19 Ağustos 2011 Cuma

cincinnati: yaralı parmağa tükürmek

Saçma bir başlık ama okuyun bi...

Verdasco ile Nadal arasındaki maçı bugün izlemeyenler akşam eve gelip skora baktıklarında “Vay be ne maç kaçırmışım” diyebilir. O öyle değil!

Tenis tarihinin en mükemmel maçlarından birine Avustralya Açık 2009 yarı finalinde imza atmış ikiliden iki buçuk sene sonra böyle sönük ve saç yoldurtan bir maç beklemiyordum oysaki.

Maç karşılıklı kırılan üç servisle başlayınca her şeyi anlamalıydık zaten. İlk set tie-break’inde Verdasco 5-4’te mini break’i yakalamasına rağmen tutunamadı ve seti kaybetti. İkinci sette servis kırmasına rağmen hemen kırdırarak tie-break’e gitmesine neden oldu. Onu kazandı. Üçüncü sette de yine servis kırma avantajını yakaladı önce fakat bu da tie-break’e gitti. Bu tie-break’te hem Nadal, hem Verdasco hata ustası kesildiler. Bayık maç üç buçuk saatten fazla sürdü. Akıllarda kalan ise maçla ilgili şey değildi. Biri maç öncesi, diğeri maç sonrası yaşanan olaylardı.

Nadal önceki gün bir Japon restoranında elini yakmış. Williams bacağını keser, Clijsters düğünde çılgınca bileğini burkar… Şanslı ki sağ elinin parmaklarının ucu hasar görmüş. Sol olsaydı zor servis atardı.


Verdasco ise müsabakayı kaybettikten sonra eğilip çizgiye tükürdü. Ben buna hiçbir şey diyemiyorum. Servet Çetin geldi aklıma.



Nadal basın toplantısında çok huysuzmuş. Öyle diyorlar dinleyenler. Bu sıralar kötü oynaması normal. Geçen yıl dışında sezonun bu dönemlerinde hiç iyi bir performans göstermedi. Cincinnati’de finali yok, Kanada’da ise kariyeri ilerledikçe düşmeye başladı. Amerika Açık’ta geçen sene gösterdiği müthiş performans vardı. Onun dışında bu Amerika sert zemini belalısı durumunda Nadal’ın. Bunun nedeni kendisinin doğal kort oyuncusu olması. RG ve Wimby dizlere daha az yük bindiren doğal zeminler, toprak ve çimin ardından sert zemine geçmek dizlerinde fazladan baskıya neden oluyor. Önünde koruması gereken bir 2000 puan var. Gergin olması da doğal. 

Read more...

video: dimitrov clijsters olmuş

Üç ay öncesi. Fransa Açık ikinci turu:



Bu da dün:



Milyonda bir olur dedik, üç ayda iki kez oldu. Hayırlısı artık.

Read more...

video: nole yine bir şebermelerde

Sharapova'nın Head reklamı birkaç hafta önce yayınlandı.



Novak Djokovic durur mu? Yapıştırmış cevabı...


Novak Djokovic on WhoSay

Nole şebek bunu hepimiz biliyoruz. Aman iyice sululaştın demeden önce bunun Head tarafından yaptırılmış bir çalışma olduğunu hatırlamak lazım. Adam milyonlarca dolar alıyor şeberecek. Ha almasa da şeberiyor ama burada görev icabı şebermiş. Komik mi? Komik. Ofiste dakikalarca güldük bugün.

Sharapova'nın da resmi Twitter sayfasından bir cevap yayınlandı buna ama Masha kendi mi yazdı yoksa bu da HEAD'in bir tiyatrosu mu bilmiyorum:

"HAHAHA Novak Djokovic’in ne yaptığını gördünüz mü? Hey Novak, bu başarıya giden yeni yolun mu – ben olmak? Elbisemi giymediğin için hafif üzüldüm ve vücut dilin konusunda da çalışman gerekiyor. Ve saçlar… buna yorum yapmayacağım."

Read more...

amerika açık kura sistemi çarpık mı?

Yapılan bir araştırmaya göre kadınlar ve erkeklerde ilk iki seribaşı Amerika Açık’ta –diğer Grand Slam’lere göre- daha kolay kura çekiyor.


Şimdi nedir olay. Grand Slamlerde 32 seribaşı tenisçi var. Ana tabloda ise seribaşılar dahil 128. Seribaşılar seribaşılar ile ilk turda eşleşemiyor. Bu da seribaşıların 33 ile 128. sıra arasındaki tenisçilerden birileri ile eşleşmesi anlamına geliyor. Son 10 yıla bakıldığında ilk iki seribaşının eşleştiği rakibin Amerika Açık’ta ortalama turnuva sıralaması kadınlarda 98.5, erkeklerde 97.2.

Fakat hesabı yaptığımızda görüyoruz ki (128-33)/2 +33= 80.5 olması lazım. Yani eğer kura çekimi tamamen rastgele yapılıyorsa son 10 sene ortalamasının 80 civarında olması lazım. Açıkça görülüyor ki ilk iki seribaşıya ABD’de daha kolay rakipler düşüyor.

Son 10 yılı içeren tabloda rastgele 1000 tane kura çekilmiş yapılan çalışmada. Ve elde edilen sonuçlar şöyle. Hali hazırda çekilmiş olan resmi kuralar ile karşılaştırıldığında erkeklerde bu 1000 rastgele kuradan yalnızca üçü daha düşük sıralamada bir rakip vermiş 1 ve 2 numaraya. Kadınlarda ise hiçbiri. Evet 1000 rastgele kuranın hiçbiri orijinal rakipten daha düşük sıralamada bir rakip vermemiş. Peki diğer Grand Slamlerde durum ne?

Erkeklerde hali hazırda çekilmiş orijinal kura kadar ya da daha kolay bir kura elde edilme yüzdesi; Avustralya Açık’ta %71.2 (yani 1000 rastgele kuradan 712’si), Fransa Açık’ta %69.5, Wimbledon’da %37.0 ve Amerika Açık’ta daha önce de bahsettiğim gibi %0.3.

Kadınlarda Avustralya Açık’ta %94.7, Fransa Açık’ta %99.2, Wimbledon’da %30.7, Amerika Açık’ta ise sıfır.

Bu oran 100’e ne kadar yakınsa o kuranın rastgelelik belirteci olan ortalama 80.5 sıralamaya yaklaştığını görebiliriz. Yani Kadınlar Fransa Açık kuraları rastgeleliğinden şüphe duyacağımız en son kura olmalı.


1996 Amerika Açık kurası çekildikten sonra ABD'li tenisçilerin yararına olduğu gerekçesiyle boykot edilmiş ve kura yeniden çekilmişti.

100. ya da 35. sıradaki tensiçinin gelmesi ilk iki seribaşının ilerlemesini ne yönde etkileyeceği bilinemez. 2001'den bu yana ilk iki seribaşıya gelen en yüksek basamaktaki tenisçi turnuva 37 numarası kadınlarda. Erkeklerde ise 41. İki durumda da seribaşılar galip geldi. 

Read more...

16 Ağustos 2011 Salı

foto: twitter'dan gelenler

Dün gece 15 dakikayla arayla tenisçilerin geçtiği üç foto...


Petkorazzi abdominalleri şişirmişken,


Laura, Rafamobil ile yan yana...


Ve Sorana Cirstea ve park etme kabiliyeti, edememe, kabiliyetsizliği...


Read more...

video: djokovicgiller



Djokovicgiller mutlu, Jelena Ristic can, canan. Eskiden Ana ile yakıştırırdım Nole'yi ama Jelena zeki bir kıza benziyor. (Golfçü peşinden koşmaması bence zekasını gösteriyor zaten aferim)

Read more...

rogers cup: ben büyüğüm ben, novak usta



Kim diyorsa ki "Djokovic'in bu halini önceden tahmin ettim", ben onun alnını karışlarım. Eskinin buluttan nem kapan, osuruktan hapşıran adamı şimdi ne güneşten, ne polenden, ne sıcaktan, ne rüzgardan, ne gürültüden, ne yağmurdan, ne de Federer ve Nadal'dan etkileniyor. Adam mekanik bir şey oldu.

Bu seri ilk inşa edilmeye başlandığında bahar-yaz aylarına kadar kesin eski Novak geri döner diyordum. Ne kadar kazanabilirdi ki böyle seriler halinde. Sonra baktım adam manyak. Gidiyor. 1 Masters, 2 Masters, 3 Masters ha dört Masters. Arada bi ufak, bi büyük deviriyor. (Grand Slamlere 70'lik diyek mi bundan sonra). Neyse rekorun dibine geldik. Federer seri rekorunu kırmasına izin vermemişti. Bu sefer rakip bile olamadı.

Murray ve Nadal'ın erkenden döküldüğü, Federer'in yeni yaşında yine Tsonga'ya tosladığı turnuvada Djokovic tek başına kaldı yukarılarda. Finaldeki rakibi bu sene ABD'de çok iyi işler çıkaran Mardy Fish oldu. Zorladı da Novak'ı. Ama kritik puanlar hep Sırp'a gitti. Fish bir set alabildi, bu turnuvada Nole'den set alabilen tek isim oldu. Fakat şampiyonun adı değişmedi.

Djokovic bu yılki dokuzuncu şampiyonluğunu kazandı. Bunlardan beşi Masters, ikisi Grand Slam. Bu 5 Masters bir rekor. Daha önce kimse bir sezonda bu kadar Masters kazanamamıştı.

Önümüzde bir Cincinnati ardından Amerika Açık var. Cincy'i geç- Amerika Açık'ta bir şampiyonluk Djokovic'i tarihin en iyi sezonunu geçiren tenisçi yapar. Federer'in 2006'si suya düşer gözümde.


Fish de kendi çapında bir Djokovic oldu. Şu an Amerika Açık Serilerinde lider gidiyor. Djokovic ikinci. Fish kariyerinin en yüksek noktasını gördü sıralamada bu hafta yedinciliğe çıkarak. Bu kadar tek yönlü bir oyunla bunu başarması da dikkat çekici. O tek yönünü yani servis-voleyi ne kadar iyi yapabildiğini gösterir. Ama o silah da genelde tutukluk yapar işte, hele ki karşındaki azman olmuşsa.

Read more...

toronto: kaçın lan sahibi geldi


Bunu kabullenmek zor. Aslında hangisini kabullenmek zor bilemiyorum. WTA'de bir kişinin çıkıp da bir sene boyunca maç oynamamış birini yenememesi mi yoksa Serena Williams'ın her şeye rağmen azimle tura geri dönmesi mi...

Üst üste ikinci şampiyonluğunu Toronto'da elde etti Serena. İlki Stanford'daki Premier turnuvaydı. Kanada ise Premier 5 yani bir nevi erkeklerdeki Masters. Federer'in bir sene ara verip de dönüp Indian Wells'i kazandığını düşünün işte, bu yaşta. Serena'nın şampiyonlukları ile büyümüş bir nesil için bu normal gelebilir. Ama anormal. Cidden anormal ötesi. Şu an bunları yapabilen bir kadının sakatlık öncesi 32 Grand Slam tekler şampiyonluğu falan bulunması gerekir.

WTA yıllardır eleştiriliyor ve ben inatla çeşitliliğin iyi olduğunu savundum. Federer'in 05-06-07'deki dominasyonu gibi bir şey insanları tenisten soğutur diye düşündüğüm için (en azından Federer'in oyunu göze hoş geliyor, Serena'nınki gerçekten itici) WTA'deki bu çeşitliliğin iyi olduğunu düşündüm. Ama işte Serena gelip de herkesi pataklamaya başlayınca anladım ki bu başıboşluk bir felaket.

Bu kadının karşısına geçen her oyuncu karaktersiz gibi oynuyor. Bütün oyun karakterini kaybediyor ve siniyor. Forehandçi fileyle sevişiyor, servisçi top fırlatamıyor. Saçma sapan işler. Kadın ayağını kesti, ölümden döndü. Utanır lan insan azıcık. Gelip hâlâ turu domine edebiliyorsa ben o ilk 10'daki tenisçilerin hepsinin ta raketlerini asmalarını tavsiye edebilirim. Bu baskıyı kaldıracak psikolojileri yok mu? Yetenekleri var biliyorum. Ya neyse aklım almıyor, tenis fiziksel bir oyun, cidden aklım almıyor. Koskoca Federer düştü fiziksellikten ötürü, bu kadın bir sene bırakıp eskisinden daha iyi devam ediyor. Bırakın bu işi, beni de yormayın.

Şimdi yazının başına baktım da. Yazdıkça sinirlenmişim.

Read more...
yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP