22 Ekim 2010 Cuma

sharapova ile vujacic nişanlandı, evet oldu

Oldu bu. Masha ile Sasha (ki bunlar ilkokul öğrencilerine okumayı sevdirmek için hazırlanmış bir kitabın karakterleri değiller) birlikteliklerini bir yüzük ile resmiyete döktüler. Nişanlandılar. Evlenecekler. Ev-le-ne-cek-ler. Çocukları olacak. Yetişkin bir pigmeden daha uzun bir yeni doğmuş bebek yapabilme potansiyeline sahip çiftimizi tebrik ediyorum.

Türkiye'deki bütün Şarapova aşıklarına -başta Nuage olmak üzere- aşklarını kalplerine gömüp bu acı günü unutmalarını tavsiye ediyorum.

Read more...

foto: aaaa katie

Katie, Katie umarım ismini doğru hatırlıyorumdur. Kendisi WTA'de çalışıyor ve tenisçilere yaklaşmanızı, bilgisi dahilinde olmadan soru sormanızı engelliyor. Hayır iri yarı bir bodyguard değil, şu elini çenesine koymuş sırıtan kişi kendisi.

İstanbul Cup'ta "van mor kuesşın, van mor" diyerek yavru köpek gibi gözlerinin içine bakmışlığım, peşinden koşmuşluğum var.

Bu fotoğrafta ilk dikkatimi çekenin o olmadığını söylemem gerek. Evet ben asıl şu arkadaki güzel saçlı insanı merak ettim. O da tanıdık bir sima gibi geliyor ama. Bilmiyorum.

Jankovic sen de minik kızın sırtına mı imza atıyorsun napıyorsun sapık ruh!

Read more...

kremlin cup: "bi kere hastayım ben"

Jankovic Çin'deki turnuvadan bu yana hastaymış. Antibiyotik kullanıyormuş. Nefes alamıyormuş. Banane. Kızımız bu:


Daha yeni 17 bitti. Zarina Diyas. Kazakistan doğumlu ancak Prag'da yaşıyor, orada büyümüş. Bugün Kremlin Cup'ta 1 numaralı seribaşı Jankovic'i 6-1/6-2 ile geçti. Dünya 268 numarası, ilk sette 5-0 öne geçince Jankovic en iyi bildiği şeyi yapıp sağlık molası aldı. Bu, onu bagel yemekten kurtardı. İkinci sette öne geçse de koruyamadı bu üstünlüğünü Sırp raket ve karşılaşmadan hezimet ile ayrıldı.

Müsabakadan sonra işte o en üstte yazdığım şeyleri söyleyip, Doha'ya kadar iyileşmeyi umduğunu belirtti.

Zarina kızımız da, "Kaybedecek bir şeyim yoktu, çıktım oynadım, baktım evde, attım hafızaya, beyin bedava, bedava yaaa, niye hamallık yapayım" dedi. Diyas'ın galibiyet sevincinden tırlattığı düşünülüyor.

Kirilenko da Bondarenko'ya ayıp etmiş 6-0/6-0 ile. Bu turnuvanın erkekleri çok bayık. Bulaşmayacağım.

Read more...

lüksemburg: açın ana'nın önünü

Ivanovic nazara gelmiyor artık. Artık bakışlarım nazar değdirmiyor bu güzel tenli kadına. Geçen hafta Linz'de şampiyon olan Ana, bu hafta Lüksemburg'da önce Larsson'u bugün de Parra Santonja'yı iki sette geçerek çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde, geçen hafta da mağlup ettiği Julia Görges ile karşılaşacak. Onu çok rahat yenmişti. Bakalım Alman raket hatalarından ders çıkartabilmiş mi göreceğiz.

Ana'ya nazar değdirmiyorum dedim aksine önünü de açıyorum. Şampiyonluk yolundaki en önemli engellerden, 1 numaralı seribaşı Elena Dementieva turnuvadan çekildi. Sağ ayağında bir iltihaplanma olmuş. Doha ne olacak belli değil. Geçen hafta sakızına kadar gördüğümüz Hercog da böylece çeyrek finale yükselmiş oldu. Rakibi Kerber. Anjjjeeliiiiiikkk Kerber.

Read more...

stockholm: 900

Stockholm'de Federer kariyerinin 900. maçına çıktı. Taylor Dent karşısında 6-1/6-2 kazandı karşılaşmayı İsviçreli. Bu 900 müsabakanın hiçbirinde sakatlık yüzünden çekilmemek apayrı bir rekor zaten. Superman panikte! Panic at the center court!

"Bundan daha iyi bir kariyer isteyemezdim" diyen Federer ilk seti 17 dakikada kazandı. İkinci sette Dent mücadele etmeye karar verip, birkaç servis kırma puanı elde etse de Federer servisinin kırılmasına izin vermedi. "Aptalca hatalara mahal vermedim, atak oynadım ve yeni şeyler denedim. Hatta fark açıldıkça servis-vole bile deneme fırsatı buldum" diyen Federer çeyrek finalde İsviçre'nin iki numarası Stanislas Wawrinka ile oynayacak.


Tablonun üst kısmında bir vatandaşlar buluşması daha var. Bunlar bir de adaş. Dodig ile Ljubicic yarı finale kalmak için mücadele edecekler. Elemelerden gelen Dodig ilk turda 8 numaralı seribaşı Robredo'yu saf dışı bırakmıştı.

Tablonun alt tarafında Söderling turnuvadaki ilk maçında Benjamin Becker'i 6-3'lük iki set ile geçti. Bir başka Alman Florian Mayer ile karşılaşacak çeyrek finalde bugün.

İlk turda Bellucci'yi eleyen Blake o hızla elemelerden gelen Bachinger'i de yenerek 390254871540 gün sonra iki müsabaka üst üste kazanmış oldu. Çeyrek finalde Jarkko Nieminen ile oynayacak. Fin raket de Berdych'i yendi. Londra'ya gitmek istemiyorsan söylemen yeterli oysa ki Tomas. Kim der bu adam Wimbledon'da Federer'i yendi.

(Foto: Getty)

Read more...

21 Ekim 2010 Perşembe

başlık bulamadım. gerçekten.

[Foto yükleme aparatına bakım yapıyorlarmış, yokmuş, ondan bu yazı bloku]

Merhaba! Ola! Hastalıklı bir hafta sonu ve birden yoğuncana başlayan bir haftanın ardından boşladığım bloguma bir şeyler yazmanın vakti geldi diye düşünüyorum şu an ben, gecenin ikisi olmuş saat. Bu haftaki turnuvalardan başlayalım gerisi gelir, laf lafı açar.

Bu hafta erkeklerde Kremlin Cup’ın yanısıra bir de sendromları ile ünlü Stockholm’de turnuva var. Rusya’da Rus ve Ukraynalı tenisçilerin çoğunluğu var. İlk turu bye geçen 1 numaralı seribaşı Nikolay Davydenko ilk maçında Pablo Cuevas’a iki tie-break ile sonuçlanan set sonucunda elendi. Geçen sene sonu ve bu yılın başında çok iyiydi Rus raket. Sakatlıklar yükselişleri de engelliyor işte. Böyle devam ederse büyük bir düşüş bekliyor Kolya’yı.

Elenen bir diğer seribaşı da Janko. Zeballos’a yenildi. Bugün bir de Twitter’dan “Acaba bu hesabı kapatsam mı” diye bir şey söyledi. Gereken cevabı verdim bir mentionla. İplemedi. Neyse. Ruslar çok dedim ikinci turda sadece iki tanesi kaldı. Youzhny ve Kunitsyn.

Stockholm’de Federer var hadi yine iyisiniz. Kendisi haftabaşında yaptığı birkaç demeçle sinirlerimi hoplatsa da artık yaşına veriyorum. Huysuz olma yaşları. Ayrıca yeteri kadar giydirmedim kendisine Murray finalinde yaptıklarından dolayı. Bu hakkımı bir sonraki “mağlup olacağını anladığı an” yapacağı huysuzluklara saklıyorum.

Yeni dünya 2 numarası, Amerika Açık’tan sonra maksimum üç turnuva oynardı. Puan ve puanlara ihtiyacı olduğu şu en sıkıntılı zamanlarda anlaşılır tabi İsveçlere gitmesi. E İsveç’te turnuva olur da Söderling olmaz olur mu. Olmaz. Olur. Bivis. Badet.

Federer ilk maçında bugün Taylor Dent ile oynayacak. Bakalım Two Face, Gotham City’de bir kargaşa yaratabilecek mi. Robin ile Fedman finalde karşılaşabilecekler mi. (Hayatınızda Batman izlemediyseniz şu an bu cümlelere boş boş bakıyorsunuz biliyorum. Biliyorum oradasınız)

Ayrıca James Bileyk maç kazandı. Evet Thomaz Bellucci’yi yendi çikolata renkli tensiçimiz. Haydi hayırlısı.

Erkekler bu kadar. Şimdi işin en güzel tarafına yani kadınlara geçelim.

Kremlin Cup karma bir turnuva. Ya bu arada haftaya Doha başlıyor farkındasınız di mi? Niye kıpır kıpır değilsiniz? Ben söyeyeyim. Ne Henin var, ne Ivanovic var, ne Şarapova var... E bazılarımız için Willimaslar da yok. O yok, bu yok, şu yok, ne var lan! Clijsters dışında izlenecek ne var? Seneye böyle olmayacak. O da İstanbul’un şansı.

Moskova’da ilk turda Pavluçenkova, Na Li ve Pennetta ilk turda hop sezonu bitirdiler. Li Doha umutlarının köküne kibrit suyu sıktı. Pennetta’nın bi iddaisı yoktu hadi. Ya sen Nastya, ya sen? Evin orası senin. Daha geçen hafta Daniilidou’ya yenilen bir tensiçiye yenildin. Peeeh.

Sürpriz bir sonuç Zarina Diyas’dan geldi. Bu kız hakkında bir şeyler yazmış olmam lazım daha önceden de hatırlamıyorum şimdi. 93’lü Kazak, ilk turda Gisela Dulko’yu mağlup etti üç sette. 1 numaralı seribaşı Jelena Jankovic ile oynayacak ikinci turda. Evet dünyanın bir yerlerinde hâlâ Jankovic’in 1 numaralı seribaşı olabildiği turnuvalar var. Bu umuttur hâlâ insanlığa şiirler yazdıran...

Azarenka bugün Petkovic’i ite kaka yenerek Doha’ya gitmeyi garantiledi. Kleybanova ile oynayacak bir sonraki turda. Rus kadınlar erkeklerden daha başarılı haliyle.

Kadınlardaki diğer turnuva Lüksemburg’da. Ivanovic var gerisi yalan. 2 numaralı seribaşı Rezai’nin Flipkens’e 6-0/6-1 yenilmesi Matrix’teki dalgalanmaya güzel bir örnek. Ana da bugün Larsson’u 6-3/6-0 yendi. Bir bagel daha. Bugün bi retweet yapmıştım bununla ilgili unuttum şimdi geçmiş vakit. Ana iki senede üç tane mi ne yapmış, şu beş ayda çok tane mi yapmış öyle bir şeydi. Ana iyi yolda mealinde yani. Güzel. Ajde. Falan.

Burada 1 numaralı seribaşı Dementieva. Rusya’da turnuva var sen niye buradasın bacım? Yarı finalde Ana ile oynayabilirler. Önüne geçmesin de. Ana çeyrekte yine Görges’le oynayacak bugün kazanırsa.

Read more...

18 Ekim 2010 Pazartesi

foto: baretini giy

Bu foto çok büyük. Büyütürseniz Hercog'un sakızına kadar görebiliyosunuz.


Hercog, Chakvetadze ve soldakini tanımıyorum. İsmi yazıyordu ama aldığım yerde. Kfish_WTA'in Twitter'ından aldım.

Read more...

17 Ekim 2010 Pazar

linz: hangisi daha şirin

İlk olarak Mayıs ayında Roma'daki toprak kort turnuvasında kendisindeki değişimi fark etmiştim ve yazmıştım. Heinz Gunthardt geçen beş aylık süre zarfında güzel bir iş çıkardı Ana üzerinde.

Ivanovic'te göze çarpan en büyük sorun servisleriydi. Top fırlatmasındaki sorunu bir seneyi aşkın bir süredir giderememişti. Alman çalıştırıcının yaptığı ilk iş bunu gidermek oldu. Hala fırlatmada sorun var ama eskisi kadar değil ve servis hareketinde düzelme göze çarpıyor. Diğer sorun Adam Scott isimli hödüktü. Adım gibi eminim çünkü Ana'nın turdan uzaklaşması, golf turnuvalarında sevgilisini izlemeye başlaması hepsi bu adam yüzünden oldu. Sırp raket kendini bir an o cılk romantik-komedi filmlerinden birinde hissetmiş olmalı. Bu, iki seneye mal oldu.

Bu yıl Amerika Açık serilerinde ise artık değişim barizdi Sırp tenisçide. Kendine güveni yavaş yavaş tırmanmıştı ve kendisine 2008 Roland Garros şampiyonluğunu getiren oyunu geri gelmişti. Amerika Açık'ta bölüm sonu canavarı, dördüncü turda karşısına çıkınca biraz hayal kırıklığı yaşadık. Şampiyona yenildi.

Bugün, Linz'de tam iki yıl aradan sonra şampiyon oldu Ana. Hem de finalde Patty Schnyder'e nefes bile aldırmadan. Kupasız geçen iki yılın ardınan kazanılan bu zafer özgüven inşasının son aşamalarından biri. Hala eksikleri var Ivanovic'in. İkinci seti 6-0 bitirebilecekken konsantrasyonunu bir an kaybetmesi ve arka arkaya iki oyun vermesi gibi.

Bugün en çok güldüğüm şeylerden biri de Linz'deki resim yapan adamdı. Aşağıdaki videoda Ana'nın arkasında bir tablo var. O tablo maç sırasında boyandı. Ressama demişler heralde 90-100 dakikan var rahat rahat çizersin. Ama Ivanovic yaldır yaldır 35 dakikda 6-1/5-0 yapınca almış abiyi bir telaş. Kameralar gösterdiğinde tutuşmuş bir vaziyette resmi tamamlamaya çalışıyordu.

Müsabaka 48 dakika sürdü. İşte o sondaki bocalama olmasa İstanbul Cup 2009 finalinden bile kısa sürecekti.

Read more...

şanghay: murray'nin gönlü sarhoştur

Bugün Murray'nin bu kadar rahat kazanacağını beklemiyordum. Kazanamazdı da, Federer bu kadar kötü oynamasaydı. Tabii ki Brit'in de hakkını vermem lazım. Bugün konsantrasyonunu bir saniye olsun kaybetmedi.

Federer'i yarı finalde Djokovic karşısında sanatını icra eden büyük bir ressamı izler gibi izledim. Ateşler içinde yanarken, genizimde belediye kazı çalışması yapmış gibi bir acı ve gözlerimde yaşlar ile boğazıma kadar çektiğim yorganımın altında, Djokovic'in Amerika Açık yarı finalinde gerçekleştirdiği mucizeyi bir daha tekrarlayıp tekrarlayamayacağını merakla bekleyerek.

İlk seti çok çekişmeli geçen müsabakada Djokovic de en az Federer kadar iyi oynuyordu. Ama eski hastalığı nüksetti. Başaramadığı vuruşların üzerine inatla gitmesi sonunu hazırladı. Yakın geçen ilk seti kaybettikten sonra da ikinci setin başında oyuna küstü. 4-1'den sonra servis kırsa da artık ağına düşmüş yemini bırakmayacaktı Federer.

Dünkü Federer ne kadar iyiyse, bugünkü o kadar kötüydü. Bırakın zaten her maçta bir kısmı fileye takılan backhandleri, forehandleri bile çalışmadı bugün. Ve hani bir ay boyunca, bir hafta boyunca kötü oynar bir tenisçi anlarım da, bir maç iyi bir maç kötü gidiş, özellikle Federer'de olunca insan şaşırıyor. Konsantrasyon eksikliği olabilir nedeni.

Britanyalı ise servislerinde çok iyiydi. Djokovic'in dünkü oyunundan kopya çekmiş olabilir, topları derin oynadı ve baseline'ın gerisinde kalmayı tercih etti maçın genelinde. Savunması zaten iyi bir oyuncu.

Federer karşısında pozitif kazanma istatistiğine sahip 3-5 oyuncudan biri Murray. 8-5 yaptı durumu. Kariyerinin altıncı Masters şampiyonluğunu kazandı. Federer ise Nadal ile eşitleme şansını kaybetti ve 17 Masters'da kaldı. Bu final ile İsviçreli tekrar iki numaraya yükseldi.

Günün özeti

(Foto: Getty/AP)

Read more...
yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP