24 Haziran 2011 Cuma

gün sonu: wimbledon 11 - gün 4

Vay be ne gündü ama. Geri dönüşler, hırs, azim ve tutku... Tenisi neden seviyorsak hepsi vardı bugün.

Uzun zaman sonra ilk defa çocuklar gibi havalara uçtuğum sonuçla başlamak isterim. Lisicki'nin bana yaşattığı heyecanı tarif edemem. Umutsuzca bu kızın başarılı olmasını istiyorum bir süredir. 2-3 sene önce topa nasıl vurduğunu ilk gördüğümden beri kazanmasını istiyorum.


Fakat hem benim istemem hem de Alman olmasından ötürü talihsizlikler yakasını bırakmadı. Haas gibi, Anna-Lena gibi sakatlıklarla boğuştu. Uzun aralar verdi. İki yıl önce Wimbledon'da Wozniacki'yi yenerek çıktığı çeyrek final hafızalarda. Çim zemin oyununa uyuyor. Hayır servis-voleci değil. Voleye gerek kalmıyor çünkü iyi günündeyse. Lakabı da boşuna Bambam değil. Çakıl korksun.

Bugün daha iki hafta önce Grand Slam şampiyonu olmuş ve hali hazırda çim zeminde iyi olan Li Na karşısında 2008 Avrupa Şampiyonası'ndaki Türkiye gibiydi. Bu benzetmeyi yapmamda sorun olmaz. 119'da gol yiyip, 120'de hapisaneden çıkış kartını bulan Türkiye gibi iki kez bitti denilen maçı çevirdi Alman tenisçi. Ki Sabine'nin birçok maçını izleyen biri olarak Li ilk kez maç için servis atarken maçı kafamda bitirmiştim.

Hesaba katmadığım şey Lisicki'nin sakatlığının bulunmadığı ve zeminin çim olduğuydu. Bambam 2009 Wimbledon'dan bu yana hiç maç kaybetmedi yeşil zeminde.  Geçen hafta Birmingham'ı kazanmıştı ve bu sayede wildcard almıştı.


Bu sefer şansı da yaver gidiyor. Normalde üçüncü turda Zheng Jie, dördüncü turda Ana-Aga maçının galibi gelecekti karşısına. Burada yarı final görmüş olan Zheng 19'luk Misaki Doi'ye mağlup oldu. Üçüncü turda Lisicki Doi ile karşılaşacak. Daha da önemlisi Radwanska ellerindeki maçı Petra Cetsovksa'ya sundu. Çek tenisçi üçüncü turda Ana ile oynayacak. Ivanovic'in Roland Garros'ta şampiyon olduğu yıl yanılmıyorsam dördüncü turda karşılaşmışlardı ve Ana 6-0/6-0 ile son sekize kalmıştı. Lisicki-Ana maçında kesinlikle Lisicki'yi tutarım Wimbledon özelinde.

Bugünün bir diğer geri dönüşü ise Serena Williams'tan geldi. Genç Rumen Simona Halep karşısında ilk sette yokları oynayan uzun tırnaklı (o tırnaklar nasıl batmıyor, nasıl rahatsız etmiyor anlamıyorum) tenisçi, sonradan bir açıldı pir açıldı. Hırs böyle bir şey. İlk sette 5-2 öndeyken Halep sağlık molası aldı ama sonuca değil skora etki etmiştir ancak. Sağlıklı olsaydı belki diğer setler 6-4/7-5 bitecekti ama Serena kazanacaktı.

Maçtan sonra yine bikbiklenmiş hanfendi. "Neden 2 nolu korttayız ailecek anlamadık" demiş. "Bir daha merkez kort dışında oynarsam bu topu gırtlağınızdan içeri sokarım" demiş. (Bunu demedi tabii şimdi inananlar olur) Kesin zencisiniz diye di mi Serena? Kesin pigmentleriniz farklı diye yapmışlardır. Zira dünya 1 numarası Caroline Wozniacki de aslında zenci, o yüzden iki nolu korta koymuşlar onu da bugün. Yazık ya.

Domi, Makiri, Jarka, Görges, Flavi, Cesca gibi isimler teklemedi. Günün kadınlarda beni üzen tek sonucu Pavlyuchenkova'nın elenmesi oldu. O cüsseyle çim zor zaten. Bizimki de bi umuttu. Yağmur nedeniyle sarkan program neticesinde merakla beklediğim Robson-Sharapova maçı ve Wozniacki-Razzano karşılaşması oynanamadı.

Erkeklerde Djokovic ve Federer üzerine henüz konuşmaya gerek yok. İkisi de rahat rahat kazanıyorlar maçlarını. Bugünün olayı merkez kortun açılış maçıydı. Söderling ile Hewitt. 2002 şampiyonu Avustralyalı hâlâ bir şeyler yapabildiğini göstermek için çok çabaladı. Ve hatta gösterdi de. Becker'den bu yana kimsenin yapmaya tenezzül bile etmediği plonjonları file önünde nefis uyguladı bugün eski toprak. Bize 90ların tenisinden parçalar sergiledi. Etkili servisleri ile setlerde 2-0 da öne geçti. Ancak üçüncü seti tie-break'e götürmeye ramak kala Söderling geri dönüş butonuna basmıştı bile.

John Isner'ı başka bir Nicolas ile 18 nolu korta verdiler yine. Almagro ile Isner bir başka epik maça doğru gidiyordu. İlk üç set tie-breaklerle sonuçlandı. 2-1 İspanyol öndeydi. Son  set ise 6-3 Almagro lehine bitince Uzun Isner Efendi maçı kaybetti.

Üç genç Dimitrov, Harrison ve Tomic rakiplerini zorladı. Dimitrov Tsonga'ya mağlup oldu. Harrison, Ferrer karşısında önde maç karanlık nedeniyle ertelendi. Tomic de Andreev karşısında direniyor maç ertelendi.

Troicki, Rendy Lu'dan set alamadan gümledi. 13'ün uğursuzluğu diyelim. Üzerinde düşünmeye gerek yok. Sıkıldım yazmaktan yeter bu kadar. Hadi.

Read more...

23 Haziran 2011 Perşembe

gün sonu: wimbledon 11 - gün 3

Uzun, uzun bir zaman önce... Uzak bir galakside Kimiko Date dünya dört numarası. Genç ve dinamik. Sonra bir anda tenisi bırakıyor. 12 yıl boyunca izlemek zorunda kalıyor ve yakın bir geçmişte dönüp biraz kıç tekmelemek istiyor. 38 yaşında döndüğü turda bırak maç kazanmayı, şampiyonluk yaşıyor. Ve bugün 40 yaşında çıktığı kortta, 20liklere taş çıkartırcasına oynadı.

Rakibi Venus de genç değil, 31 yaşında. Ayşe ve annesinin yaşları toplamı 71'dir. Anne korttaki her topa yetiştiğine göre Ayşe'nin yaşı kaçtır? İki deneyimli kurt bize beklenmedik derecede güzel bir maç izlettiler bugün. Eski ekol yani yabancıların tabiri ile "old-school" tenisin, 90ların tenisinin nasıl göze hoş geldiğini sergilediler. İkisi de belli bölümlerde çok iyi oynadı. Maçın başında Japon tenisçi her yerdeydi. 5-1'i yakaladıktan sonra Venus dirildi. Tie-break'te Date-Krumm kazandı. Karar setinde ise baştaki karşılıklı servis kırmalardan sonra nefis bir heyecana sahne oldu ve 3 saatlik mücadeleden 8-6'lık son set ile Venus galip geldi. Kimiko Date-Krumm ise kattığı hava ile 20 yıl sonra bile hatırlanacak.

Bugünkü diğer ikinci tur maçlarında seribaşılar sorun yaşamadı. Zvonareva, Azarenka, Kvitova, Hantuchova, Vinci ve Pironkova üçüncü tura yükseldi. Yağmur nedeniyle oynanamayan ilk tur maçları da tamamlandı. Şok edici bir sonuç yok. Radwanska çift bagele giderken rakibi Govortsova'nın sol ayak bileğindeki sakatlık nedeniyle çekilmesiyle 9-0 ile ikinci tura yükseldi. Görges ve Jarka rahat kazanırlarken, Domi ve Flavi üç setlik zorlu maçlardan sonra bir üst tura yükseldiler. Elenen tek seribaşı ise Mattek-Sands oldu. Misaki Doi'ye mağlup oldu ilginç ABD'li.

Britanyalıların yine döküldüğü turnuvada Laura Robson'ın Angelique Kerber'i bir set geriden gelip mağlup etmesi elit ırkın yüzünü güldürürken, Lisicki'nin parkta gezer gibi tur atlaması da benim yüzümü güldürdü. İkimizin de sevinci kursakta kalabilir zira Robson Sharapova, Lisicki de Li Na ile eşleşti.

Erkeklerde Nadal, Murray, Berdych ve Roddick "Buraların büyüğü biziz" dercesine rahat kazandılar maçlarını. Diğer seribaşılar Gasquet ve Fish de üçer sette gülerken, Monfils tipik bir setini verdi yine Zemlja'ya.

Pussycat Wawrinka, Simone Bolelli'ye yenilerek çağ atladı. Normalde herkese aslan kesilen, beş sette ölümüne kazanan ancak Federer'i gördü mü "Al beey al maç senin olsun" diyen Stan bu sefer güldürmedi. Zaten Federer ile ancak finale çıkarsa karşılaşacaktı. Finale de çıkamayacağına göre bu turnuvada kendine misyon bulamadı ve bıraktı bence.

Bir zamanların aslan parçası Fernando Verdasco da kedigillerin uysallarına katılmış durumda. Robin Haase'ye beş sette mağlup olan 24 nolu seribaşı turnuvaya veda etti. O boy ve müthiş servislere rağmen Wimbledon'da üst tur göremeyen Ivo Karlovic yine Ivo Karlovicliğini gösterdi ve Kubot'tan set alamadan elendi.

Read more...

21 Haziran 2011 Salı

murray'nin raket çantası

Murray'nin raket sponsoru Head, Facebook'tan bir kampanya yapmış ve Murray hayranlarından Britanyalı'yı gaza getirecek cümleler, öbekler almışlar. Daha sonra bunları Murray'nin raket çantasına yazmışlar. Kimi "Tarih yaz" diyor, kimi "Onlara çimleri öptür" diyor.

Murray ise bugün kazandığı maçtan sonra şimdi değil ama gelecek için bir ilham kaynağı olabileceğini söyledi. Neticede reklam kampanyası işte büyütmemek lazım.

Read more...

foto geçidi: bu sabah yağmur var londra'da












(Foto: Getty via Daylife)

Read more...

foto: monica seles geri döndü!!

Yalan. Dönmedi. Jim Kurye ile birlikte Manhattan'da bir proje için aldı eline raketi çocuklara tenis öğretti. Hey izleyenler arasında eli bıçaklı biri mi var?



Read more...

gün sonu: wimbledon 11 - gün 1

Bugün Nadal son zamanlardaki Nadal, Murray ise her zamanki Murray gibiydi. İspanyol yine tutuk başladığı maçta servisini kırdırarak 4-2 geriye düşse de sanki bunu bekliyormuşçasına yaptığı patlama ile maçı rahat kazandı. Ev sahibi Murray ise iki farklı maç oynadı. Rakibi dolayısıyla oldu bu tabii. Gimeno-Traver ki kendisine Travis diyelim ilk seti çat diye alınca homurtular çatısı kapatılmış merkez kortta duyulur hale gelmeye başlamıştı. İkinci sette 3-3'ten sonra ise tam 15 oyun arka arkaya kazanan bir Murray (Bill Murray mi? Hayır bir Murray) izledik. He-man o Travis'in sakatlığı bir daha oyun alamamasına neden oldu.

Çatısı kapalı demiştik merkez kort için. Zira yağmur vardı daha ilk günden. Çatının kullanıma açıldığı ilk yıl olan 2009'da yağmur biraz yabancılık çekmiş olacak ki ikinci haftaya kadar düşmemişti. Yavaş yavaş o çekingenliği atmış üzerinden. Neyse efenim bu yağnur yüzünden programın yarısı sarktı. Tamamlanabilen müsabakalara bakalım biraz.

Büyük servisçi Milos Raonic deneyimli rakibi Marc Gicquel'e (artık Çağla Şıkel esprisi yapmayacağım) set vermeden galip geldi ve Nadal ile karşılaşmasına bir adım kaldı. Rakibi Gilles Müller olacak ki bu da garip bir adam. Lüksemburg gibi "mahalle maçlarından önce adam alma aşamasında adımlaşırken bir bakmışınız sınırı geçtiniz" şeklindeki bir ülkeden çıkan bu abi elemelerden gelip Amerikalarda Açıklarda çeyrek final oynamıştı.

Fransa'nın ve ABD'nin 1 numaraları La Monf ve Mardy Fish set vermeden tur atladılar. Son finalist Berdych de sadece beş oyun bırakarak ikinci tura çıktı. Wawrinka bir İtalyan'ı eleyip bir diğerini karşısında bulurken, öpücükten kokain kapan Gaske de Giraldo'ya set bırakmadı. Şimdilik elenen tek seribaşı isim Thomaz Bellucci. Kocasından ayrıldığının kırkı çıkmamış Jarka'mızın feci şekilde yazdığı Brezilyalı, 35000 yaşındaki Rainer Schüttler'den set alamadı. Alman tenisçi 2008'de yarı final oynamış ve Federer'e yenilmişti.

Erkeklerde 10 maç yarım kaldı. Kimisi ilk sette kimisi üçüncü sette... Andy Roddick'in aralarında bulunduğu üç maç da hiç başlamayadı.

Kadınlarda Venus Williams zorlanmadan ikinci tura yükseldi. Bakın Venus'tü bugün korta çıkan. Serena değil. Bu Venus, büyük ve daha zayıf olanı. Serena öbürüsü, o, ayağını kesen var ya o Serena işte. Daha şımarık falan hani böyle. Hah sizin iyiliğiniz için diyorum ben bir daha karıştırmayın diye. "Amaaan zenci işte yaz" olmasın diye. Tamam mı kuzucuklarım. Hadi şimdi aldığınız parayı hak edin biraz.

Günün ilk kazananı ise artık allahkorusun ruhunu kortta teslim edecek ola Kimiko Teyze'den geldi. Öyle böyle değil 17 dakikada ilk seti 6-0 ile kazandı. Ev sahibi raket Katie O'Brien sadece dursa kortta bu kadar kısa sürmezdi herhalde set. İkinci turda Venus ile oynayacak Kimiko. Enteresan işler.

Son finalist Vera da Alison Riske karşısında her zamanki saçmalayışlarından birini yaptıktan sonra "Şakkaaaa" deyip maçı kazandı.

Günün benim adıma en üzen sonucu Jelena Dokic'in yenilmesiydi. 6 nolu seribaşı Cesca ile karşılaştı. İlk iki set paylaşıldı. Üçüncü setin başında yağmur başladı. Kortun kapanmasını bekledik. Yankılanan raket sesleri eşiliğinde 4-3'e kadar servis kırılmazken sekizinci oyunda Dokic servisini kırdırdı. Maç için servis atan Schiavone tam dört servis kırma puanı çevirdikten sonra bulduğu ikinci maç puanını değerlendirdi. Bana yine esmer günler düştü. Piiiii.

Üç seribaşı sizlere ömür. Shahahahahahar Peer, Ekaterina Makarova ve Kaia Kanepi turnuvaya veda ettiler. En şaşırtanı Makarova oldu. İyi bir çimcidir. McHale'ye yenildi 8-6 biten son set ile.

İlk günde aklımda kalanlar böyle.

Read more...
yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP