11 Ağustos 2011 Perşembe

rogers cup: hep bu twitter yüzünden


Hep bu şeytan icadı Twitter yüzünden oldu ne olduysa. Rafa Montreal'de daha ilk maçında Ivan Dodig'e elendi.

Oysa ki her şey tipik bir erken tur maçı gibi başlamıştı. Rafa ilk sette kritik puanları kazanıyordu ve ilk seti de farklı şekilde hanesine yazdırdı. İkinci sette de servis kırma avantajını bulan İspanyol 3-1 öne geçince kimse şaşırmamıştı. Bizi şaşırtacak şey daha yeni geliyordu çünkü.

Dodig bu noktada ikinci seti tie-break'e taşıyıp kazandı. Üçüncü setin başında yine servis kırdırıp geriye düşünce bu sefer ben dönebileceğine inanmıyordum ama o döndü. 3-3'ten sonra bir kez daha servis kırdırıd ve 5-3 geriye düştü bu sefer. Nadal maç için servis atarken Hırvat raket yine bir olanaksızı başardı. Maçta kaldı. Tie-break'e götürdü ve kazandı.

Nadal'ın ayağında bir sakatlık olduğunu ve bu yüzden yeterli düzeyde antrenman yapamadığını biliyoruz. Bütün bunlara rağmen İspanyol'a karşı 1-6/1-3'ten gelip maç kazanmak büyük iş. Dodig bu sezon Avustralya Açık'ta Djokovic'ten set alarak dikkat çekmişti.

Djokovic demişken...

Alışmış kudurmuştan beterdir. 10 yıl da bisiklet sürmesen yine o seleye oturduğunda hiç bocalamadan gidersin ya, ya da yüzmeyi unutmazsın ya... Kas hafızası gibi bu kazanma ya da kaybetme alışkanlığı da. İkisinin de kırılması için çok büyük değişiklikler gerekiyor.

Djokovic bugün Davydenko karşısında çok saçma başladı maça. Çift hatalar havada uçuştu, backhandler filede buldu kendini. Kolya zaten Gollum gibi bekliyor fırsatı. Hemen 4-1 öne fırladı. Nole'nin büyüsü sona mı eriyor diye düşünceler başlamışken o alışkanlık çıktı saklandığı yerden. Aldı Djokovic'i kanatlandırdı. 4-4'e geldikten sonra bir rahatlama ile tekrar servis kırdırsa da ilk seti 7-5 kazandı. Bu vakitten sonra ikinci set çocuk oyuncağıydı.

Kolya'nın daha 1,5 sene önceki halini hatırlıyorum. Nadal'ı deviren. Nasıl bir siliniştir sahneden. (Şiirden nefret ederim) Davydenko'nun zamanla eriyen karizmasına ters oranla karizması artan karısı güneş gözlüklerinin ardından kocasına eminim ki küfürler yağdırıyordu. "Yine rezil ettin bizi ee güne, boyun devrilsin!" Hoş, o daha çok gelmeyen paralara yanıyordur.

Djokovic 49-1 oldu böylece. Adam sürekli genleşen evren gibi. Doppler Etkisi'ni görebiliriz bence Nole'nin yüzünde.

Bugün Federer de korttaydı. Marsel ile antrenman yaptıktan sonra neler yapacağını merak ettiğimiz İsviçreli, ev sahibi Pospisil'i yendi ve muhteşem dörtlü içinde en az zorlanan isim oldu.

Montreal’de her şey bir garip olunca alınan sonuçlara şaşırma katsayısı da düşüyor haliyle. Marin Cilic, Delpo’yu iki sette çok rahat mağlup etti. Delpo Bey’in Amerika Açık öncesi bu hali hiç de iç açıcı değil.

0 yorum:

yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP