istanbul cup 2009 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
istanbul cup 2009 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ağustos 2010 Pazar

istanbul cup 2010: finalde iki rus

İstanbul. Eminim ki bu şehrin altında bir çark var. Benjamin Linus bu çarkı çevirdi ve koskoca şehir ekvatora yakın bir yere konuşlandı. Leş gibi nemli ve sıcak bir havada İstanbul Cup altıncı gününü bitirdi. Yarı finale kalan tenisçiler sevinsinler mi üzülsünler mi bilemiyorlar tabi. 40+ derece sıcaklığın altında öğlenin üçünde Anastasia Pavlyuchenkova ile Jarmila Groth finaldeki ilk koltuğu kapabilmek için mücadeleye başladılar.

Öncelikle şunu belirteyim. Kortun içerisine, baselinedan fileye kadar mayın döşeliydi. Ya da iki oyuncuya da öyle dediler. Zira maçta file önü oyunu yoktu. Yani saysanız bir elin parmaklarını geçmez voleye gelip de puan alma denemelerinin sayısı. Drop-shot sayısı ise 3 ve hepsi Nastya'dandı.

Tamamen baseline mücadelesi şeklinde geçen müsabakada Jarmila Groth kesinlikle daha iyi oynayan taraftı. ENKA'da çalışmalarını sürdüren Groth'un servislerine hayran kaldım. Kesinlikle temel olarak kusursuz ve hızı 180-190lardan aşağıya inmedi kolay kolay. BUna karşın Pavluçenkova'nın servisleri ise gerçekten berbattı. İlk gün rüzgarı falan bahane etti ama bugün tek bir esinti bile yoktu. Ve çok kötü serivs attı Rus raket. O cüsseyle iyi servis atsa zaten Venus falan hikaye kalır.

Groth servislerinin dışında baseline gerisinden de çok iyi dövdü topları. Topu erken alıyor ve rakibine zaman tanımıyor poazisyon alması için. Kaç tane return ace yaptı sayamadım. İlk sette servis kırma olmadı. Tie-break ile Nastya seti kazandı. İkinci sette Groth baskın olmayı başardı. iki kez servis kırdı. 6-2 kazandı.

Üçüncü sette bir an karakolda bitecek sandım maç. İkinci setin arından tuvalet molası için içeri girdi Anastasia. Groth da 10 dakikanın dolmasına yakın kalktı koltuğundan. Ancak Rus raket geç geldi. Sonra bir de koçunu çağırdı. Groth ayakta kalakaldı öylece. Koçuyla konuştu, gripini değiştirdi. Ama kurallar dahilinde hepsi. Groth önceden kalkmamalıydı. Kalkınca da oturmayı yediremedi, öyle yaslanıp izledi etrafı. Neyse sonunda set başladı.

Pavluçenkova dördüncü oyunda iki kez servis kırma şansı yakaladı. Harika servislerle bunları çevirdi Groth. Ardından çizgiye yakın düşen bir topta tekrar servis kırma şansı yakaladı Rus raket. Groth burada hakeme itiraz etti ama sonuç değişmeyecekti tabii ki. Servisi kırdı Nastya 3-1 öne geçti. Fakat hop, bizim ufaklık geri kırdı.

Setin başında Anastasia'nın kötü servislerine agresif return yapmaya çalışan Jarkka'nın topları filede kaldı hep. 3-3'ten sonra onlar da düzelmeye başladı. Dokuzuncu oyunda servis kırmayı başarınca Avustralyalı, "Maç bitti" dedik. Maç için servis kullandı ama ben Pavluçenkova'yı boşuna turnuvanın favorisi göstermemiştim. Tutundu servis kırarak 19 yaşındaki Rus raket. Ve sonraki iki oyunu da alarak finale yükseldi.

Groth ise Pavluçenkova'nın çirkefliklerine rağmen filede elini sıktı. Nastya'yı severim yine de. Bu kadar çirkef olabileceğini bilmiyordum. Mesela filedeki Groth'un üzerine iki tane top attı. Özür dilemedi. Groth dik dik baktı. Bu kadar stresli bir maçtan sonra Groth gözyaşlarını tutamadı. Maç bitti ben yemek yedim geldim, hala WTA Ofisinde şiş gözlerle oturuyodu. Üzüldüm.

Günün ikinci maçında Petkovic ile Vesnina karşılaştı. İlk seti Petkovic ışık hızıyla 6-1 aldı. İkinci seti ışık hızıyla 6-0 kaybetti. Fakat bir rahatsızlığı vardı Alman raketin. Tansiyonunu ölçtürdü. Üçüncü setten önce içeriye gitti. Bomba gibi döndü. 3-0 öne geçti son sette. Fakat ne olduysa bir anda şalteri kapattı. Beş oyun üst üste verdi. Ama biraz da bizim gazımızla tie-break'e götürmeyi başardı seti. Burada çok kötü bir tie-break oynayarak elendi. Nazar değidirdiler bence kıza.

Finalin adı Pavluçenkova-Vesnina. Rus derbisi. Bugün saat 17.00'da.

Read more...

2 Ağustos 2009 Pazar

dakikası en pahalı final


42 dakikaya 250 lira.. dakika başına 6 lira ile en pahalı wta finali sıralamasında en üstlerde kendine yer buldu istanbul cup 2009..

42 dakika.. bagel and stick.. hradecka'dan bolca basit hata.. geri çizgiye yakın vurulmaya çalışılan ama dışarı düşen toplar.. filede kalan toplar.. 7 çift hata.. açıkçası dushevina'nın pek de bir şey yapmasına gerek kalmadı..

dushevina böylece 4. finalinde ilk şampiyonluğuna ulaştı.. hradecka ise 3'te 0 ile yoluna devam edecek bundan sonra..


maç başlamadan 10 dakika önce whirlpool'un aktivitesi çok güzel görüntülere neden oldu.. korta girişte seyircilere birer tane tenis topu verildi üzerinde numaralar olan.. sonra iki adet büyük varil konuldu korta.. ve herkes aynı anda elindeki tenis toplarını bu iki varilden birine sokmaya çalıştı.. yüzlerce sarı tüylü topun tribünlerden masmavi korta giderkenki görüntüsü mükemmeldi.. kendime neden fotoğraf makinamı hazırlamadım diye uzun bir süre küfrettirecek kadar güzeldi..

Read more...

istanbul cup'tan anlar 2














Read more...

istanbul cup - gün 6

öfff bi kere de istediğim tenisçi şampiyon olsun, çok mu şey istiyorum? petkovic - bascinszky finali beklerken hradecka-dushevina finali düştü bize.. olmamalıydı..

günün ilk maçında hradecka ile petkovic karşılaştı.. hradecka yeni bir dinara safina mı oluyor korkusu başladı bende.. yaşı itibariyle biraz geç ama.. ilk turda çağla'ya ilk seti verdiği maçı kazandı.. ikinci turda görges'e ilk seti verdiği maçı kazandı.. çeyrek finalde yine 3 sete giden bir maç ile tur atladı.. aynı akşam çiftler maçında ipek/shvedova çiftini yendiler partneri ile.. bugün yine ilk seti kaybettiği maçı, neredeyse turnuvanın en uzun maçı olacak maçı kazandı ve kariyerinin üçüncü wta tour finalini oynayacak yarın.. ayrıca bu akşam oynadığı çiftler finalini de kazandı ve işin cılkını çıkardı.. çiftlerdeki 6. şampiyonluğu bu.. nasıl bir kuvvet bu, nasıl bir dayanıklılık..

bugünkü maç bir de yağmur arasına gitti.. yaklaşık 45-50 dakika durdu oyun.. dünkü 5 dakikalık udak duraksamayı saymazsak bu seneki ilk yağmur arasıydı..

toplara bu kadar sert vuran bir kadını canlı izlememiştim daha önce.. bugün 192 km/h ile servis attı.. yine çift el/tek el varyasyonlu forehandleri ile puanlara gitti.. ama onun dışında cidden hiçbir numarası yok.. ilk 50lerde fazla yaşamaması dileklerimle..

günün ikinci yarı final maçında vera dushevina ile timea bacsinszky karşılaştı.. dünkü bacsinszky'den eser yoktu.. dushevina toplara çok temiz vuruyor.. ilk seti çok rahat aldı.. ikinci sette seyircilerin de sempatik tavırları nedeniyle daha çok desteklemeye başladığı timea birazcık kıpırdanır gibi olsa da sonuca gidemedi.. oyun içindeki bazı hareketleri potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor macar asıllı isviçreli'nin.. bir iki drop shot'ı çok etkiliydi mesela.. ve baselinedaki defansı çok sağlam.. bugün dushevina'nın arka arkaya kortun ters taraflarına gönderdiği topları enfes şekilde çevirmeyi başardı..

neticede yarınki final sonucunda bir tenisçi kariyerindeki ilk şampiyonluğuna ulaşacak..

Read more...

1 Ağustos 2009 Cumartesi

anabel'e sürpriz



çığırtkan arkadaşın "anabel türk seyirciler seni çok sevdi, hep seni alkışlıyorlar, sence neden?" şeklindeki abuk ötesi sorusuna ne diyeceğini şaşıran garrigues bugün 28 yaşını bitirdi.. kaç yaşındasın diye soran mikrofonluya da "biliyorum" diyerek cevap verdi.. bütün kort hepbir ağızdan "happy birthday anabel" şarkısını söylediler ve sonsuza dek mutlu yaşadılar..

Read more...

istanbul cup - gün 5

çeyrek final maçlarının aslında en zevkli geçmesi gereken ve 12'de başlatılacağı için bu yüzden son derece kızgın olduğum radwanska - bacsinszky mücadelesinden çekişme çıkmadı.. bu karşılaşmanın öğlenin tam ortasında başlatılmasının nedeni ise polonya televizyonunun maçı vermek istemesi imiş diye duydum.. neyse sonuçta sönük bir maçtı ve amiyane tabirle timea urszula'ya halkayı taktı.. üzerine bir de mum dikti.. yabancıların tabiriyle: "bagel and stick", 6-0/6-1..


timea 22 dakikada ilk seti bitirdiğinde ben zevkten dört köşe idim.. urszula dünkü kadar olmasa da ilk sette yine bir kaç kez raketi yere çarptı, kendi kendine söylendi.. tribünlerdeki 10binlerce seyirci çlgınca timea'yı alkışlıyordu demek isterdim ama saat 12'de koskoca 2500 kişilik kortta 15 kişi izliyorduk maçı ve kort benim "bravo timea" seslerim ve alkışlamalarımla çınlıyordu.. ikinci sete urszula servis kırarak başlayınca acaba? dedim ama ııh, olmadı.. maçın son oyunun sıfıra karşı servis kırarak 6 oyun üst üste kazandı timea ve çok rahat bir şekilde, 50 dakikada yarı finale çıkan taraf oldu.. radwanska ikinci setin 3. oyununun sonunda sinirlenip oraya buraya bağırmaya başlayınca mariana alves'den "code violation" yedi oturdu yerine..

merkez korttaki ikinci maç marta domachowska ile lucie hradecka arasındaydı.. hradecka serena williams, dinara safina olma yolunda.. maçta bir servisi var ki hızölçer yanlış ölçmediyse 210 yazdı ki bu wta rekoru.. backhand ve forehand'de inanılmaz sert topları var.. ayrıca forehand'i nasıl vurduğunu çözemedim.. bir tek el vuruyor bir çift el.. çift el forehand ile vurduğu toplar birine gelse öldürür, o derece sert.. neyse ilk seti aldı hradecka.. ikinci set de 5-1 olunca içimizi kaplayan ümitsizliği bozmak adına "haydi martaaaa, come on martaaaa" bağırışları eşliğinde uyandırmaya çalıştığımız polonyalı bir uyandı ki sormayın.. 5-1'den gelip seti 7-5 alınca "işte bu bizim eserimiz" duyguları eşliğinde gözlerim doldu.. üçüncü sette fakat yine hradecka'nın öldürücü groundstrokları eşliğinde hüzünlendik..

maç içerisinde marta 14 çift hatadaydı en son saydığımda.. ilk servislerinin oyuna girme oranı da yüzde 40'ı geçmez.. bu kadar kötü bir servis performansına rağmen 1 set alabildi.. hradecka için ise diyeceğim hiçbir şey yok bilidğin power player işte.. williamslar..


merkez kortta bunlar olurken yan kortta andrea petkovic olga govortsova'yı çoktan haklamıştı bile.. petkovic geçen haftadan aldığı rüzgarla devam ediyor.. üst üste 8. maçını kazandı.. ancak 2 saat sonra çıktığı çiftler maçını görges/schnyder çiftine kaybettiler.. geçen hafta çiftlerde final oynayıp kaybetmişti.. bu hafta yarı finalde elendiler.. georges gerçekten güzelmiş.. (her gördüğüm kıza güzel demiyorum normalde ama tenisçileri yakından görmek acaip bir etki yarattı bende) neyse efenim görges'i de ilk defa canlı izlemiş oldum böylece.. gorgeous..

bir başka ilk defa canlı izlediğim raket vera dushevina'ydı.. merkez kortun son tekler maçında dün pemra'yı yenen anabel medina garrigues ile oynadı ve çok rahat kazandı maçı.. 3 hafta önce anabel medina'nın vatandaşı martinez sanchez, caroline wozniacki'nin doğumgününü berbat etmişti.. bugün anabel'in doğum günüydü ve korttan boynu bükük ayrılan taraf da o oldu..

merkez kortun son maçında ise ipek/shvedova çifti hradecka'nın gazabından nasibini alıyorlardı tıpkı domachowska gibi.. ilk seti kazanmalarına rağmen ikinci seti ve süper tie-break'i kaybederek yarı finalde elendiler ve ipek kariyerinin ikinci çiftler finalini görememiş oldu böylece..

yarın ilk yarı final mücadelesi saat 14, diğeri saat 18'de.. saat 20'de ise çiftler finali..

(yazılar çok kötü farkındayım ama çok geç yazabiliyorum, uykulu uykulu bu kadar oluyor)

Read more...

31 Temmuz 2009 Cuma

ne güzel güldün

marta domachowska objektiflerimize böyle gülümsedi:


hahahhahaha bu nası post ulan!! ama komplekssiz ve çok süper tatlı ötesi bir insanmış kendisi.. rezai'yi de yendi zaten.. canım benim.. sevgilisi var ama yüzücü, edeleli falan.. çarpar dikkat..

Read more...

istanbul cup'tan anlar












Read more...

istanbul cup - gün 4

dördüncü gün de çok eğlenceli, çekişmeli, hareketli maçlar sonrasında sona erdi ve çeyrek final eşleşmeleri belli oldu..

timea bacsinszky - urszula radwanska
anabel medina garrigues - vera dushevina
lucie hradecka - marta domachowska
olga govortsova - andrea petkovic

bugün tesislere ayak bastığımda günün ilk maçı çoktan bitmişti.. lucie hradecka almam tenisçi julie (the gorgeous) goerges'i ilk seti kaybetmesine rağmen yenmiş ve çeyrek finale adın yazdıran 5. isim olmuştu.. merkez kortta günün ikinci maçı andrea petkovic ile rossana de los rios arasındaydı.. fakat bu maç başlamadan önce kort a'daki urszula radwanska ile ekaterina dzehalevich karşılaşmasından gelen çığlıklar dikkatimi çekti..

merkez kortun batı tribününü en üstüne çıkarsanız arka taraftan kort a ve b'deki maçları muhteşem açıyla izleme şansını yakalıyorsunuz.. bu açıdan bir kaç tane foto çektim ki bence müthiş oldular.. agniezska'nın kardeşi yine sinir krizleri geçiriyordu ve sinir krizleri eşliğinde ilk seti 7-5 kazandı..

bu sırada petkovic ve de los rios korta geldiler ve ben aşağıya indim.. zaten kortlar günün ilk maçlarında bomboş.. 20 kişiyi geçmiyor seyirci sayısı. buna hakemler, ballboylar da dahil.. geçen haftanın bad gastein şampiyonu gözümde mutlak favoriydi.. de los rios da patty'i elemişti ama isviçrelinin sakat olduğunu ve henüz tam olarak oynayamadığını biliyoruz..

andrea petkovic servis kullandığı ilk oyunu rahat alırken, ilk setin ikinci oyununda 3 kez deuce yaşandı ve petkovic servis kırarak 2-0 öne geçti.. fakat üçüncü oyunda ilk servisleri düşen alman raket maçın ilk çift hatasını yaptığı bu oyunda sıfıra karşı servisini kırdırdı.. bu dakikadan sonra ilk sette başka oyun vermeyen geçen haftanın şampiyonu ilk seti 6-1 aldı.. ikinci sette de etkili oyununu sürdüren alman raket 6 oyun daha arka arkaya alarak toplamda 10 oyun peşpeşe kazanmış oldu.. love set ile biten ikinci setin ardından maç içerisinde sürekli çığlıklarını işittiğimiz radwanska'nın maçına girdim..

ikinci seti vermek üzereydi urszula ve öyle de oldu.. 1 oyun alabildiği ikinci seti kaybetti ve setlerde durum 1-1'e geldi.. üçüncü sette ise başa baş bir oyun söz konusuydu.. urszula'nın raket vurmaları, bağırmaları, söylenmeleri mi yoksa dzehalevich'in baseline'a vurduğu şişirme toplar mı daha çekilmezdi bilemedim.. birbirlerinin yüzüne yumruk göstermeler, come on'lar.. bunlar artık amatör maçlarda bile olmuyor.. urszula her şeyle kavga ediyordu.. hakemlerle, ekaterina'yla, annesiyle, çizgiyle, rüzgarla, raketle.. bu maç esnasında sadece tel örgü ile a kortundan ayrılan b kortunda ise patty schynder ve eşi/hocası rainer hofmann çalışıyorlardı.. rainer bir ara işaret parmağını kafasına doğru götürerek "deli bu" dercesine yaptığı jest ile beni yardı.. bir süre sonra timea bacsinszky de b kortuna gelerek patty ile çalıştı.. bu maçın galibi çeyrek finalde timea ile oynayacak.. timea yan korttan gülümsemeler eşliğinde dinliyordu urszula'nın çığlıklarını.. neticede zor da olsa kazanan polonyalı oldu.. yarın timea'dan bir galibiyet bekliyorum artık..

bu maçtan sonra 3 saat boşluk vardı pemra'nın maçına kadar (tekler maçları için konuşuyorum).. tam korttan çıkarken karşıdan gelen marta domachowska'yı görmemle "foto?" demem bir oldu.. çiftler partneri ile maça giriyolarmış haberim yok.. ben partnerini de koçu falan sandım, şişman bir şey.. sağolsun kırmadı çekildik.. çok güzel gülümsüyor.. gittim istinye park'a yemek yedim geldim.. baktım kortta oynuyor bunlar hala.. o zaman anladım zaten yanındakinin çiftler partneri olduğunu.. malesef ki hradecka/voracova çiftine yenildiler..

pemra'nın maçına geçelim.. anabel medina belli ki pemra'yı ve oyununu hiç bilmiyordu.. bu yüzden ilk sette çok bocaladı.. pemra da dün akşamki çiftler maçındaki kadar etkiliydi ilk sette.. çok koştu.. ancak çabul yoruldu.. ilk seti 6-2 kazandı.. arada koçuyla görüşen garrigues pemra'yı daha rahat çözdü.. ikinci sette daha çok koşturdu pemra'yı, daha derin ve köşelere toplar göndermeye başladı.. pemra da teknik mükemmel ama güç yok.. bir yerden sonra bitti kız.. garrigues de eski toprak.. biliyor işini.. neticede iyi başladığı maçın sonunu getiremedi pemra.. ama maç sonunda da neşesinden hiçbir şey kaybetmemişti..

ipekgiller de yenmişler ve yarı finale çıkmışlar.. çiftler maçları sarmıyor beni..

yarın saat 12:00'de bacsinszky-radwanska ile açılışı yapıyoruz.. sonrası yardırıyoruz.. son maç yine ipekgillerin..

-----
haa bu arada pemra'nın maçının hakemi mariana alves'di.. maç bittikten sonra eve doğru yola koyulmuşken standların orada görüp hemen "mariana alves di mi?" dedim.. 3 saniye boş boş baktı.. sonra "evet" dedi.. "fotoğraf çekilebilir miyiz" dedim.. güldü.. tanındığı için oldukça şaşırmışa benziyordu cidden.. kort dışında yakalarsam affetmem demiştim affetmedim.. hahah!
------

Read more...

30 Temmuz 2009 Perşembe

yaroslava'nın dövmesi

yaroslava shvedova'nın dövmesine sizler için zoom yaptım.. işte o dövme:

Read more...

mariana alves istanbul'da

mariana alves benim en sevdiğim bayan tenis hakemidir.. portekizli ve bir çok başarılı maç yönetmişliği var.. ancak 2004 yılında amerika açık'ta williams ile capriati arasındaki çeyrek final maçındaki tek bir kötü yönetimi yüzünden başına gelmeyen kalmadı.. hatta bu hawk-eye sistemi bile bu maçtan sonra ciddi ciddi tartışılmaya başlandı.. us open kendisine artık görev vermiyor.. ama şahsen en sempatik bulduğum bayan sandalye hakemidir..

dün akşam vera zvonareva - mariya koryttseva maçında sandalye'ye bakıp bakıp "lan bu mariana alves değil mi?" dedim durdum.. (arkasındaydım sandalyenin ve yüzünün sadece bir kısmını görebiliyordum) yanımda teyit edebileceğim kimse de yoktu.. bugün o olduğunuı anladım.. rezai - domachowska maçında da o görevliydi.. finali de o yönetecektir büyük ihtimalle.. kort dışında gördüm mü affettem bi foto çektiririm..

Read more...

istanbul cup 09 - gün 3

istanbul cup ana tablo maçlarının üçüncü gününde 4 numaralı seribaşı aravane rezai (ki ailecek sevmiyoruz kendisini) elenerek turnuvaya veda etti..

merkez korta giridiğimde govortsova - kerber maçı setlerde 1-1 idi ve üçüncü set başlıyordu.. tenis dünyası dergisi ve eurosport ekibi ile geyik yapmaktan maçı izleyemedik ama arada baktığım kadarıyla kerber sinirlerine hakim olamayan bir isim.. kendi kendine konuşmayı, dırdırı seviyor.. servisleri de etkisizdi bugün.. almanları destekliyordum bu turnuvada, bu maçta da kerber'i destekledim ama olmadı.. govortsova tıpkı ilk turda olduğu gibi bu turda da uzun bir maç sonucunda tur atladı.. toplam 5 saatten fazla kortta kaldı.. bu arada govortsova duruşu olsun, saçı olsun, küpeleri olsun şarapova 2 olmuş.. taklitlerden sakının..

sonraki maçta timea bascinszky ile dün zvonareva'yı eleyen mariya koryttseva karşılaştılar.. 3 gündür ilk defa not tuttuğum maç oldu bu.. zira bascinszky'den umutluyum bu turunuvada..

bascinszky maça çok iyi başladı.. kendi servis kullandığı oyunu rahat aldıktan sonra ukraynalı'nın servisini kırdı, hem de sıfıra karşı.. mariya dün akşamki vera maçına nazaran çok etkisizdi bugünkü karşılaşmanın başında.. grounstrokeları istikrarlı gitmedi.. timea kendi servisini aldıktan sonra tekrar mariya'nın servisini kırarak maçta bir anda 4-0 öne geçti.. ancak buradan sonra dünkü duvar benzeri olmasa da koryttseva oyununu yükseltti.. timea da ilk servisleri oyuna sokmakta zorluk çekmeye başlayınca 2 kez servis kırma puanı yakalayan ukraynalı ilkini değerlendirdi.. altıncı oyunda bu sefer timea tekrar servis kırma puanı yakaladı ancak üst üste 3 puan alan koryttseva servisine tutunmayı başardı ve 4-2'ye getirdi skoru.. aşırı rüzgar altında oynanan karşılaşmada bascinszky ball toss'ta çok sorun yaşadı ve uzun süre ilk servisleri oyuna sokamadı.. ilk setin son oyununda maçın ilk çift hatası ukraynalıdan geldi.. 3 kez servis kırma şansı yakalayan isviçreli timea bunların ikisinden yararlanamasa da mariya'nın filede kalan topu sonrası ilk seti 6-2 aldı..

ikinci sette daha etkili olan tarafa ukraynalı'ydı.. timea'nın servisinde servis kırma puanını yakalayan mariya bunu değerlendirdi ve setin hemen başında servis kırarak avantajı yakaladıysa da ikinci oyunda servisini kırdırdı.. timea maçtaki ilk çift hatasını ikinci setin üçüncü oyununda yaparken, bu oyunda 0-30 geriye düşmesine rağmen üst üste 4 puan almayı bildi.. ancak 5. oyunda ilk 4 ilk servisi de içeri girmeyince servisini kırdıran timea 3-2 geriye düştü.. bu dakikadan sonra mariya koryttseva backhand tarafında topları hep kesmeye başladı.. rüzgar yüzünden bu enerjisiz topun nereye düşeceğini kestiremeyen bacsinszky de zorlandı.. karşılıklı oyunlar ve servis kırmalar ile geçen setin son oyununda mariya servis kırarak bu seti 6-3 kazandı ve setlerde eşitliği sağladı..

son sette beklenen çekişme olmadı.. iki tenisçi de karşılıklı servis kırarak başladılar sete ancak bundan sonra mariya hiç oyun alamadı.. 2-1'den sonra bir love game ve bir love break ile 4-1 i yakaladı timea.. 6. oyunda skor 30-0 timea lehine iken mariya koryttseva maçtan çekilerek ne kadar spor ahlakından da eksik olduğunu gösterdi.. toplam 6 puan daha oynayacaksın ve maç zaten bitecek.. neden çekiliyosun ki maçtan.. sakatlığı da kolundaydı ama onu çok zorlamıyordu.. istanbul seyircisine yapılmış büyük bir ayıptı bu.. timea da bu karardan sonra kollarını kaldırıp dudaklarını bükerek ne yapabilirim ki duruşu sergiledi tüm şirinliği ile..

sonraki maç türklerin ve türk hissedenlerin düellosu idi.. ipek/shvedova - pemra/çağla'ya karşı.. bu maçı izledim sadece, not tutmadım.. pemra formda hem de çok.. yabancıların deyimiyle she's on fire.. sadece tek başına yaklaşık 10 winner ve 4 ace attı sayabildiğim kadarıyla ki çiftler maçı için muazzam bi rakam bu.. ipek/shvedova ikilisi burada çiftlerde en büyük favori.. onların yenmesi gerekiyodu.. öyle oldu.. ama pemra ve çağla 1 set alarak büyük bir iş başardılar bence.. pemra müthişti demiş miydim?

türk seyircileri anlamakta zorluk çektim.. pemra ve çağla'yı deli gibi alkışlarken ipek'e üvey evlat muamelesi yapmaları garibime gitti.. ipek wta çiftler sıralamasında 60larda ve bu turnuvayı kazanırsa ilk 50'ye girecek.. ama aşırı derecede diğer tarafı desteklediler.. hatta bi ara pemra/çağla puan alınca arkalardan birisi "işte türk'ün gücü" dedi.. ipek fransız da benim haberim mi yok? böyle insanlar gördükçe deliriyorum içten içe.. ama elden de bir şey gelmiyor..

günün son maçında domachowska rezai'yi bir güzel yendi ve içimin yağlarını eritti.. ilk seti izleyip çıktım ben maçtan.. benim çıkmamla elektriklerin kesilmesi bir olmuş.. ne kadar kesik kaldı bilemeyeceğim.. sonra gelmiş ve domachowska da kaldığı yerden kotarmış maçı.. aferin büyük memeli kız..

iki gündür akşam seanslarında mariana alves'i görüyorum sandalyede.. onu bir sonraki postta yazacağım..

--------------------------------------------










Read more...
yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP