rogers cup etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rogers cup etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ağustos 2011 Salı

rogers cup: ben büyüğüm ben, novak usta



Kim diyorsa ki "Djokovic'in bu halini önceden tahmin ettim", ben onun alnını karışlarım. Eskinin buluttan nem kapan, osuruktan hapşıran adamı şimdi ne güneşten, ne polenden, ne sıcaktan, ne rüzgardan, ne gürültüden, ne yağmurdan, ne de Federer ve Nadal'dan etkileniyor. Adam mekanik bir şey oldu.

Bu seri ilk inşa edilmeye başlandığında bahar-yaz aylarına kadar kesin eski Novak geri döner diyordum. Ne kadar kazanabilirdi ki böyle seriler halinde. Sonra baktım adam manyak. Gidiyor. 1 Masters, 2 Masters, 3 Masters ha dört Masters. Arada bi ufak, bi büyük deviriyor. (Grand Slamlere 70'lik diyek mi bundan sonra). Neyse rekorun dibine geldik. Federer seri rekorunu kırmasına izin vermemişti. Bu sefer rakip bile olamadı.

Murray ve Nadal'ın erkenden döküldüğü, Federer'in yeni yaşında yine Tsonga'ya tosladığı turnuvada Djokovic tek başına kaldı yukarılarda. Finaldeki rakibi bu sene ABD'de çok iyi işler çıkaran Mardy Fish oldu. Zorladı da Novak'ı. Ama kritik puanlar hep Sırp'a gitti. Fish bir set alabildi, bu turnuvada Nole'den set alabilen tek isim oldu. Fakat şampiyonun adı değişmedi.

Djokovic bu yılki dokuzuncu şampiyonluğunu kazandı. Bunlardan beşi Masters, ikisi Grand Slam. Bu 5 Masters bir rekor. Daha önce kimse bir sezonda bu kadar Masters kazanamamıştı.

Önümüzde bir Cincinnati ardından Amerika Açık var. Cincy'i geç- Amerika Açık'ta bir şampiyonluk Djokovic'i tarihin en iyi sezonunu geçiren tenisçi yapar. Federer'in 2006'si suya düşer gözümde.


Fish de kendi çapında bir Djokovic oldu. Şu an Amerika Açık Serilerinde lider gidiyor. Djokovic ikinci. Fish kariyerinin en yüksek noktasını gördü sıralamada bu hafta yedinciliğe çıkarak. Bu kadar tek yönlü bir oyunla bunu başarması da dikkat çekici. O tek yönünü yani servis-voleyi ne kadar iyi yapabildiğini gösterir. Ama o silah da genelde tutukluk yapar işte, hele ki karşındaki azman olmuşsa.

Read more...

toronto: kaçın lan sahibi geldi


Bunu kabullenmek zor. Aslında hangisini kabullenmek zor bilemiyorum. WTA'de bir kişinin çıkıp da bir sene boyunca maç oynamamış birini yenememesi mi yoksa Serena Williams'ın her şeye rağmen azimle tura geri dönmesi mi...

Üst üste ikinci şampiyonluğunu Toronto'da elde etti Serena. İlki Stanford'daki Premier turnuvaydı. Kanada ise Premier 5 yani bir nevi erkeklerdeki Masters. Federer'in bir sene ara verip de dönüp Indian Wells'i kazandığını düşünün işte, bu yaşta. Serena'nın şampiyonlukları ile büyümüş bir nesil için bu normal gelebilir. Ama anormal. Cidden anormal ötesi. Şu an bunları yapabilen bir kadının sakatlık öncesi 32 Grand Slam tekler şampiyonluğu falan bulunması gerekir.

WTA yıllardır eleştiriliyor ve ben inatla çeşitliliğin iyi olduğunu savundum. Federer'in 05-06-07'deki dominasyonu gibi bir şey insanları tenisten soğutur diye düşündüğüm için (en azından Federer'in oyunu göze hoş geliyor, Serena'nınki gerçekten itici) WTA'deki bu çeşitliliğin iyi olduğunu düşündüm. Ama işte Serena gelip de herkesi pataklamaya başlayınca anladım ki bu başıboşluk bir felaket.

Bu kadının karşısına geçen her oyuncu karaktersiz gibi oynuyor. Bütün oyun karakterini kaybediyor ve siniyor. Forehandçi fileyle sevişiyor, servisçi top fırlatamıyor. Saçma sapan işler. Kadın ayağını kesti, ölümden döndü. Utanır lan insan azıcık. Gelip hâlâ turu domine edebiliyorsa ben o ilk 10'daki tenisçilerin hepsinin ta raketlerini asmalarını tavsiye edebilirim. Bu baskıyı kaldıracak psikolojileri yok mu? Yetenekleri var biliyorum. Ya neyse aklım almıyor, tenis fiziksel bir oyun, cidden aklım almıyor. Koskoca Federer düştü fiziksellikten ötürü, bu kadın bir sene bırakıp eskisinden daha iyi devam ediyor. Bırakın bu işi, beni de yormayın.

Şimdi yazının başına baktım da. Yazdıkça sinirlenmişim.

Read more...

11 Ağustos 2011 Perşembe

toronto: caro'ya bunlar da lazım



İki yıldan uzun bir süredir Energizer tavşanı gibi soluk almadan turnuvadan turnuvaya koşan Wozniacki sonunda teklemeye başladı. Hiç büyük turnuva kazanamaması üzerinde zaten bir baskı yaratırken, medyanın da üstüne gelmesi mental yönden iyice eğmiş gibi duruyor Danimarkalı'yı. Şu ana kadar küçük turnuvaları kazanarak ya da en azından son dört falan görerek puanlar toplayabiliyordu. Büyük turnuvalarda zafere ulaşamasa da en azından ilk turlarda elenmiyordu.

Fakat sonunda bu tempo fiziksel olarak da bir yerden patlak verdi. Wimbledon'dan sonra katıldığı Bastad'da omzundaki sakatlık nedeniyle erkenden çekilmek zorunda kaldı. Omuz sakatlığı hakkındaki detayı tam bilmiyorum. Durumu nedir pek araştıramadım. Ama bugünkü Sara Errani mağlubiyeti omuz sakatlığından öte bir şeyler olduğunu gösteriyor.

Son şampiyon olarak katıldığı Rogers Cup'ta ilk maçında Vinci'ye yenilerek elendi. Ama nasıl eleniş. Normal giden ilk setin sonunda servis kırdırdı. İkinci sette toparladı. 5-1 öne geçti. İki kez set için servis atarken servisini kırdırdı. Üst üste altı oyun kaybetti ve elendi. Omuz sakatlığı olsa bu kötü performans maç içine dengeli yayılırdı diye düşünüyorum.

Bence kendisi için bu yenilgiler iyi oluyor. İlk turlarda elenmesi yani. Fiziksel olarak kendini toparlıyor zira şüphesiz ki maç oynamak daha fazla gerginliğe neden oluyor antrenmana kıyasla. Mental açıdan da bu nedenle daha rahatlayacaktır gibime geliyor. Amerika Açık'ta pek bir şey beklenmemesi lazım kendisinden ama gelecek sezon için bu mağlubiyetleri iyi kullanırsa Grand Slam kazanabilir. Aptalca bir varsayıım gibi gözüküyor benimkisi ama bir bekleyelim.

Serena Williams ise Görges karşısındaydı. Yine haydarvari oynadığı ilk setin ardından Görgi dengeledi oyunu. Tie-break'e gitti ikinci set. Burada biri kendi servisinde dört maç puanını ıskaladı. Kendi servisindekini çift hatayla ıskaladı. Maçtaki altıncı şansında güldü ama. Üçüncü turda olası bir Clisters eşleşmesi vardı. Ama Belçikalı karın kaslarından sakatlanarak daha ilk maçında turnuvadan çekilmişti. Serena için her şey beklediğinden iyi gidiyor şimdilik.

Toronto'da çok rüzgar var. Üstteki iki maçta da tenisçiler çok zorlandı. Ana Ivanovic, Grandstand kortunda yani ikinci büyük kortta Iveta Benesova ile karşılaştı. İlk sette 5-3/30-0 öndeyken rüzgar ışıklandırma direklerinden bir parçanın kopup ball-boy'un çok yakınına düşmesine neden olunca maç durduruldu. Yaklaşık bir saat sonra 1 nolu korttan devam etti müsabaka. Ana rahat kazandı benim zorlu geçmesini beklediğim maçı. Şimdi üçüncü turda Vinci ile oynayacak. Bu kesin çok zor geçecek ama. Vinci, Caro'dan aldığı gazla gider.

Read more...

rogers cup: hep bu twitter yüzünden


Hep bu şeytan icadı Twitter yüzünden oldu ne olduysa. Rafa Montreal'de daha ilk maçında Ivan Dodig'e elendi.

Oysa ki her şey tipik bir erken tur maçı gibi başlamıştı. Rafa ilk sette kritik puanları kazanıyordu ve ilk seti de farklı şekilde hanesine yazdırdı. İkinci sette de servis kırma avantajını bulan İspanyol 3-1 öne geçince kimse şaşırmamıştı. Bizi şaşırtacak şey daha yeni geliyordu çünkü.

Dodig bu noktada ikinci seti tie-break'e taşıyıp kazandı. Üçüncü setin başında yine servis kırdırıp geriye düşünce bu sefer ben dönebileceğine inanmıyordum ama o döndü. 3-3'ten sonra bir kez daha servis kırdırıd ve 5-3 geriye düştü bu sefer. Nadal maç için servis atarken Hırvat raket yine bir olanaksızı başardı. Maçta kaldı. Tie-break'e götürdü ve kazandı.

Nadal'ın ayağında bir sakatlık olduğunu ve bu yüzden yeterli düzeyde antrenman yapamadığını biliyoruz. Bütün bunlara rağmen İspanyol'a karşı 1-6/1-3'ten gelip maç kazanmak büyük iş. Dodig bu sezon Avustralya Açık'ta Djokovic'ten set alarak dikkat çekmişti.

Djokovic demişken...

Alışmış kudurmuştan beterdir. 10 yıl da bisiklet sürmesen yine o seleye oturduğunda hiç bocalamadan gidersin ya, ya da yüzmeyi unutmazsın ya... Kas hafızası gibi bu kazanma ya da kaybetme alışkanlığı da. İkisinin de kırılması için çok büyük değişiklikler gerekiyor.

Djokovic bugün Davydenko karşısında çok saçma başladı maça. Çift hatalar havada uçuştu, backhandler filede buldu kendini. Kolya zaten Gollum gibi bekliyor fırsatı. Hemen 4-1 öne fırladı. Nole'nin büyüsü sona mı eriyor diye düşünceler başlamışken o alışkanlık çıktı saklandığı yerden. Aldı Djokovic'i kanatlandırdı. 4-4'e geldikten sonra bir rahatlama ile tekrar servis kırdırsa da ilk seti 7-5 kazandı. Bu vakitten sonra ikinci set çocuk oyuncağıydı.

Kolya'nın daha 1,5 sene önceki halini hatırlıyorum. Nadal'ı deviren. Nasıl bir siliniştir sahneden. (Şiirden nefret ederim) Davydenko'nun zamanla eriyen karizmasına ters oranla karizması artan karısı güneş gözlüklerinin ardından kocasına eminim ki küfürler yağdırıyordu. "Yine rezil ettin bizi ee güne, boyun devrilsin!" Hoş, o daha çok gelmeyen paralara yanıyordur.

Djokovic 49-1 oldu böylece. Adam sürekli genleşen evren gibi. Doppler Etkisi'ni görebiliriz bence Nole'nin yüzünde.

Bugün Federer de korttaydı. Marsel ile antrenman yaptıktan sonra neler yapacağını merak ettiğimiz İsviçreli, ev sahibi Pospisil'i yendi ve muhteşem dörtlü içinde en az zorlanan isim oldu.

Montreal’de her şey bir garip olunca alınan sonuçlara şaşırma katsayısı da düşüyor haliyle. Marin Cilic, Delpo’yu iki sette çok rahat mağlup etti. Delpo Bey’in Amerika Açık öncesi bu hali hiç de iç açıcı değil.

Read more...

6 Ağustos 2011 Cumartesi

rogers cup: eşleşmeler

Kadınlar versiyonu Toronto'da yapılan Rogers Cup'ta sıralamadaki ilk 20 tenisçinin hepsi kaıtlım gösteriyor. Bu açıdan uzun süren tenis açlığını dindirecek gibi duruyor. Kuralar dün çekildi. Ve kurasını öğrendiği vakit Ana'nın yüzünü görmek isterdim.

Ivanovic ilk turda Venus Williams ile oynuyor. Ne diyeyim ki Venus 7-1 önde. Onu geçerse Cibulkova gelecek. Bir galibiyet daha karşısına Wozniacki'yi getirecek. Kabus gibi bir kura.

Wozniacki'nin tarafında Li Na, Kvitova ve Zvonareva var. Ana'nın bu akşam San Diego yarı finalinde Vera karşısında göstereceği performans bir şeyler söyleyecek Toronto'da ne yapacağıyla ilgili.

Masha, Azarenka, Schiavone ve Clijsters da tablonun alt tarafında. Turnuvanın cut-off tarihi Wimbledon öncesi olduğu için Serena Williams  da Protected Ranking'e ihtiyaç duymadan ana tabloda. İlk turdaki rakibi Alona Bondarenko. PR ile katılan o. Serena onu geçerse Jankovic-Görges maçının galibi ile oynayacak. Üçüncü turda ise karşısına Clijsters çıkıyor.

Ana'yı saymazsak son zamanlarda gördüğüm en dengeli kura olmuş. Olası üçüncü tur eşleşmelerinin hepsi eğlence vaat ediyor.

Cut off Wimby öncesi yapıldığı için, o vakit sıralamada çok geride olan Lisicki maalesef bu hafta burada mücadele edemiyor.

Erkeklerdeki Rogers Cup ise Montreal'de. Roger Federer'in 30. yaşının kutlanacağı turnuvada  yine sürprizler bekliyor İsviçreli. Hafta içi bir röportaj vermişti Reuters'e. Eurosport Türkiye'de var. Hâlâ takvim grand slam yapabileceğini söylüyor falan. O kadar dedim içkili röportaj verme diye.

Neyse Fab Four'u tekrar bir araya getiren turnuva oldu. Federer, Djokovic'in tarafında, Murray ise Nadal'ın. Burada da üçüncü turda büyük eşleşmeler gerçekleşebilir. Nadal-Verdasco, Djokovic-Delpo, Federer-Tsonga. Son şampiyon Murray final görür dedim ama bakalım.

Marsel'e elemede adını sanını duymadığım bir adam geldi. Şu an oynuyorlar. William Boe-Wiegaard. İkinci turda ise Michael Russell gelecek ki işi zor bizim oğlanın.

Read more...

22 Ağustos 2010 Pazar

rogers cup: ana'nın intikamını doğa ana aldı

WTA Montreal'de Ana Ivanovic hakkında atıp tutan zibidi turnuva direktörü Eugene Lapierre başka bir ananın, Doğa Ana'nın gazabına uğruyor. Oh olsun! Şunları demişti Lapierre, Ana hakkında. Dün oynanması gereken yarı finaller oynanamadı ve final pazartesi günü oynanacak. Bu sarkma tabii ki yarı finale kalan son 4 tenisçiyi mutlu etmedi. Beter olun oğlum Montreal. Ana zaten sakatlandı. New Haven'da da yok. Amerika Açık'a yetişmesi şüpheli.



Svetlana Kuznetsova ile Wozniacki arasındaki maçın ilk setinde bastıran yağmur nedeniyle maça ara verilirken canı sıkılan iki tenisçi de başladı futbol hünerlerini sergilemeye. Kuznetsova'nın futbolcu sevdiğini ve hatta oynayabildiğini biliyoruz. Daha önce tenis topuyla ayak becerilerini gösterdiğini defalarca görmüştük. Fakat Caro babasından hiçbir şey kapamamış. Futbolcu olan babasına rağmen futbol topuyla olan ilişkisi pek içaçıcı değil Danimarkalı'nın. Video aşağıda:


Read more...

20 Ağustos 2010 Cuma

rogers cup: çeyrekler belli

Kadınlarda Montreal'de devam eden ve benim hafta başından beri hakkında bloga tek bir satır dahi yazmadığım Rogers Cup'ta da son sekiz belli.

Marion Baroli - Victoria Azarenka
Kim Clijsters - Vera Zvonareva
Svetlana Kuznetsova - Jie Zheng
Francesca Schiavone - Caroline Wozniacki

Jankovic'in kötü gidişi devam etti Kanada'da da. Geçen hafta son şampiyon ve 1 numaralı seribaşı olarak Akgül Amanmuradova'ya elenen Sırp raket bu hafta da daha ilk maçında Iveta Benesova'ya yenildi. Düşüş var. O, yenildiği Benesova ise bir sonraki turda Marion Bartoli'den sadece 1 oyun alabildi. Bartoli de Baghdatis misali. Rakibi Azarenka, Kirilenko'nun ardından Na Li'ye de set vermedi.

Kuznetsova ilk turda Pavlyuchenkova'yı geçmişti. Üçüncü turda da Radwanska'yı geçerek çeyrek finale yükseldi. Rakibi Çinli Zheng. O da Dementieva'yı alt etmeyi başardı. Bir önceki turda da Rezai'yi yenmişti. Safina'ya gelelim. Kız iki maç üst üste kazandı. İnsanlık için büyük bir adım bence. Hem de önce Petkovic'i, sonra Petrova'yı yeniyorsun. Schiavone'nin de ismi PET ile başlasaydı onu da yenerdi vallahi. Düşüşteki isimlerden olan İtalyan çeyrek finalde Caro ile oynuyor. Danimarkalı bir önceki turda bir başka İtalyan Pennetta'yı üç sette geçti.

Cumanın programı
Court Central
1. Svetlana Kuznetsova vs. Zheng Jie
2. Kim Clijsters vs. Vera Zvonareva
3. Francesca Schiavone vs. Caroline Wozniacki
4. Marion Bartoli vs. Victoria Azarenka

Read more...

15 Ağustos 2010 Pazar

rogers cup: bazen olmuyor işte

Evet, bazen ne yaparsan yap olmuyor. Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki bağlantıyı Federer ile Djokovic arasında da rahatça kurabiliriz. İsviçreli gidiyor, Gulbis'e bile yenilebiliyor ama Nole'yi gördü mü karşısında Kral oluyor.

Dün maça öyle bir başladı ki, Christopher Nolan filmindeki baş döndürücü tempo halt etmiş yanında. İlk üç oyunda 12-1'lik bir puan serisi yakaladı Federer. İlk seti 6-1 aldı ve hatta ikinci sette de servis kırarak önce geçti. Tüm bu zaman zarfında Nole uyuyordu. Backhandleri ya filede kalıyor ya da çok uçuyor, forehandleri Federer'i zorlamaktan çok uzakta kalıyordu.

Ancak ikinci sette ilk oyunu almayı başarıdığı zaman bir şeyler oldu Djokovic'e. Özellikle içten dışa forehandlerde keskin nişancı isabetliliğinde toplar göndermeye başladı köşeye. İsviçreli'nin forehand kanadından yükelenerek onu köşeye çekip içten dışa forehandi ile boş köşede sayıyı buldu. Bu şekilde arka arkaya 4-5 puan aldı.  Zaten Federer'i yenmeyi başaran sağak oyunculara baktığımızda büyük forehandler ve özellikle geniş açıda büyük isabet yüzdesine sahip tenisçiler olduğunu görüyoruz. del Potro, Berdych, Söderling...

Nole'nin oyunu bu üç isimden de çok farklı. Daha teknik olmaya yatkın aslında. Drop-shot denemekten korkmaması ve oyun kurgalama yeteneği daha fazla olsa da karar vermedeki beceriksizliği ona hep pahalıya mal oluyor.

Neyse, ikinci seti kazanmayı başaran Nole üçüncü sette yine servis kırdırsa da geri dönmeyi başardı fakat en kritik anda aklı yine yerinde değildi. Son seti 7-5 kaybettiğinde saat Türkiye'de 05.00'e yaklaşıyordu. Uykusuz kalmaya fazlasıyla değdi.

Diğer yarı finalde tank gibi giden Nalbandian'ı deviren Murray, Nadal'a da acımadı. Avustralya Açık'ta da benzer bir şey olmuştu, Amerika Açık 2008'de de. Ve o finallerde Murray yoktu kortta. Umarım bu akşam kendisini evde unutmaz.

Read more...

14 Ağustos 2010 Cumartesi

rogers cup: dördünüze dördünüz

... bayram etsin gözümüz. Toronto Roger Cup'ta dünya sıralamasının illk dört basamağındaki tenisçiler yarı final biletlerini kaptılar. Federer ve Nadal rakipleri karşısında kabuslar görürken, Murray ve Djokovic çok rahat kazandılar.


 
Bu yıl Federer'i iki kez mağlup etmeyi başaran Tomas Berdych üçüncü kez zıplamak adına dün İsviçreli'nin karşısındaydı. Roger'ı bir yıl içinde üç kere yenebilen dört isim var şu an aktif tenis oynayan. Nadal, Djokovic, Nalbandian ve Murray (bunu yanlış hatırlıyor olabilirim). Hatta Nadal altı kere de yenmişti. Berdych bunu başaran beşinci isim olamadı. Olmaya 1 oyun uzaklıktayken bile. İlk iki seti karşılıklı paylaştılar. Son sette Çek raket 5-2 öne geçti. Buradan seti ve maçı verdi.

Nadal'ın da rahat bir müsabaka çıkardığı söylenemez. Kohlschreiber'a ilk seti verdikten sonra ikinci sette erken bir break ile öne geçti. Alman raketin bu yıl ilk 10 karşısında sadece bir galibiyeti vardı. İkincisi olmadı. Çeyrek finalde ilk dört arasında en rahat eşleşme Djokovic'teydi. O da artık kolay maçlarda boğulmayacağını gösterdi ve kolay bir galibiyet aldı Fransız Jeremy Chardy karşısında.

Beni en çok şaşırtan sonucu Murray aldı. Sakatlıktan sonra geçen hafta Washington ile kortalara dönen ve şampiyon olan, bu hafta da üst üste maçlar kazanarak galibiyet serisini 9 maça çıkartan (Davis Cup maçlarını da sayarsak 11) David Nalbandian'ı 6-2'lik iki setle güle oynaya geçti. Geçen sene burada şampiyon olmuştu Britanyalı. Finali görürse 4 numaraya da tutunmuş olacak.

Bu akşam Nadal-Murray ile Federer de Djokovic ile karşılaşıyor.

(3) R Federer  d. (7) T Berdych      63 57 76(5)
(2) N Djokovic d. J Chardy    62 63
(4) A Murray d. D Nalbandian    62 62
(1) R Nadal d. P Kohlschreiber    36 63 64

Read more...

13 Ağustos 2010 Cuma

bir zamanlar fakir ama gururlu bir genç vardı

Üç hafta önce Rogers Cup organizatörleri Ana Ivanovic'e wildcard teklif etmeyerek şok bir karara imza atmışlardı. Dört yıl önce burada şampiyonluk yaşamış bir tenisçinin eleme oynayacak olmasına ses çıkartılmadı. Bununla da kalsalar iyi. Çünkü bunu yaparak "ahmak" olduklarını duyurmuş oluyorlardı sadece. Fakat turnuva direktörü Eugene Lapierre yaptığı açıklamalar ile resmen haddini aştı. Sırp rakete wildcard verilmemesi üzerine tenisseverlerden gelen tepkilere karşı yaptığı savunmada şunları söylemişti:

"Evet, bu turnuva için çok şey yaptı, neredeyse bir yılını kurtardı. Karizma sahibi. Herkes onu beğeniyor. Ama gerçek şu ki, oyunuyla bir wildcard'ı hak etmiyor. Sakatlanıp turdan uzak kalan ve düşen bir oyuncu değil. Ne yaptıysa kendi kendine yaptı."

Yargıçlık kisvesi altında yapılan kişisel görüşler. Turnuva direktörünün asla söylememesi gereken şeyler. Wildcard'ın amacının sadece yerel tenisçilere profesyonel arenada mücadele etme hakkı vermek olmadığını biliyoruz. Evet isteyen turnuvalar bunu sadece bu amaç için kullanabilir. Fakat turnuvanın geçmişine baktığımızda daha geçen sene çocuk yaptıktan sonra tura geri dönen Kim Clijsters'a wildcard verildiğini görüyoruz. Zamanında Mary Pierce'a da verilmişti. Yani sadece Kanadalı gençlere verilmiyor.

Ana'yı en çok eleştirenlerden biri de benim. Zamanında yerden yere vurduğum da oldu. Oynadığı tenisle wildcard'ı hak ediyor mu? Etmiyor. Wimbledon vermezse anlarım, Amerika Açık vermezse anlarım. Ama zamanında Rogers Cup'ın tabiri mazur görün, kıçını kurtarmış olan bir tenisçiye gerekli geri dönüşü yapmak zorundasın. Çünkü hak etmiştir onu. Bu zamana kadar ihtiyacı olmadı. Geçen sene bu zamanlar o kadar kötü gidişe rağmen 20'lerdeydi sıralamada. İlk defa buna ihtiyacı olduğunda eski şampiyonunu yüz üstü bırakıyorsun.

Ana'yı bu kadar eleştirdikten sonra Bay Lapierre ne yaptı? Salı günü Ivanovic'in menajerleri ile görüşüp wildcard teklif etti. Tepkilerden dolayı sadece. Hödük amirim afedersin. Ve Ana resmi sitesinden çok nazik bir dille geri çevirdi bunu:

"Montreal'de oynamayı çok isterim ama Bay Lapierre'nin Montreal Gazetesi'ne hakkımda söyledikleri beni oldukça incitti. Bu yorumların gerekli olduğunu düşünmüyorum ve sözleri daha önce menajerlerime söyledikleri ile çelişiyor. (Kanada dışından olduğu için wildcard alamaması)

"Benim ilk isteğimin geri çevrilmesi değil sorun. Elemelerde de oynamaktan mutluluk duyardım. Ancak bu röportaj ile bazı sınırların aşıldığını düşünüyorum. Ne yazık ki bu turnuvada artık kendimi evimde hissetmeyeceğim"

Montreal'de mücadele etmeyecek Sırp raket. Bu hafta Cincinnati'de ise bu hırsla üç maç üst üste kazandı. Azarenka, Shvedova ve Vesnina'yı yenerek çeyrek final gördü. Amanmuradova ile oynayacak ki son dörde kalma şansı çok yüksek. Bay Lapierre'de kafasını duvarlara vursun. Bu açıklamalarından sonra turnuvası büyük prestij kaybına uğradı.

Read more...

12 Ağustos 2010 Perşembe

foto: bu da nadal'ın pembişleri

Read more...

11 Ağustos 2010 Çarşamba

foto: pinky and the brain

Pembe giyen hiçbir raket turnuva kazanamamış. (Yalan da olabilir)

(Foto: Reuters via. Daylife)

Read more...

rogers cup: çarşambanın programı

Read more...

rogers cup: trafik ve yağmur

Toronto'da ilk gün ilginçti. Hem sonuçlar ilginç, hem yaşananlar. Önce herkesin merak ettiği Nadal/Djokovic olayından başlayalım. Tabi ki çiftler oyununun teklere benzemediğini hepimiz biliyoruz. Bunun bir ispatı olarak da dünya sıralamasında 200'ün altında bulunan tenisçilerden oluşan çifte yenilen dünya 1 ve 2 numarasından oluşan ikili örnek gösterilebilir. Nadal/Djokovic ikilisi ilk seti kazandıkları maçı süper tie-break'te kaybetti. Kanadalı Pospisil/Raonic ikilisi genç yaşlarına rağmen kazandılar.

Teklerde Mikhail Youzhny ile Gilles Simon arasındaki maç sekiz saat sürdü. Öyle değil! İki kez yağmur engeline takılan müsabaka başladıktan sekiz saat sonra sona erebildi. Bu maçı daha ilginç kılan şey ise Fransız Simon'un trafiğe takılıp yarım saat gecikmesiydi.

Ev sahibi Peter Polansky, 13 numaralı seribaşı Jürgen Melzer'i geçmeyi başardı. Zaten son beş senedir en az bir Kanadalı tur atlamayı başarıyor burada. Thiemo de Bakker, İspanyol Feliciano Lopez'i geçerken, Ernests Gulbis zorlu sayılabilecek Bellucci'yi devirerek ikinci tura çıktı. İkinci gün ne yaptı?

Robin Söderling ile eşleşen Letonyalı salı günkü maçta ilk seti 6-4 hanesine yazdırınca heyecan yaptım itiraf edeyim. İkinci sette çok müsait bir pozisyonda servis kırma puanından yararlanamadı ve İsveçli buradan geri dönerek seti ve hatta maçı kazandı. Daha önce de dedim antrenörü olsam eşek suda gelinceye kadar döverim Gulbis'i. Ayrıca gün geçmiyor ki Tipsarevic bir müsabakadan daha sakatlanıp çekilmesin. Sağ ayak bileğinden sakatlanan Sırp raket Kohlschreiber karşısında ilk setin dördüncü oyunundan sonra bıraktı. Bak arkadaşına Janko. Troicki, 11 numaralı seribaşı Marin Cilic'i yendi. Bu çocuğa da bi gazla "Süper olacak, hobarey" dedim ama. Ümit yok sanki. Bob Brett kendine getir şunu.

İkinci gün Andy Roddick ve Fernando Gonzalez'in sakatlık ve hastalık yüzünden turnuvadan çekildiği haberi de geldi. Geçen hafta Washington'da final oynayan raketlerden David Nalbandian adaşı Ferrer'i yenmeyi başarırken, Marcos Baghdatis, Jeremy Chardy'e üç sette boyun eğdi. Yeni evli Çek raket Stepanek de elemelerden gelen Fabio Fognini'ye elendi. Vaidisova, evet.

Oy pembeli Federer de dün korttaydı. Pamuk şeker kıvamındaki elbisesiyle kortta bale yapan İsviçreli özellikle forehand kanadında müthiş oynadı. Bazen basit hatalar yapsa da forehand vuruşları mükemmel çalıştı dün. İlk set tie-break'inden üçü üst üste olmak üzere dört set puanı kaçırdıktan sonra beşinciyi affetmedi.

Salının sonuçları:
[3] R Federer (SUI) d J Chela (ARG) 76(7) 63
[5] R Soderling (SWE) d E Gulbis (LAT) 46 64 64
[7] T Berdych (CZE) d S Stakhovsky (UKR) 62 64

[9] F Verdasco (ESP) d E Schwank (ARG) 60 57 62
D Nalbandian (ARG) d [10] D Ferrer (ESP) 75 36 63
V Troicki (SRB) d [11] M Cilic (CRO) 64 76(2)
[15] G Monfils (FRA) d [LL] S Devvarman (IND)* 76(3) 63
[16] S Querrey (USA) d [Q] M Russell (USA) 36 61 64
S Wawrinka (SUI) d [WC] F Dancevic (CAN) 61 64
J Chardy (FRA) d M Baghdatis (CYP) 75 26 76(4)
P Kohlschreiber (GER) d J Tipsarevic (SRB) 22 ret.
[Q] F Fognini (ITA) d R Stepanek (CZE) 62 64
[Q] Y Lu (TPE) d [WC] P Duclos (CAN) 64 64
O Dolgopolov (UKR) d P Petzschner (GER) 16 62 76(4)
X Malisse (BEL) d M Berrer (GER) 76(2) 62
M Llodra (FRA) d S Giraldo (COL) 76(6) 75

Pazartesinin sonuçları
[12] M Youzhny (RUS) d G Simon (FRA) 64 64
[WC] P Polansky (CAN) d [13] J Melzer (AUT) 76(6) 64
[14] N Almagro (ESP) d [Q] I Marchenko (UKR) 75 57 64
S Stakhovsky (UKR) d R Gasquet (FRA) 75 61
V Hanescu (ROU) d [WC] M Raonic (CAN) 64 64
T Robredo (ESP) d [Q] J Nieminen (FIN) 61 64
T de Bakker (NED) d F Lopez (ESP) 76(2) 63
E Gulbis (LAT) d T Bellucci (BRA) 61 64
J Chela (ARG) d A Falla (COL) 60 63
J Benneteau (FRA) d [Q] D Istomin (UZB) 64 64
[Q] K Anderson (RSA) d L Mayer (ARG) 76(2) 64

(Foto: Reuters/Getty)

Read more...

8 Ağustos 2010 Pazar

toronto: rogers cup ana tablo

Toronto'da ana tablo müsabakaları yarın gece başlayacak olan Rogers Cup'a ATP sıralamasının ilk 10 isminden sakat olan JMDP hariç bütün isimler katılıyor. Bu da çekişmeli bir turnuva izleyeceğimizin habercisi.

Wimbledon'dan sonra 3 numaraya düşmesinin ardından 7 yıl sonra ilk defa katıldığı bir turnuvada 3 numaralı seribaşı olacak Roger Federer tabloda Novak Djokovic'in tarafında.

1 numaralı seribaşı Nadal'ın yarısında Roddick, Murray ve Söderling, 2 numaralı Djokovic'in yarısında ise Federer, Berdych ve Davydenko var. Bakıldığında Nadal'ın ki daha zor ama iki tenisçinin güçleri ve kararlılıklarına oranlandığında Djokovic'in işi daha kolay değil.

Nadal ilk maçında ev sahibi Dancevic ile Wawrinka müsabakasının galibi ile oynayacak. Querrey, Cilic ve son iki haftadır iyi sonuçlar alan Tipsarevic de ilk 10 dışındaki olası rakipleri. Djokovic'in ikinci turdaki olası rakibini Benneteau ile elemelerden gelecek tenisçinin ilk tur maçı belirleyecek. Verdasco, Melzer ve Baghdatis yarı finale kadar karşısına çıkabilecek isimler.

Federer ilk maçında Alejandro Falla ile Juan Ignacio Chela müsabakasının galibi ile karşılaşacak. Almagro, Youzhny ve Simon-Gasquet adlı Fransızlar var yolunda. Çeyrek finale kalırsa olası rakibi Tomas Berydch. Geçtiğimiz ay içerisinde pek de güzel anıları yok kendisiyle İsviçreli'nin. En güzel çeyrek ikinci çeyrek. İlk üçten kimse yok ama Murray, Söderling, Malisse, de Bakker, Gonzalez (aha Gonzalez ya la, geri dönmüş), Monfils, Ferrer, Nalbandian, Robredo, Gulbis, Bellucci var. Kapanın elinde kalır.

Çiftlerde Nadal ile Djokovic partner oldular bildiğiniz gibi.

Read more...

26 Ağustos 2009 Çarşamba

bir antrenörün dramı feat. sharapova

hahahah buna maçı izlerken çok gülmüştüm.. michael joyce ile şarapova'nın şu diyaloğunu izleyelim.. (diyalog dedim ama michael joyce konuşuyor, şarapova mimik ve jestleriyle öldürüyor)



burada joyce diyor ki "eğer kolun yorulduysa topu yüksekten at".. bunun üzerine masha "oha şişireyim mi topu?" diyor.. joyce devam etmeye çalışıyor.. "evet yani kolun yorgunsa..." burada şarapova'dan bir jest geliyor ki "yeter kes batırdın" der gibi..

daha sonra joyce servisinin yüzde 80'ini rakibinin backhand'ine attığını biraz daha slice servis denemesini söylediğinde şarapova'nın gülüşü beni harikalar diyarına bir yolculuğa çıkardı.. bir koçun karizmasının dağıldığı an bu andır.. joyce'un yerinde olmak istemezdim..

bir de geçenlerde dinara safina'nın koçunun safina'ya nasıl yüklendiğini görseniz.. dinara ağzını açamadı.. resmen safina "hadi hakem.. time de time de time de time" diyordu..

Read more...

24 Ağustos 2009 Pazartesi

afedersin eşek kadar kupa mı olur!

toronto rogers cup trophy'si..


neyse ki portatifmiş meğersem..

Read more...

23 Ağustos 2009 Pazar

cincy roger'a, rogers elena'ya..

roger federer güzel bir oyun sergilediği final maçı sonucunda cincinnati masters turnuvasını kariyerinde üçüncü kez kazandı.. novak djokovic ise üst üste ikinci kez finalde kaybetmiş oldu.. 6-1/7-5

maçın ilk setini kötü yayın kalitesi nedeniyle internetten izleyemedim.. djokovic çok basit hata yapmış ama.. ikinci sette oyun izleyebildiğim kadarı ile başabaştı.. ancak djokovic'in dünkü etkili vuruşlarından eser yoktu.. federer kort içinde koşmuyor sanki süzülerek ilerliyor gibi.. baseline'dan fileye yarışsalar bolt'u geçer bence..

ben bu postu yazarken dünyanın en sıkıcı maçında dementieva şarapova'yı iki sette yenerek şampiyon oldu ve üst üste yarı final oynayıp elenme kabusundan da uyandı böylece.. ocak ayından beri kazandığı ilk turnuva.. 6-2/6-3

şarapova'nın geldiği yer de azımsanmamalı.. geçen sene bu zamanlar ameliyat olmuş yatıyordu..

amerika açık öncesi son önemli organizasyon da bitti.. federer yine en büyük favori olduğunu gösterdi bu sonuçla.. yandaki ankette de öyle diyor zaten.. nadal bu vaziyette çeyreği bile geçemez.. murray, del potro, djoker ve roddick başabaş gidiyorlar.. aralarındaki maçları o günkü moral durumları ve vuruşlarındaki istikrar belirler..

bayanlarda ise hiçbir şey belli değil.. ilk 10'da pennetta hariç son zamanlarda istikrarlı biri yok.. şu an için en istikrarlılar pennetta ve stosur gözüküyor.. onlar da bu hafta new haven da ana tablodalar.. kuzy de var..

Read more...

yarı finallerin suare sonuçları


novak djokovic uzun zamandır görmediğim kadar iyi ve rafael nadal da çeyrek final maçındaki oyunundan o kadar uzak olunca maçı djokovic'in kazanması işten bile değildi..

sözlükten:
ilk set 6-1 ile novak djokovic'e gitti.. djoker'in servis oyunu mükemmele yakındı diyebilirim.. 4 servis oyununda 5 ace ve 0 çift hata ile oynadı.. servislerini setin başında t'ye isabetlerken, ilerleyen oyunlarda nadal'ın backhandine doğru slice servis kullandı.. böylece kortu açıp diğer köşeye winnerla puana gitti.. ralliler içerisinde ise rafael nadal'a fark attı diyebilirim.. novak'ın 13 winnerına karşılık nadal sadece 4 winner bulabildi.. basit hatalar da 7'ye 9 novak lehine..

djokovic'in geniş açılı çapraz forehandleri ile bulduğu sayılar seyre değerdi.. ikinci sette servis oyunundaki performansını sürdürürse 3 sete götürmez maçı..
/sözlükten

götürmedi de.. ikinci sette gerek servis oyunu gerekse return oyunu düşse de bu haliyle bile oldukça iyiydi sırp raket.. 2-2 iken servis kırdı.. ardından kendi servis attığı oyunda rafael nadal maçtaki tek servis kırma şansını yakaladıysa da novak djokovic öyle bir puanla bunu karşıladı ve öyle bir sevinç gösterisi yaptı ki ispanyol servis kırma şansı yakaladığına pişman olmuştur.. bu avantajını setin sonuna kadar sürdürdü novak.. servislerinde sorun yaşayıp son oyunda ilk çift hatasını yapmasına rağmen ikinci maç puanında müsabakayı kazandı..

bu galibiyetle rafael nadal karşısındaki istatistiğini de 14-5'e getirdi djokovic.. bu karşılaşmalarının 8'inin toprak kortta olduğunu belirtelim.. sert kortta 5-4 öne geçti djokovic.. çimde ise 2-0 nadal üstünlüğü var..

böylece finalin adı roger federer - novak djokovic oldu.. djokovic'in kazanma şansı azımsanmayacak kadar çok bana kalırsa..

--
buraya bayanlar akşam seansının maçı kleybanova - şarapova gelecek ama maç henüz bitmedi..
--

Read more...

yarı finallerin matine sonuçları

roger federer geçen sene üçüncü turda elendiği cincinnati masters'ta geçen senenin şampiyonu andy murray'i eleyerek adını finale yazdırdı.. baştan sona oyunu domine etti isviçreli..

ilk setin 4. oyununda servis kırarak 3-1 öne geçti ve ardından servis attığı oyunu da alarak 4-1lik bir üstünlük sağladı.. altıncı oyunda 0-40 öne geçse de bu avantajını kullanamadı.. beş puan üstüste alan britanyalı servisine tutundu.. federer ilk setin son oyununda bir kez set puanı yakaladı.. bu puanda murray'nin fileye çarpan servisine "let" vermedi sandalye hakemi muhammet lahyani.. fakat federer ikinci kez set puanı yakaladı maçta.. bu sefer de vurduğu backhand çizginin çok yakınına düştü ve çizgi hakemi aut dedi.. itiraz hakkını kullandı isviçreli ve haklı çıktı.. hakemlerin yanlış kararlarına rağmen (federasyon istifa) ilk seti kazandı federer..

federer ilk servislerin oyuna girme oyununda yüzde 36 gibi çok düşük bir yüzdede kaldı ilk sette.. ancak oyuna giren ilk servislerin tamamından sayı çıkardı.. 10 winner ve 8 basit hata istatistiklerine murray 5 winner ve 15 basit hata ile cevap verince ilk set 30 dakikada isviçreli'ye gitmiş oldu..

ikinci sette murray oyunu dengelemeye çalıştı biraz.. başarılı oldu gibi de.. iki taraf da servis kıramayınca tie-break'e gitti set.. tie-break'te federer 4-1 öndeyken basit hatalar ve murray'nin etkili servislerinin de nedeniyle bir anda 7-6 geride buldu kendini.. sette kalabilmek için servis kullanırken hata yapmadı.. fakat bundan sonra maçta kalabilmek için servis kullanan murray çift hata yapınca finale çıkan taraf federer oldu ve murray'e karşı üst üste 5. mağlubiyetini almaktan da böylece kurtuldu..

toronto da ise elena dementieva wimbledon'da elinden kaçırdığı serena'yı alt etmeyi başardı bu sefer.. son 4 karşılaşmaları da yarı final mücadeleleri..

2009 AUSTRALIAN OPEN / HARD /S/ S. WILLIAMS/ 6-3 6-4
2009 SYDNEY / HARD /S/ E.DEMENTIEVA/ 6-3 6-1
2009 PARIS / HARD /S/ E.DEMENTIEVA W/O
2009 WIMBLEDON / GRASS /S/ S. WILLIAMS/ 6-7(4) 7-5 8-6

beşinciyi kazanan dementieva oldu.. eğer ki dementieva'nın servisleri hep böyle olsaydı şu anda çok daha farklı yerlerde olacaktı bizim rus.. ilk servislerinin oyuna girme oranı yüzde 73.. karşılaştırma olsun diye söylüyorum.. çeyrek finalde stosur'a karşı 59, 3.turda peer'e karşı 62 idi bu oran.. dementieva'dan hiç beklenmeyecek bir oran.. bu servislerden puan çıkarma oranı da yüzde 64..

suare maçlarını bekliyoruz.. djoker-nadal ve kleybanova-şarapbacı saat 02:00'de..

Read more...
yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP