30 Ocak 2010 Cumartesi

unvan korumak zor iştir

Kim Clijsters'ın geri dönüşünün hemen ardından katıldığı Amerika Açık'ta kupaya uzanmasının vatandaşı Justine Henin üzerindeki etkisini düşünüyorum bir süredir. Bu, acaba onun üzerindeki baskıyı arttırdı mı? Çünkü bütün tenis kamuoyu ondan turnuvayı kazanmasını bekliyordu ve bir başarısızlık halinde her ne kadar kendisi "Pazar'a bilet almıştım, bileti iptal etmek zorunda kaldım" dese de Juju'nun kendinden ve geri dönüşünden şüphe etmesine neden olacaktı.

Ne güzel ki finale kadar çıktı Juju, Clijsters'ın çıkamadığı yere. Fakat finalde Serena'ya mağlup olması demek başarısının Kim'inki yanında sönük kalmasına neden olacaktı. Bu yüzden maç öncesinde yaşadığı baskının onu rahatsız ettiğine inanıyorum. Serena da 2 senedir oynamadığı rakibinin durumu hakkında hiçbir şey bilmiyordu ve bu onu tedirgin ediyordu. 


Bu kadar dengeli başlayan bir maç uzun zamandır izlememiştim. Uzun süren oyunlarda iki tensiçinin de gerginliği belli oluyordu. Serena her ne kadar rahat gözükmeye çalışsa da ralliler içerisinde tedirginliği açığa çıkıyordu. Servis attığı oyunlarda zorlanarak başladı Amerikalı. İlk iki oyunda üç kez servis kırma puanı çeviren Williams setin dördüncü oyununda kazandığı üç servis kırma fırsatından ilkini değerlendirdi ve Henin’in servisini sıfıra karşı kırarak 3-1 öne geçti. Fakat Juju hemen cevap veriyordu ki çizgi hakeminin katline maruz kaldı. Henin’in içerideki topuna önce dışarıda diyen ardından kendini düzelten hakem nedeniyle Belçikalı’nın aldığı puan sayılmadı ve puan tekrarlandı.


Bu noktada seyirciler Henin’in arkasında durmaya başlarken Serena oyunu çevirdi buradan. Çizgi hakemleri maça daha gergin başladı. İlk oyunda 3 challenge’da yanlış karar verdikleri görüldü. Sanırım Williams’ın raketini doğrultup “Bu topu boğazından sokarım” demesinden korkuyorlardı.


Serena’nın dördüncü servis oyununda maçtaki yedinci servis kırma şansını bu kez kullanmayı başardı ve setteki dezavantajını giderdi. Ancak setin son oyununda servis kıran Amerikalı ilk seti 6-4 kazandı.

İkinci sete servis oyununa tutunarak başlayan Amerikalı, Juju’nun servis oyununda bulduğu servis kırma şansından yararlanamadı. Serena, üçüncü oyunda servislerinde sorun yaşadı ve oyunu sıfıra karşı kaybetti. Cevabı da gecikmedi. Bir sonraki oyunda baseline derin oynadığı forehand’ini Juju çeviremeyince skor 2-2 oldu. Skor 3-3 olduktan Justine Henin fırtınası başladı. Yedinci oyunda Serena Williams'ın 212km/h lik servisini döndürerek puan kazanmayı başaran Juju servis kırdı. Bu hız bir rekor eğer hızölçer doğru ise. Ardından servis oyununu sıfıra karşı alan Belçikalı sonrasında sıfıra karşı bir kez daha servis kırarak ikinci seti 6-3 kazandı.


Gönlümün bir numarası, karar setine de sıfıra karşı aldığı oyunl abaşlayınca bu iş bitti dedim ama bitmemiş. Serena servis ritmini yükseltince ikinci seti 6-2 ile kazandı.

Böylece geçen seneki şampiyonluğunu korudu Amerikalı raket. Capriati'den sonra bunu başaran ilk isim oldu ve 12. Grand Slam kupasıyla Billie Jean King'in istatistiğini egale etti. Şimdi hedef 18 ile Chris Evert ile Martina Navratilova.

Bravo Juju, tebrikler Serena. Juju'nun bu yükselişi RG öncesi beni umutlandırdı.

 
 

(Foto: Reuters / Getty / AP)

Read more...

28 Ocak 2010 Perşembe

tarihte bir ilk: juju - serena finali


Çeyrek finalde 2 Rus, 2 Amerikalı, 2 Çinli, 1 Belçikalı ve 1 Belaruslu vardı. Yarı finalde ikililerden sadece Çinliler beraber çıkabilmişlerdi ancak onlar da yarıda elenerek final göremediler.

Justine Henin bugün 51 dakikada işini bitirdi, duşunu aldı ve dinlemeye, eğlenmeye başladı bile. Jie Zheng'i 6-1/6-0 ile yendi baştan sona kortta sadece o vardı. İlk servisin oyuna girme oranlarına baktığımızda Zheng'in yüzde 81 ile iyi bir yüzde yakaladığını görüyoruz. Ancak bunun nedeni çok iyi servis kullanması değil. Servislerinin yavaş olması. Ortalama ilk servis hızları arasında 34 km/h lik bir fark var. Zaten Zheng'in ilk servisten puan çıkartma oranı sadece yüzde 35. Çok pasif oynadı Çinli ve neticesinde bir hezimet yaşadı. Gününde olmadığı kesin.





Serena ise haftaya ilk 10'da göreceğimiz ilk Çinli olacak olan Na Li karşısında zorlandı. İki tie-break sonucunda karşılaşmayı kazanmayı başardı. Mental yönden kuvvetli olmanın önemini iki maçtır gösteriyor Serena. Juju'nun kaldığından iki kat daha fazla kaldı kortta haliyle daha da yoruldu. Final maçına yansıyacağını sanmıyorum.




Daha önce Avustralya Açık'ta hiç karşılaşmayan bu ikili arasında oynanan 15 maçta Serena'nın 8-7 üstünlüğü bulunuyor. Aralarındaki son maçı (2008 Miami) Williams kazansa da -ki o maç basın toplantısında sorulduğunda Juju "Hatırlatmayın o maçı" dedi gülerek- son 4 maçtaki tek galibiyeti bu Amerikalı'nın. Özellikle 2007 yılı bu ikili açısından garip bir yıl olmuştu. Sırasıyla RG, Wimbledon ve Amerika Açık çeyrek finallerinde karşılaşmışlar ve kazanan hep Juju olmuştu. O zamanlar bir de Serena bu kadar iyi değildi, sıralamada 8. basamak civarında geziniyordu. Bu sefer finaldeler ve Juju iki senedir tenis oynamıyor, Serena ise 2 senedir turu domine ediyor. Kimin kazanacağını kestirmek çok güç olsa da benim gönlüm tabii ki Juju'dan yana. Kim'in yaptığını yapmasını ondan daha da iyi olduğunu göstermesini istiyorum. Ha kazanamasa da bu Kim'den kötü bir tenisçi olduğu anlamına gelmeyecek tabii.



"Rüyandan da öte bir şey" bu diyor Juju, "Serena'ya karşı oynayacak olmaktan çok mutluyum zira bir Grand Slam daha kazanacaksam bunu dünyadaki en iyi oyuncuyu yenerek başarmalıyım."

(Foto: Reuters / Getty / AP)

Read more...

27 Ocak 2010 Çarşamba

gün sonu: avustralya açık 2010 - gün 10




Yarı finalde iki Çinli var. Melbourne'de neler oluyor? Bugün tam anlamıyla yabancıların rollercoaster diye tabir ettiği gibiydi. Başım döndü.

Jie Zheng'den sonra Çinliler bugün ikinci kez çeyrek final heyecanı yaşıyorlardı. Na Li, Venus Williams karşısında yarı final şansı arıyordu. Venus maça hızlı başladı. İlk seti 6-2 aldı. İkinci sette 5-4 öne geçti ve maç için servis kullanmaya başladı. Ancak Çinli raket buradan çok iyi çevirdi oyunu ve seti tie-break'e taşıdı. Bu oyunu da hanesine yazdırarak üçüncü seti gören 27 yaşındaki Li son sette kötünün iyisi olarak maçı kazandı.



İstastistiklere baktığımızda birbirine çok yakın sayılar görüyoruz. Bir zamanlar kadınlar turundaki en iyi servise sahip olan Venus'ün düştüğü durum içler acısı. 11 çift hata var rakibiyle arasında uçurum olan sayılardan, onu da daha fazla ace yaparak kapamış aslında. İlk servislerin oyuna girme oranlı rezalet, puan çıkarma oranları daha da rezalet iki oyuncu için de.



Çinlilier bundan 1-2 sene öncesine kadar devletin kontrolünde çalışıyorladı. Antrenman saatlerinden tutun da, maaşlarına kadar her şeyi kontrol altındaydı. Sonra Zheng ve Li resti çektiler. Buyurun çıkan sonuca bakın. Bir Grand Slam'de iki yarı final ve turnuva sonrası ilk 10'a girecek olan Na Li.

Peki ya Serena ne yaptı öyle. 6-4/4-0'dan sonra insnaüstü bir oyun. Karşısında devamlı maç sonu getiremeyen bir rakip olsa da oyunundaki değişimi fark etmemek olmaz. Azarenka'ya yabancılar Chokerenka diyorlar maç sonunda yitmesinden dolayı Nuage bilir. Sallayarak aklını başına getirmek isterim. İki oyun daha alsa negzel Williamslarsız bi yarı final izleyeceğidik.



Diğer maçın aksine burada sayılar arası uçurum. Winnerlarda ve acelerde Serena üstünlüğü bariz. İlk servislerin oyuna girme oranı Azarenka'da daha üstünse de bu servislerden puan çıkartma oranı Amerikalı'da daha iyi.

Erkeklerde de aynen geriden gelip kazanmalarla geçti gün. Federer güneşi gördü. Bence sevmedi fazla. Ya da Federer'İn tenis bilmeyen bir ikizi var. İlk sete o çıktı. Sonra tuvalet arası diye bizi yediler o arada değişti bunlar. Federer kariyerinde yaptığı toplam misshit sayısına ilk sette ulaştı. Güneş yavaş yavaş kortu terk ettiğinde Federer ilk seti kaybetmiş ikinci de ise 3-1 gerideydi.



İkinci setin beşinci oyununda bir backhand ve bir ace ile oyunu kazandıktan sonra her şey bir anda değişti. Federer çok iyi oynamaya Davydenko ise ilk setin tam aksine oynayamamaya başladı. Sanki Rus raket güneşle çalışıyor. Federer arka arkaya 13 oyun aldı. İkinci ve üçüncü setleri kazandı. Dördüncüde 2-0 öne geçti. Maç da koptu gibiydi zaten. Davydenko biraz toparlanır gibi olsa da, bir kaç etkili return ile servis kırsa da Federer alt etti onu.

Federer'in üst üste 23. Grand Slam yarı finali oldu. E oha be adam! Takdir ediyorum ama bugün yine hakeme "Challenge I said" diyerek "centilmenliğini" gösterdi. Neyse bu tip şeyler olur. Davydenko da bu yılki ilk mağlubiyetini aldı.



Günün son maçı Avustralya Açık 2008 finalinin rövanşı niteliğindeydi. İlk iki seti başa baş geçti karşılaşmanın ve karşılıklı paylaşıldı. Üçüncü sette psikolojik olarak bir anda çöken Tsonga seti 6-1 kaybetti. Dördüncü setin ilk iki oyunundan sonra Djoker midesinden problemler yaşadı. Maçtan önce ishal olduğu söyleniyor. Maçta da kusma isteği duymuş. O yüzden tuvalet molası aldı. Döndükten sonra da pek varlık gösteremedi açıkçası. Tsonga böylece ikinci kez yarı finale çıkmış oldu Grand Slamlerde.


 


Perşembenin Programı:

Rod Laver Arena (04:30)
Serena Williams(USA)[1] vs. Na Li(CHN)[16]
Justine Henin(BEL) vs. Jie Zheng(CHN)
(10:30)Marin Cilic(CRO)[14] vs. Andy Murray(GBR)[5]

(Foto: Reuters / Getty / AP)

Read more...

26 Ocak 2010 Salı

erkeklerde avustralya açık sonrası sıralama



Bir forumda gençler hesaplamışlar. Kim, nasıl bitirirse nerede olur diye. Tabloda açıkça görülüyor. Federer yarın Davydenko'ya elenirse, Djokovic için birincilik şansı doğuyor. Sadece Djokovic birinciliğe yükselebiliyor şu an tabloda kalan tenisçiler arasında. Nadal ise dördüncülüğe kadar gerileyebilir Murray-Djokovic finali olursa.

Şu haliyle zaten Djokovic yıllardır beklediği ikinciliğe oturmuş vaziyette. Birinci olursa ben bayram yaparım.

Read more...

maç programı: avustralya açık 2010 - gün 10

Rod Laver Arena (02:00)
Na Li(CHN)[16] vs. Venus Williams(USA)[6]
Serena Williams(USA)[1] vs. Victoria Azarenka(BLR)[7]
Roger Federer(SUI)[1] vs. Nikolay Davydenko(RUS)[6]

(10:30)Novak Djokovic(SRB)[3] vs. Jo-Wilfried Tsonga(FRA)[10]

Read more...

rövanşa gel!


Televizyonalrımızın karşısına geçtik, cipslerimizi/içeceklerimizi aldık ve olası bir beş setlik maç izlemek için koltuklarımız kurulduk. (birinci çoğul konuşuyorum ama ben yapamadım bunları, gazetede sandalyenin üstünde tek gözle izleyebildim). Heyecanla birbirinden güzel ralliler, çekişmeli bir maç bekledik. Olmadı. Ara ara harika sayılar olsa da bir elin parmaklarını geçmedi bunlar ve maç tatsız bitti.


Marin Cilic'in rakibi Britanyalı Bladi Murray oldu. Murray'nin baştan sona üstün götürdüğü ve zaten 3 sette kazanacağı maçta rakibi Rafa üçüncü sette 3-0 iken maçtan çekildi. Dayanamadı dizindeki ağrılarına. Bildiğiniz gibi geçen sene de dizlerinden sakatlanmış ve uzunca bir süre kortlara dönememişti. Şimdiki sakatlığının ne olduğu, geçen seneki gibi tendinitis mi olduğu henüz bilinmiyor. Birkaç haftaya anlaşılır. Durumu kötü ama. Servis atamıyordum, koşamıyordum diyor İspanyol. "Bu yüzden kazanmam imkansızdı. Oynama şansım olduğunda her zaman oynadım, hiç çekilemdim. Andy'den özür dilerim" şeklinde konuştu maçtan sonra. Zaten geçen sene dizlerin mahvetmesinin sebeplerinden biri de sakat sakat maçları tamamlamaya çalışması, ağrılara aldırış etmemesiydi. Mehmet Sevinç'e kalsa böyle değil tabi durum ama neyse diyeceğimi sözlükte dedim.

Murray ise harika oynadı. Maç içerisinde hep ortalamanın üzerindeydi servisleri. Üst düzey vuruşlar yaptı rallilerde. Akıllıca oynadı ki çok rastlanır bir durum değildir Murray için. Zekasını pek kullanmak istemez nedense yeteneği olmasına rağmen.


Çok puan kaybedecek şimdi Nadal ve böyle giderse sene sonuna kadar 5'e kadar gerileyebilir. Hatta az sonra yayınlayacağım bir tabloya göre Avustralya Açık'tan sonra 4.lüğe kadar düşebilir. Hiç Nadal fanı olmadım ama üzülüyor insan. Federer'in dizlerini titretebilen tek insanın dizleri tarafından ihanete uğraması ironik sadece.


 

Şimdi bize Amerika Açık 2009 dördüncü turunun rövanşını izlemek düşer. Cilic 3 sette geçmişti orada Möri'yi. Burada ise beş sete uzamazsa şaşırmak lazım.

Read more...

gelecek ne çabuk geldi öyle


Günün ilk erkekler çeyrek final maçında Andy Roddick ile Marin Cilic oynadılar. Ben bu maçın beş sete gideceğini tahmin etmiyordum. Maksimum 4 sette ya da 3 sette Cilic'in işi bitireceği yönündeydi görüşüm. İlk iki seti Cilic harika bir oyunla alınca tahminim tutacağı için seviniyorken, Roddick inanılmaz bir şekilde oyun seviyesini yükseltti. Cilic de fazla vites arttırmadı sanırım dördüncü setteki insanüstü oyununu görünce Roddick'in. Nasıl olsa iki set üst üste bu şekilde oynamaz demiş olabilir. Öyle de oldu. Son sette 4-1 öne geçen Hırvat raket buradan vermedi müsabakayı.




Turnuva öncesi değerlendirmemde birkaç seneye final görecek bir oyuncu demiştim Cilic için. Şimdi sadece bir maç uzaklıkta finalden. Yaş olarak erken değil patlaması ama geçen seneki tenisine bakınca daha zamanı var diyordum. Geleceğin yıldızlarından diyordum. Gelecek çabuk geldi. İlk kez yarı final görerek güzel bir ilerleme kaydettiğini gösterdi Cilic. Şimdi neden final olmasın? Avustralya Açık her sene sürprizlerle uğurlar bizi zaten.

Cilic beş setleri sever. Avustralya Açık resmi sitesi "Dayanıklılık adamı" diye başlık atmış bunu kabul edercesine. Turnuvadaki üçüncü beş setlik maçı. Andy Roddick onun soğukkanlılığını övdü maçtan sonra. Cilic ise bunun fiziksel yeterliliğin yanında hiçbir şey olduğunu, önemli olanın o olduğunu söyledi.

Roddick'in omzundaki rahatsızlık kaybetmesinde etkili olmuş olabilir. Zira servis attığı omzu ve Roddick'in en etkili silahı servisleri.


(Foto: AP / Reuters / Getty)

Read more...

Kısaların Zaferi Bölüm II - Doğudan Gelen Prenses



Jie Zheng kariyerinde ikinci kez yarı final görmeyi başardı. Wimbledon 2008'de yine böyle harika bir seri ile gelmişti yarı finale ve Serena'ya yenilmişti. Wildcard olarak yarı final gören ilk kadın tenisçi olmuştu. Uzakdoğu prensesi, çiftlerde de Grand Slam kazanmıştı daha önce. Turnuvanın sürprizlerinden (sürpriz olmasının nedeni yeteneksiz olup da buraya gelmesi değil, yıllardır bizi yeteğini kullanmayacağına ikna etmiş olmasıydı) Maria Kirilenko'yu yendi çeyrek finalde. Kirilenko da çok yardımcı olmuş. 6-1/6-3 biten maçın istatistikleri bunu söylüyor. Rakibinin 2,5 katı basit hata (9/22) yaptı Makiri. File önüne az ama öz gelen Zheng 8'de 8 puan çıkartırken 4/6 servis kırma oranıyla oynadı. Maria'da bu oran beşte sıfır.



Zaten sol baldırı sargılarla bezeli olan Rus raket bir de ilk set sonunda aldığı sağlık molasında kalçasındaki sorunları gidermeye çalıştı. Bu da maçı kaybetmesinde etkili olmuş olabilir. 1.64'lük Zheng yine pek uzun sayılmayacak olan 1.73lük Makiri'yi yenerek "Kısaların Zaferi Bölüm II - Doğudan Gelen Prenses" adlı eseri bizlere sundu. Rakibi ise Bölüm I'in efsanesi Juju olacak.


 
Maçtan sonra Zheng, "Favori oyuncum Graf'tır. Justine Henin ise üçüncü en sevdiğim oyuncu. Mental kuvvetini seviyorum, onu izlemekten sezvk alıyorum. Benim için zor bir rakip olacak ama bu hoşuma gidiyor. Sanırım tarzlarımız aynı" dedi. İki numarası kim diye sorulduğunda cevabı Federer oldu. Meeeh!

(Foto: Reuters, Getty)

Read more...

Kısaların Zaferi Bölüm I - Efsanenin Dönüşü


 Juju da tıpkı Kim gibi döndüğünü belli etti. Ben ikinci turda Dementieva'ya elenmesini beklerken üst düzey bir tenis ile geçmeyi başardı rakibini. Yıllardır o tempoda maç yapmamasına rağmen sonraki üç maçını da kazanmayı bildi. Petrova'nın da hakkını vermek lazım. Clijsters ve Kuznetsova'yı arka arkaya elemek için yetenekten önce fevkaladenin fevkinde bi mental kuvvet gerekli.



İlk sette Petrova'nın bir oyunda yaptığı üç çift hata 4-2 geriye düşmesine neden olduysa da Rus raket o zihinsel gücünü iyi kullandı ve sette durumu dengelemeyi başardı. Tie-break'e giden seti Juju 7-3 ile kazandı. İkinci sette Petrova daha toparlanmış gözüktü. Agresifleşen oyunu ve servislerde ritmi bulması ile yakaladığı 3-0'lık üstünlükten sonra dört oyun arka arkaya kaybetti. 6-5'e kadar servislerine tututan oyunculardan çözülen Petrova oldu ve son oyunu kaybederek maçı da Henin'e verdi.


Petrova'nın ilk servislerindne puan çıkartma oranı normal değerlerinde. Yüzde 70lerde. Clijsters'ı yendiğinde yüzde 82'ydi. Bu sefer illk servislerin oyuna girme oranında sorun vardı ki ikinci servislerinden puan çıkarma oranı da yüzde 30larda kalınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Üzerine bir de Juju'nun basit hata sayılarını düşük tutması eklenince 7-6/7-5'lk skorun bu maç için yakın bir skor olduğunu söyleyebilirim. Daha farklı bitebilirdi. Juju'nun da yüzde 45 ile ilk servislerinin oyuna girmesi bunu engelledi.

Juju maçtan sonra, "En iyi tenisini oynamadığını bildiğin halde eğer zor anlarda benim yaptığım gibi iyi tenis oynayabiliryorsanız bence bu anahtar noktadır mental olarak" diyor.

Bu maç, "Kısaların Zaferi Bölüm I - Efsanenin Dönüşü" adlı eserdi.



(Foto: Reuters)

Read more...

avustralya açık 2010 - çeyrek finaller başlıyor

Diş ağrısı feci bir şeydir. Diş ağrımasın, insanlar üzülmesin. Dişlerimizi günde 3 olmadı 2 kere fırçalamalıyız. Diş ipi mutlaka kullanmalıyız. Dişler güzel şeyler. Beyaz tutalım.

Çeyrek finaller gelmiş. Hoşgeldin yedi turun sultanı ya şehr-i yek-ü cihar finaller. Erkeklerde muhteşem bir kadro bizleri bekliyor.

R Federer vs N Davydenko
N Djokovic vs J-W Tsonga
A Roddick vs M Čilić
A Murray vs R Nadal

Federer üst üste bilmem kaçıncı yarı finaline çıkmak için çok zorlu bi rakiple oynayacak. Demir Adam eskisi gibi değil. Sihirli değnek dokunmuş. Bu sihirli değneğin yardımıyla gitgide popülerleşiyor da. Geçen senenin sonunda bi röportajı vardı. Ben Rusya'nın hep 3 numarası olarak kalacağım diyordu. Kafelnikov ve Safin'in ardından. Fakat son aylarda bir çok dergi, TV programı onunla röportaj yapmak için sıraladar ve özel hayatı da artık gözümüzün önüne sokulmaya başladı. Jim Courier ile olan muhabbeti falan onun da artık kameralara ısındığını gösteriyor. Bunun onu ters etkileyeceğini sanmıyorum. Şu an hayatının en mutlu dönemini yaşıyor ve bunun daha uzun sürmesini isteyecektir.

Çok zorlu bir maçın ardından çıktı çeyreğe Nikolay. Verdasco karşısında ilk iki seti aldı, ardından bildiğimiz Verdasco bastırmaya başladı ve 2-2'yi buldu. Ancak son sette izin çıkmadı İspanyol'a. Verdasxo gairp bi adam. Saçma bi adam. Seviyorum.

Sonracığıma 2008 Avustralya Açık finalinin rövanşı var. Jo-Wilfried Tsonga ve Novak Djokovic. Djokovic hiç zorlanmadan geldi çeyrek finale. Tsonga ise Almagro ile 5 setlik bir maç oynadı. Davydenko-Verdasco maçının kopyası gibiydi son sete kadar. Son set 9-7 bitti. Yenilen yine İspanyol oldu.

Andy Roddick ile Marin Cilic arasındaki maçta Cilic kazansın. del Potro'yu yenen adam Roddick'i de yener mantıklı açıdan yaklaşırsak olaya. Geleceğin ilk 3'ünde olmak kolay değil Cilic efendi. Göster bakalım kendini.

Daha 6 ay öncesinin 2 ve 3 numarası. Hatta Murray'nin 1 numaraya çıkma şansı bile vardı. Şu düştüğü hallere baklın a dostlar. Çeyrek finalde en çekişmeli maç bu gibi gözükebilir size. Bence değil. Bence Federer-Davydenko en çekişmelisi.

Kadınlar, kadınlarımız. Son sekiz kalanlar şöyle:

S Williams vs V Azarenka
N Li vs V Williams
J Henin vs N Petrova
J Zheng vs M Kirilenko

İki tane Çinli var ya la. İki Rus var. Henin var, Azarenka var. Sonra korkunç büyücü Gargamel var. Bi de iki tane Amerikalı var. Onlar kötü.

Williams kardeşler yine çeyrek finale kadar çıktılar hoplaya zıplaya. Bugünün en psikopat maçı Vera Zvonareva ile Victoria AZarenka arasındaki müsabakaydı. Zaten bu iki duygusal şelale oyuncunun maçının normal geçmesi beklenemzdi. Vera ilk seti alıp ikinci sette de öne geçince ben gazetedeki habere Zvonareva tur atladı diye ekledim. Sonra sildim değiştirdim tabii ki. Azarenka son seti 6-0 ile aldı.

Bi de Na Li. Evet. Wozniacki'yi yine yendi bu kız set vermeden. Amerika Açık finalisti çeyrek göremedi burada. Çinli bunu hep yapıyor ama. Bravo demek istiyorum. Bravo.

Tahmin de istersiniz siz:

Davydenko - Djokovic
Cilic - Nadal

Dörtte sıfır tutturursam bana votka ısmarlayın!

S Williams - Na Li
Juju - Makiri

Sekizde sıfır tutturursam bana votka şişesi ısmarlayınız! İçinde votka da olsun.

Blogu aksatıyorum. Hoşuma gitmiyor. Ama yorgunum, uykusuzum, dişim ağrıyor. Saçma sapan, yarım yamalak yazmaktansa hiç yazmamak daha iyidir diyorum. Sonra dayanamıyorum, saçmalıyorum gördüğünüz üzere.

Yarının (1,5 saat sonra başlayacak şeye yarın diyorum) programını verip huzurlarınızdan çekiliyorum:

Rod Laver Arena 02:00
Justine Henin(BEL) vs. Nadia Petrova(RUS)[19]
Jie Zheng(CHN) vs. Maria Kirilenko(RUS)
Andy Roddick(USA)[7] vs. Marin Cilic(CRO)[14]
Andy Murray(GBR)[5] vs. Rafael Nadal(ESP)[2]

Read more...
yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP