23 Ağustos 2011 Salı

dergi alın dergi candır



Yeni sayı çıkmak üzere... Çabuk tükenmeden alın bunu. Federer yazısı var çok güzel.

Türkiye’nin tek tenis yayını olan Tenis Dünyası Dergisi’nin 31. sayısında Roger Federer ile ilgili kapsamlı bir dosya yer alıyor.

Türkiye’de kortların nabzını tutan TENİS DÜNYASI Dergisi’nin, 31. sayısı piyasaya çıktı. Dergi, ağustos sayısında Roger Federer ile ilgili geniş kapsamlı bir dosya hazırladı. İsviçreli tenisçinin unutulmaz maçları ve rekorlarını araştıran Tenis Dünyası, ünlü oyuncunun bundan sonraki kariyerini de masaya yatırdı.

Tenis Dünyası Dergisi’nin bu ayki röportaj konukları, bir dönemin efsane oyuncusu Remzi Aydın ile Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su veteran tenisçi Ömer Aras. 40 yaşını deviren unutulmaz oyuncu Pete Sampras da özel bir dosya ile anılıyor. Bir başka dosya konusu ile Petra Kvitova’nın Wimbledon şampiyonluğuyla yeniden gündeme gelen Çek tenisi.

Derginin sürekli yazarları Nick Bollettieri, Necdet Kestelli ve Cem Tınaz, tenisin farklı yönleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunuyor.

Tenis Dünyası’nda ayrıca Türkiye’de düzenlenen ITF ve Tennis Europe turnuvalarından haberler, WTA Turu ve ATP Turu’nda Temmuz ayında yaşananlar,  senyör organizasyonları yer alıyor.

 Türk ve dünya tenisinin nabzını tutan Tenis Dünyası dergisi bayilerde 6 TL’den satılıyor.


 Tenis Dünyası’na abone olmak isteyenler tenisdunyasi@gmail.com adresine mail atabilirler.


 TENİS DÜNYASI SATIŞ NOKTALARI:

İSTANBUL ANADOLU YAKASI: Cağaloğlu Nuruosmaniye Cad, Kadıköy Alp Kitabevi, Kadıköy (Bağdat Cd. ÇifteHavuzlar Otobüs Durağı Yanı Gazete Bayii), Capitol D&R, İçerenköy Carrefour Remzi Kitabevi, Erenköy D&R, Erenköy Dünya Kitabevi, Erenköy Kutlu Kırtasiye,  Suadiye D&R, Suadiye Nezih Kitabevi, Suadiye Remzi Kitabevi, Fenerbahçe Renk Kitap,
İSTANBUL AVRUPA YAKASI: Boğaziçi Üni., Bebek Dünya Kitabevi, Etiler Boğaziçi Kitabevi, Etiler D&R, Etiler Hillside D&R, İstinye Park AVM D&R, İstinye Migros AVM Remzi Kitabevi, İş Kuleleri Çarşısı D&R, Kanyon AVM D&R, Kanyon AVM Remzi Kitabevi,  Akatlar Mayadrom Remzi Kitabevi, Akmerkez Remzi Kitabevi, Esentepe Astoria AVM D&R, Mecidiyeköy Profilo AVM Remzi Kitabevi, Nişantaşı CITY AVM D&R, Nişantaşı Kitap (Valikonağı Cad. Engin Konak No:38), Teşvikiye Patika Kitabevi, Teşvikiye Necdet Güler (Teşvikiye Cad. No:126), Beyoğlu Kevan (Sıraselviler Cad. No:39), Beyoğlu Tünel Metro Çıkışı, Beşiktaş Kabalcı Kitabevi, Beşiktaş Swiss Otel, Kuruçeşme Makro Önü. Gazete Bayii,  Cağaloğlu Nuruosmaniye Cad, Kemer Yapı Yönetim kampusü, Kemerburgaz Kemer Mall AVM Remzi Kitabevi, Ataköy Galleria D&R, Bahçeşehir Prestige AVM D&R, Bahçeşehir Şehr-i Bazaar AVM D&R, Bakırköy İstasyon Cad.No:26, Florya D&R, Atatürk Havalimanı Dış hatlar Terminali Gazete Bayii,

ADANA: Doğan Süper Dağıtım (Seyhan), ANKARA: (Tüm D&R’lar, Kızılay’daki tüm büyük kitapçılar), ANKARA: Dünya Dağıtım Satış noktaları, BURSA: Zafer Plaza AVM D&R, Düzey Kitabevi Osmangazi, Final Pazarlama Osmangazi, DENİZLİ: Forum Çamlık Alışveriş Merkezi D&R, GAZİANTEP: Gaziantep Lady Atatürk Bulvarı: No:139, HATAY: Abdullah Sayek ve Ortakları Antakya Yolu Üzeri, Ferah Kol. Şti: Hürriyet Cad. İZMİR: Tüm Dünya Dağıtım Noktaları, KAYSERİ: Armonium AVM D&R, MERSİN: Kitapsan (Mersin Üni. Kampus içi), Kitapsan2 (Silifke Cad.), Pozcu-Kitapsan (GMK Bulvarı, Akdeniz Apt),

Read more...

22 Ağustos 2011 Pazartesi

cincinnati: break me shake me hate me


Dün oturdum dedim erkekler maçını adam gibi izleyemedim bari kadınlar finalini düzgün izleyeyim. Sağolsun Sharapova ve Jankovic beni doğduğuma pişman ettiler. Maçı yarım bırakıp çıkacakım Jankovic ikinci sette 2-0 öndeyken zira Behzat Ç’de sona geliyorum. Heyecan artıyor. Sonra benim bildiğim Masha bu maçı son sete götürür diyerek izledim, götürdü de. Ama son setin başı dayanılmazdı artık. Neticede ben kapattıktan sonra Sharapova hiç oyun kaybetmemiş ve maçı kazanmış.

Bugün Guardian’da okudum. Jankovic için “consistently inconsistent” diye bir tabir kullanmışlar ki bence bunu bütün kadın tenisçiler için açarsak sorun olmaz. İstikrarsız olmakta bu kadar istikrarlı olunması da yetenek işi.

Sonra Bodo’yu okuyordum. Finalden önce bir önbakış yazmıştı. Jankovic ile Sharapova’nın temel farkını o kadar iyi gözlemlemiş ki. Yarı final maçında Masha sette 4-1 öndeyken asla gülmüyor, gözlerini kapamış maçı düşünüyor. Jankovic 4-1 öndeyken dev ekrandan kiss cam’e yakalanana çiftlere bakıp gülüyor. Masha’nın hırsı omzunun götürdüklerinin bir kısmını geri kazanmasında büyük bir rol oynadı. En azından bir Grand Slam daha kazanmadan rahat etmeyecek Rus tenisçi.

Ha dün ne oldu. 4-1 önde olan Maria’ydı. Ama seti alan Jankovic. Şimdi JJ’e koçu yaramış. Daha çok file önü kullanıyor. Ama işte huylu huyundan vazgeçmez. Konsantrasyon bozma adına birkaç hamlesi vardı. Etkili de oldu. Sakatlık molası almamasına çok şaşırdım ama o eksikliğini “O top dışarıda mı? İçeride mi? Koç? Nouni? Sen ne diyorsun? Nerede top? Du bi daha bakayım. Ha? İtiraz edermişm gibi geleyim ama sonra itiraz etmeyeyim” diyerek giderdi.

İki slamdir Sharapova kazanacak diyorum kazanamıyor. Bu sefer kazanamaz diyeyim de kazansın o zaman. Jankovic ise kırk fırın ekmeklik bir diyete girsin. Öyle gelsin.

Read more...

cincinnati: insanım demişti


“Ben de insanım” demişti hatırlarsanız Nole, Montreal finalinde Mardy Fish’i mağlup ederek bu yılki beşinci Masters finalini kazandığında. Ara sıra şüpheye düşsem de onun da insan olduğunı gözden çıkarmamaya çalışıyordum. Geriden gelerek ne maçlar çevirdi şu dönemde. Eski Nole olsa yarısında bırakıp çıkacağı maçlardı. İşte aynı şeyleri tekrarlamayacağım neticede daha önce Federer’i nitelemek için kullandığım Yıldız Çocuk mertebesine yaklaşmıştı.

Hem Kanada Masters’ı, hem de Cincinnati’yi kazanmanın zorluğu iki haftadır konuşuluyor zaten. Bunu RG-Wimby dublesi yapan Nadal da, Federer de başaramadı (En son 2003 Roddick). Benim içimde bu yılki Djokovic’in başarabileceği yönünde bir his vardı. Ta ki çeyrek finali izleyene kadar.

Gael Monfils karşısında bir şeylerin ters gittiği belli oluyordu Nole’de. Bir yorgunluk, eski karakteristik olan basit hatalar. Mental güç yerinde olacak ki, o maçı çevirdi Novak. Ama kolay olmadı. Belki Monfils yerine daha sağlam bir rakip olsaydı çeyrek finalde elenecekti.

Yarı finalde Tomas Berdych önünde de aynı manzara vardı. Çek raket sakatlanmasa bunda da çok zorlanacaktı Nole. Bu iki maçı gördükten sonra Murray’nin finalde kazanma ihtimali gözümde büyümüştü. Geçen yıl Kanada Masters’ı kazanan Murray bu yıl tam tersini yapıp Cincinnati’yi cebe indirdi.


Djokovic 31 maç sonra sert kortta yenildi. Bu yılki serisini ise takip etmeyi bırakmıştım. 50 küsür galibiyete iki mağlubiyet oldu işte.

Uzun süreli serileri fay hattına benzetirim. Enerji birikir ya fay uzun süre hareket etmezse, uzun süre yenilmeyen tenisçide de mental stres artar gibi gelir bana hep. Djokovic için fayın Amerika Açık’ta hareket etmesi daha kötü olacaktı. Şimdi daha rahat gidecektir Flushing Meadows’a. Bu yenilgi fikrinizi değiştirmesin yine Amerika Açık'ın büyük favorisi. Omzunda önemli bir şey yok gibi zaten. Düzelecektir bir haftaya.

Ha son olarak  maçtan çekilme konusunda isteyen istediğini düşünsün artık Nadal'dan bu yana ben açıklamaktan bıktım, insanlar mal mal konuşmaktan bıkmadı.

Read more...
yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP