11 Ağustos 2011 Perşembe

toronto: caro'ya bunlar da lazım



İki yıldan uzun bir süredir Energizer tavşanı gibi soluk almadan turnuvadan turnuvaya koşan Wozniacki sonunda teklemeye başladı. Hiç büyük turnuva kazanamaması üzerinde zaten bir baskı yaratırken, medyanın da üstüne gelmesi mental yönden iyice eğmiş gibi duruyor Danimarkalı'yı. Şu ana kadar küçük turnuvaları kazanarak ya da en azından son dört falan görerek puanlar toplayabiliyordu. Büyük turnuvalarda zafere ulaşamasa da en azından ilk turlarda elenmiyordu.

Fakat sonunda bu tempo fiziksel olarak da bir yerden patlak verdi. Wimbledon'dan sonra katıldığı Bastad'da omzundaki sakatlık nedeniyle erkenden çekilmek zorunda kaldı. Omuz sakatlığı hakkındaki detayı tam bilmiyorum. Durumu nedir pek araştıramadım. Ama bugünkü Sara Errani mağlubiyeti omuz sakatlığından öte bir şeyler olduğunu gösteriyor.

Son şampiyon olarak katıldığı Rogers Cup'ta ilk maçında Vinci'ye yenilerek elendi. Ama nasıl eleniş. Normal giden ilk setin sonunda servis kırdırdı. İkinci sette toparladı. 5-1 öne geçti. İki kez set için servis atarken servisini kırdırdı. Üst üste altı oyun kaybetti ve elendi. Omuz sakatlığı olsa bu kötü performans maç içine dengeli yayılırdı diye düşünüyorum.

Bence kendisi için bu yenilgiler iyi oluyor. İlk turlarda elenmesi yani. Fiziksel olarak kendini toparlıyor zira şüphesiz ki maç oynamak daha fazla gerginliğe neden oluyor antrenmana kıyasla. Mental açıdan da bu nedenle daha rahatlayacaktır gibime geliyor. Amerika Açık'ta pek bir şey beklenmemesi lazım kendisinden ama gelecek sezon için bu mağlubiyetleri iyi kullanırsa Grand Slam kazanabilir. Aptalca bir varsayıım gibi gözüküyor benimkisi ama bir bekleyelim.

Serena Williams ise Görges karşısındaydı. Yine haydarvari oynadığı ilk setin ardından Görgi dengeledi oyunu. Tie-break'e gitti ikinci set. Burada biri kendi servisinde dört maç puanını ıskaladı. Kendi servisindekini çift hatayla ıskaladı. Maçtaki altıncı şansında güldü ama. Üçüncü turda olası bir Clisters eşleşmesi vardı. Ama Belçikalı karın kaslarından sakatlanarak daha ilk maçında turnuvadan çekilmişti. Serena için her şey beklediğinden iyi gidiyor şimdilik.

Toronto'da çok rüzgar var. Üstteki iki maçta da tenisçiler çok zorlandı. Ana Ivanovic, Grandstand kortunda yani ikinci büyük kortta Iveta Benesova ile karşılaştı. İlk sette 5-3/30-0 öndeyken rüzgar ışıklandırma direklerinden bir parçanın kopup ball-boy'un çok yakınına düşmesine neden olunca maç durduruldu. Yaklaşık bir saat sonra 1 nolu korttan devam etti müsabaka. Ana rahat kazandı benim zorlu geçmesini beklediğim maçı. Şimdi üçüncü turda Vinci ile oynayacak. Bu kesin çok zor geçecek ama. Vinci, Caro'dan aldığı gazla gider.

Read more...

rogers cup: hep bu twitter yüzünden


Hep bu şeytan icadı Twitter yüzünden oldu ne olduysa. Rafa Montreal'de daha ilk maçında Ivan Dodig'e elendi.

Oysa ki her şey tipik bir erken tur maçı gibi başlamıştı. Rafa ilk sette kritik puanları kazanıyordu ve ilk seti de farklı şekilde hanesine yazdırdı. İkinci sette de servis kırma avantajını bulan İspanyol 3-1 öne geçince kimse şaşırmamıştı. Bizi şaşırtacak şey daha yeni geliyordu çünkü.

Dodig bu noktada ikinci seti tie-break'e taşıyıp kazandı. Üçüncü setin başında yine servis kırdırıp geriye düşünce bu sefer ben dönebileceğine inanmıyordum ama o döndü. 3-3'ten sonra bir kez daha servis kırdırıd ve 5-3 geriye düştü bu sefer. Nadal maç için servis atarken Hırvat raket yine bir olanaksızı başardı. Maçta kaldı. Tie-break'e götürdü ve kazandı.

Nadal'ın ayağında bir sakatlık olduğunu ve bu yüzden yeterli düzeyde antrenman yapamadığını biliyoruz. Bütün bunlara rağmen İspanyol'a karşı 1-6/1-3'ten gelip maç kazanmak büyük iş. Dodig bu sezon Avustralya Açık'ta Djokovic'ten set alarak dikkat çekmişti.

Djokovic demişken...

Alışmış kudurmuştan beterdir. 10 yıl da bisiklet sürmesen yine o seleye oturduğunda hiç bocalamadan gidersin ya, ya da yüzmeyi unutmazsın ya... Kas hafızası gibi bu kazanma ya da kaybetme alışkanlığı da. İkisinin de kırılması için çok büyük değişiklikler gerekiyor.

Djokovic bugün Davydenko karşısında çok saçma başladı maça. Çift hatalar havada uçuştu, backhandler filede buldu kendini. Kolya zaten Gollum gibi bekliyor fırsatı. Hemen 4-1 öne fırladı. Nole'nin büyüsü sona mı eriyor diye düşünceler başlamışken o alışkanlık çıktı saklandığı yerden. Aldı Djokovic'i kanatlandırdı. 4-4'e geldikten sonra bir rahatlama ile tekrar servis kırdırsa da ilk seti 7-5 kazandı. Bu vakitten sonra ikinci set çocuk oyuncağıydı.

Kolya'nın daha 1,5 sene önceki halini hatırlıyorum. Nadal'ı deviren. Nasıl bir siliniştir sahneden. (Şiirden nefret ederim) Davydenko'nun zamanla eriyen karizmasına ters oranla karizması artan karısı güneş gözlüklerinin ardından kocasına eminim ki küfürler yağdırıyordu. "Yine rezil ettin bizi ee güne, boyun devrilsin!" Hoş, o daha çok gelmeyen paralara yanıyordur.

Djokovic 49-1 oldu böylece. Adam sürekli genleşen evren gibi. Doppler Etkisi'ni görebiliriz bence Nole'nin yüzünde.

Bugün Federer de korttaydı. Marsel ile antrenman yaptıktan sonra neler yapacağını merak ettiğimiz İsviçreli, ev sahibi Pospisil'i yendi ve muhteşem dörtlü içinde en az zorlanan isim oldu.

Montreal’de her şey bir garip olunca alınan sonuçlara şaşırma katsayısı da düşüyor haliyle. Marin Cilic, Delpo’yu iki sette çok rahat mağlup etti. Delpo Bey’in Amerika Açık öncesi bu hali hiç de iç açıcı değil.

Read more...

10 Ağustos 2011 Çarşamba

federer rogers cup'a marsel ile hazırlandı


Kazanırsa da "Marsel ile çalıştım, kazandım :))" diye reklam yapsın. Marsel Dergisi Dershaneleri.

Hep hayal ettik Marsel'in bir turnuvada Federer, Nadal, Djokovic ya da Murray ile karşılaşmasını. Merak ettik neler olacak, Türk tenisinde neleri değiştirecek diye. O henüz olmadı ama Federer ile Marsel karşılıklı oynama fırsatı yakaldı.

İki haftadır normal düzenimden sapkın bir biçimde sabahın köründe başlıyorum mesaime. Genelde 07.30'da uykulu gözlerle bilgisayarın başına geçip aynı zombik gözlerle dönüyorum evime. Bu sabah Can Hoca'nın Facebook sayfasında "Kral'la (Federer) antrenman yaptık" yazısını görünce gözlerim istese de kapalı kalamazdı. Gün boyu bekledim fotoğrafları. Sonra Alican sağolsun gönderdi daha Can Hoca yüklemeden. Hemen Eurosport.com'a koydum ve sizle paylaştım. Saçımı süpürge ettim, yemedim yedirdim...

Haber metni için buraya bakabilirsiniz.







Read more...

9 Ağustos 2011 Salı

31. haftanın şampiyonları


Agnieszka Radwanska d. Vera Zvonareva 6-3/6-4


San Diego'daki turnuvaya neden inatla Carlsbad dediklerini anlamadım en başta. Ama sonra hepsinin Bojana'ya kurulan komplonun bir parçası olduğuna kanaat getirdim. Kızı Texas'a gönderip ilk tur maçını kaçırtacaklar böylece de ne olacak hiçbi fikrim yok. Neyse.

Finalde Agnieszka ile Zvonareva karşılaştı. Aga bütün hafta omzunda orta çağ şövalyelerinden kalma bir zırhla dolaştı durdu. O, sargılı omuzla da şampiyon oldu. Vera'nın finalde çok savruk olduğunu söyleyenler var.

Radwanska'nın daha fazla şampiyonluğu var diye biliyordum bununla birlikte beş olmuş. Ki bu en büyük kupa içlerinde. Tekrar ilk 10'a girme konusunda güzel bir adım oldu Polonyalı'dan. Kardeşini de buralarda görmek, uzun uzun izlemek isteriz.



Radek Stepanek d. Gael Monfils 6-4/6-4


Erkeklerde Washington'ı Radek Stepanek kazandı. Sadece bir dönem Hingis ile sevişmiş olduğu ve şu an Vaidisova ile evli olduğu için bile çok büyük bir kin beslediğim zenci dudaklı beyaz adam, Monfils'i mağlup ederek iki buçuk-üç yıl sonra bir şampiyonluk yaşadı. Monfils'in bir gece önce yerel saatle 2'ye yakın biten maçının bunda etkisi vardır mutlaka. Yıllanmış şarap gibiyim dedi maçtan sonra bi de Çek tenisçi.




Robin Haase d. Albert Montanes 6-4/4-6/6-1

Kitzbühel'de Hollandalı Robin Haase, kariyerinin ilk ATP şampiyonluğuna ulaştı. Aferin çocuğum.

Read more...
yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP