinde (Kızın üç tane evi var ama, Slovakya, Avustralya ve Türkiye) kura da yardım ederse (ki böyle giderse sıralaması daha da yükselir belki ilk 32'ye girer - haftaya 42 olacak) iyi işler çıkartacak gibi duruyor Jarka. Tek dileğim sakatlığın kapısını çalmaması.

Read more...
yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP