23 Nisan 2010 Cuma
22 Nisan 2010 Perşembe
fed cup 2010 yarı finalleri
Fed Cup'ta geçen senenin yarı finalistleri değişmemişti. Geçen yıl son dörde kalan İtalya, ABD, Rusya ve Çek Cumhuriyeti yine senenin en başarılı 4 ülkesi oldular. Bu sefer, ancak, eşleşmeler farklı. 2009'da yarı finalde İtalya, Rusya'yı 4-1, ABD ise Çekleri 3-2 geçerek finalde karşılaşmışlar ve İtalya şampiyon olmuştu.
Bu yıl İtalyanlar başkent Roma'da Çek Cumhuriyeti'ni ağırlıyor. Geçtiğimiz iki haftaya bakınca Çek olsam dizlerim titredi. Toprak kort sezonu ile şahlanan İtalyan kadınları önce İspanya'da Marbella'da güldüler. Pennetta finalde ev sahibi Carla Suarez Navarro'yu yenerek şampiyon olurken aynı turnuvanın çiftler kategorisinde Sara Errani ve Roberta Vinci ikilisi mutlu sona ulaşıyordu. Sara Errani teklerde yarı finalde eleniyordu.
Bir hafta sonra yine İspanya'da, bu sefer Barcelona'da Francesca Schiavona çeyrek finalde Carla Suarez Navarro'yu yeniyor ve finalde vatandaşı Roberta Vinci'yi alt ediyordu. Çiftlerde şampiyonluk kupasını kaldıranlar yine İtalyanlar oluyordu. Errani/Vinci üst üste iki hafta şampiyonluk keyfi yaşarken finalde eledikleri çiftlerden biri de Garbin'di.
Son iki haftayı doldu dolu geçiren Çizme, bu hafta sonu finale daha yakın olan taraf. Kadrosunda ise bu iki hafta içerisinde şampiyon olan Pennetta ve Sikiyavone ile üst üste iki hafta şampiyonluk yaşayan Errani/Vinci var. Çekler ise Exorcist Safarova, Kvitove, Hradecka ve Peschke'de müteşekkil.
İtalya ile Çek Cum. tarihlerinde altı kez karşılaştılar ve 3-3'lük bir beraberlik göze çarpıyor. Son üç karşılaşmaya baktığımızda İtalyanlar'ın hepsini kazandığını görüyoruz. Son şampiyonların, oyuncuların performansları, saha ve seyirci avantajı da göz önüne alındığında finale çıkamaması sürpriz olur.
Diğer yarı final eşleşmesinde Birleşik Devletler, Birmingham'da (İngiltere'deki Birmingham buranın isim babasıymış. Alabama'da bir şehir) Rusya'yı ağırlıyor. ABD sıkıntıda. Serena Williams sakat. Ablası Venus de dün dizindeki sakatlık nedneiyle mücadele edemeyeceğini açıkladı. Kaptan Joe Fernandez'in bir isim daha açıklaması bekleniyor. Şu an Melanie Oudin, Bethanie Mattek Sands ve Liezel Huber takımdaki isimler. Son isim ise büyük ihtimalle Sloane Stephens olacak.
Ruslar'da ise sorun yok gibi. Dementieva gibi ağır bir top ile katılacakları eşleşmede genç yetenek Pavluçenkova da ciddi bir tehdit oluşturuyor. Makarova ve Kudriyatseva da çiftlerde mücadele edecekler. Tıpkı İtalya-Çek Cum. arasında olduğu gibi bu iki ülke arasındaki son üç maçın galibi Ruslar. Genelde ise 4-3 ABD üstünlüğü var. Eşleşmeler sert zeminde oynanacak.
World Group Play-offlarında ise dört eşleşme var.
Belçika-Estonya
Ukrayna-Avustralya
Almanya-Fransa
Sırbistan-Slovakya
Tam kadro Belçika karşısında Estonya'nın herhangi bir şansı yok. Clijsters, Wickmayer, Henin ve Flipkens. Ayrıca ev sahibi avantajı. Sırbistan ile Slovakya arasındaki eşleşme çekişmeli geçeceğe benziyor.
20 Nisan 2010 Salı
barcelona: marsel benim umudumdur
Bugün Şevket Furkan Erbay ile konuşuyordum. Marsel'i benden daha iyi tanır. Marsel'in toprak korttan tiksindiğini söyledi bana. Can Hoca zar zor motive ediyormuş kendisini toprakta çalışmak için.
Marsel nefret ettiği bu zeminde Hewitt'i bayağı zorladı. Tahmin ettiğim gibi bir set aldı. Maçı kazanması düşük ihtimaldi ama zemini biraz sevse, biraz da deneyimli olsa kazanacaktı müsabakayı. Ben ilk seti kazanır sonraki iki seti kaybeder diye düşünüyordum. İlk seti kaybetmesine rağmen mental olarak çökmemesi olumlu bir işaret oldu. Daha güzel oldu.
Maça çok kötü bir ilk servis yüzdesi ile başladı Marsel. Normalde yüzde 70'ten aşağıda servis kullanmayan çocuk 50lerde idi yanlış hatırlamıyorsam. 3-0 geriye düştü. Sonra biraz toparlansa ve bir servis kırmalık dezavantajı telafi etse de ikinciyi gerçekleştiremedi ve ilk seti 6-4 kaybetti.
İkinci sete fırtına gibi girdi. 3-0'ı yakaladı. Ancak bir an konsantrasyon kaybı ya da Hewitt'in uyanmasıyla bocaladı. 4 oyun arka arkaya verdi. Ama ardından aldığı üç oyun onun eski dünya 1 numarasından 1 set koparmasını sağladı. Son sette ise deneyim konuştu.
Bu sonuç beni memnun etti. Ha, Marsel bu turu geçebilseydi Schwank ve Navarro'yu da geçer Söderling ile çeyrek final oynardı. Olmadı, bir başka sefere olacak ama. Söderling 25 yaşında açıldı, Grand Slam finali oynadı. Marsel de daha 22sinde.
Keşke basında daha geniş yer ayrılabilse. Keşke ismini Türkiye'de daha çok duyurabilse. Elin İngiliz basını Marsel hakkında haber yapıyor. Davis Cup'ta bizim için tehdit bu çocuk diyor. Türkiye'nin büyük çoğunluğu tanımıyor. Biraz tanıtılsa, tenise olan ilgi artacak. Çocuklar kendilerine rol modeli alacaklar belki. Arda'yı, Memo'yu aldıkları gibi. Tenisçi olmak isteyecekler belki. Bu işler biraz da böyle yürür. Read more...
nadal ve berdych barcelona'dan çekilince
Vay vay vay neler dönmüş Serhat yav! Barcelona'da 1 numaralı seribaşı Rafael Nadal yorgunluk nedeniyle turnuvadan çekildi. Yerine Lucky Loser olarak Teimuraz Gabashvili geldi.
Peki sonra ne oldu? Marsel'in olası üçüncü tur rakibi, 5 numaralı seribaşı Tomas Berdych de sol ayak bileğindeki sakatlık nedeniyle turnuvadan çekildi. Yerine Lucky Loser olarak Ivan Navarro geldi. Navarro ile Pablo Cuevas maçının galibi Marsel'in üçüncü turdaki rakibi olacak ki Cuevas'ı bu sene yendi bizim oğlan.
Dün oynanan ilk tur maçında Marsel'in ikinci turdaki rakibi de belli oldu. Eğer Marsel bugün Lleyton Hewitt'i geçmeyi başarırsa Arjantinli Eduardo Schwank ile oynayacak.
Marsel-Hewitt maçı bugün saat 14.00 civarı (+- 30 dk) başlayacak. Heyecan ile bekliyoruz!
19 Nisan 2010 Pazartesi
barcelona'da ilk rakip hewitt
Barcelona Open'da ana tabloya çıkan Marsel'in ilk rakibi Lleyton Hewitt oldu. Dünya sıralamasının 30 numarasında bulunan Avustralyalı raket 2000'lerin başında fırtınalar estirmiş ancak Federer'in gelmesi ile pısıp kaçanlardan olmuştu. 2001'de Amerika Açık'ı kazandıktan sonra dünya 1 numarasına kadar çıkmış, 2001 ve 2002 yıllarında sezon sonu turnuvalarını kazanmış, 2002'de Wimbledon'ı da cebe indirip hadi bana eyvallah demişti. En son Avustralya Açık'ta final oynayıp Safin'e kaybetmişti 2005'i gösterirken takvimler. Peki Roland Garros'ta ne yapmıştı bu abi? Çeyrek finalden ötesini görememişti. Peki bu abinin kazandığı şampiyonluklara bakınca ne görüyoruz? 27 şampiyonluktan 19'u sert, 6'sı çim kortta ve sadece ikisi toprakta. Peki Barcelona'daki turnuva hangi zeminde oyanıyor? Topraaaak.
Evet, Marsel'in şansı var. Bir set alabilir ama deneyim işin içine girdiğinde maçı kazanması yine düşük ihtimal. Fakat imkansız değil. Maç salı günü oynanacak. Marsel'in rakibi üzerinde düşünebilmesi ve Can Üner ile birlikte taktik geliştirebilmesi için ve rakibinin ismini ilk kez duyan Hewitt'in, "İlhan ne lan?" diye kafayı yemesi için koca bir 24 saat daha var demek bu.
Barcelona Ana Tablo
monte carlo'nun asıl prensi nadal
Finalde vatandaşı Fernando Verdasco'yu 6-0/6-1 ile geçti. İstanbul Cup 2009 finali de aynı skorla bitince ben küfür etmiştim. En azından bu 1,5 saat sürdü. Nadal kupayı Monaco Prensi 2. Albert'in elinden alırken "Peeeh buraların asıl prensi benim" der gibiydi. E İkinci Albert'in prensliğinin kabul edildiği yıl, yani 2005'te kazanmıştı serinin ilk şampiyonluğunu Rafa.
Read more...
18 Nisan 2010 Pazar
foto: azarenka da eyjafjallajökull mağduru
Eyjafjallajökull. Eyyafyallayökül. Eyvah patladı! İzlanda'da patlayan bu yanardağ bütün Avrupa üzerinde kara bulutlar dolaştırmaya başladı. Patlama ile birlikte gökyüzüne yayılan toz ve duman hava trafiğinin aksamasına neden olurken sporcular da bu aksamalardan etkileniyor ister istemez. Örneğin Barcelona Şampiyonlar Ligi yarı final maçı için Inter'e otobüs ile gitmek zorunda kaldı. Lyon da Münih'e karayoluyla gidecek büyük ihtimalle.
Victoria Azarenka, Charleston'da sakatlanmıştı. Hala Paris'e ulaşabilmiş değil. Roma'ya gelebilen Belaruslu raket buradan kara yoluyla Paris'e gidecek. Çok yorulmuş ama canımın içi. Şöyle bir fotoğrafını çekmiş:
charleston: kıyamam beeee!
Stewie olup Vera'ya saydırasım geldi. "Damn you vile woman! Go to hell!"
Tabii ki Zvonareva'nın bir suçu yok ama Caroline'e içim gitti yine. Geçen sene sezon sonu turnuvasında yine Zvonareva karşısında kramplarla oynayıp maçı kazanmıştı Caro. Bu sefer bileğini fena burktu ve devam edemedi müsabakaya. Geriye bu fotoğrafları kaldı yadigar. Yine böyle bir bilek burkulmasında içimin gitmesi olayını Amerika Açık'ta Sabine Lisicki ile yaşamıştım. Zvonareva yorulmadan çıkmış oldu oldu finale. Rakibi ise Sam Stosur. Daniela Hantuchova'yı 6-3/7-6 ile geçen Avustralyalı kariyerinin yedinci tekler finaline çıkıyor. Üst üste 5 kez kaybettikten ve tarafımdan Karavana Sam lakabını aldıktan sonra Osaka'da Sikiyavone'yi yenip ilk şampiyonluğunu yaşamıştı ekim ayında.
Sikiyavone demişken o da vatandaşı Roberta Vinci'yi 6-1'lik iki set sonucu yendi ve Barcelona'da şampiyon oldu. Demiştim ben tablonun altından gelenler tırt diye zaten. Read more...
monte carlo: ole, ole, nerede nole?
FeVer, Djokovic ile oynadı yarı finalde. Gerçek anlamda oynadı. Kedi vs. Fare. Novak'ın servisleri de berbat ötesi olunca galibiyet kolaylıkla gitti İspanyol'a. Bu 6-2/6-2 lik yenilginin Nole'nin kariyerinde en kötüler arasına girdiğini de ekleyeyim.
2005 Avustralya Açık'ta, yarı finalde Federer'i 5 sette, finalde ev sahibi Hewitt'i 4 sette geçip şampiyon olacak Safin, ilk turda Sırbistan-Karadağ'dan gelen 18 yaşındaki bir genci yeniyordu. 6-0/6-2/6-1. Bu yenilgi o gencin kariyerinde en az oyun aldığı maç oldu. Hala da öyle. Ama ikinci sırada işte dün Verdasco karşısında aldığı hezimet var. Sadece 4 oyun.
Finalde karşılaşacak ikiliden Nadal'ın vatandaşı Verdasco karşısında 9-0'lık ezici bir üstünlüğü mevcut. Bir sürpriz olacağını sanmıyorum. Djokovic çıksaydı belki yenerdi. 2002'deki Ferrero-Moya finalinden sonra ilk kez iki İspanyol finalde şampiyonluk için mücadele edecek.
Bu arada Verdasco-Djokovic maçında kamera bir ara tribünü gösterdi ve saçları aynı Mirka gibi kesilmiş ve Mirka gibi kocaman güneş gözlüğü takmış bir kadın vardı. Sırıtarak el sallıyordu kameraya. Zaten o anda onun Mirka olmadığını anlarsınız. Ne zaman güldü di mi? Çok komik bir görüntüydü ama. Bir Mirka bile bu dünayaya çokken neden?
Şarkı söylüyorum:
Mirkaaaaaaaa, doyulmaz tadınaaaa, İsviçreli çikolataaaaa..
Onun dışında Flavio Briatore ve Monaco Prensi 2. Albert, Taçsız Kral Pele, Bekenbauver, Nadya Komanaçi, Fenerbahçeli Cemil.. Hepsi şöhretlerini Monte Carlo Masters izlemeye borçlular...
(Foto: AP/Getty/Reuters) Read more...