25 Ocak 2011 Salı

wawrinka rüştünü ispat edebilirdi


Kolay değil tabii. Teniste koca bir ulusun hatta koskoca dünyanın çıkardığı en büyük ismin yıllarca gölgesinde kalmak. Güneşe direkt maruz kalmadığı için en azından o yüzüne sürdüğü güneş kremine ihtiyacı kalmaz diye düşünebilirsiniz ama Wawrinka’nın bugünkü pısırık tavrını görenler onun burada ilk günden beri oynadığı tenise şaşırabilirler.

Melbourne Park’ta bir hafta boyunca bir cengaver gibi savaşan, Roddick’e karşı aslan misali kükreyen Wawrinka’nın karşısına çıkan isim Federer olunca süt dökmüş kediye dönmesinin altında yatan psikolojik etmenleri sıralamaya benim eğitimim yetmez. Psikoloji okumuş, Freud’un yakıni, Jung’un kankası olan bir arkadaş anlatsa da dinlesek.

25 yaşındaki İsviçreli Pazar günü Roddick’i korttan silip vatandaşı ve ustası Roger Federer ile eşleştiği zaman biz tenisseverler harika bir mücadele beklentisi ile uyuduk geceleri. Peki Wawrinka’nın bizim bu beklentimize karşı kedi canlı bu tavrı oldu mu? Bu kadar munis olmasaydın keşke Stan. Keşke “Ekselansları”na karşı biraz daha sert durabilseydin.

Federer karşılaşmaya çok iyi başladı. O da biliyordu ki maçın başında uzun zamandır tanıdığı arkadaşı, partneri ve öğrencisine karşı baskınlığını hissettirdiğinde sonuca daha rahat ulaşacaktı.

Fakat yenilgiyi sadece dünya iki numarasının mükemmelliğine bağlamamak lazım. Çünkü bu maçta mükemmel değildi. İkinci sette bazı fırsatlar verdi karşı tarafa ancak Wawrinka çoktan hipnotize olmuştu. Işık görmüş tavşan gibiydi... Benzetmelerim tükeniyor sadede geliyorum.


Bugün bir kez daha psikolojisi bir tenisçinin yapabileceklerini engelledi. Zihinsel kırılganlık normalde sakin olan bir adama raket parçalattı, Federer’den daha iyi olan tek el backhand’ini düzgün kullanamamasına neden oldu. Stanislas Wawrinka en formda olduğu dönemde İsviçre’ye kendini ispat etme şansını geri çevirdi.

Federer’i yenmesi gerekirdi demiyorum. Bunun için ayrı bir enerji seviyesinde olmak lazım zaten. Demeye çalıştığım Simon’un yaptığı gibi dişe diş bir mücadele ortaya koyabilirdi. O zaman da rüştünü ispat edebilirdi. Şimdilik kendisi adına kötü oldu ama özel hayatındaki sorunlardan arınmıştı turnuva öncesinde. Bu sene adından çok söz ettirecektir.

Eurosport.com Türkiye'deki blogum için yazmıştım. Burada da bulunsun.

5 yorum:

kirpi 25 Ocak 2011 18:24  

Saati sabah 5'e kurdum. Calinca uyanmak istemedim "Yaa ilk set ortalaridir, sonuna yetisirim" dedim. Sonra ikinci set ortasina yetiseyim dedim. 3. seti yakalama niyetiyle uyandigimda 2 adim atip bilgisayarin basina gecmeye, acip beklemeye usendigimden cep telefonundan skor kontrolu yapayim dedim, 3. set baslamissa 3 ve 4'u izleyeyim diye. Bir de baktim mac bitmis.

Hayir bir de Ispanyol oyuncular Nadal'a karsi pisirik oynuyor deniyor da, al iste. Bu ne?

Spooky 25 Ocak 2011 19:17  

Wawrinka, Federer'i zorlayan isimlerdendir.

Ben de en azından dört setlik, çekişmeli bir maç bekliyordum. Dayanağım da birbirlerini çok iyi tanımalarıydı. Wawrinka'nın son formundan bağımsız bu beklentideydim ama Federer işi baştan sıkı tuttu.

ezgi e. 26 Ocak 2011 01:21  

Federer'i Monte Carlo'da yendiğinde sevinmeye bile utandığını söyleyen, "İsviçre'nin kaybeden tenisçisi" olarak anılmasına bazen serzenişte bulunsa da bunun bile olumlu taraflarını görüp Federer'in gölgesinde kalmanın üzerindeki baskıyı kaldırdığını ve çok dikkat çekmeden adım adım ilerleyebildiğini söyleyen biri Stan. Hatta Federer'le telefonda konuşup mesajlaşıyor olmasını, bir şey danışmak istediğinde yanında oluyor olmasını bile olağanüstü bir özveride bulunuyormuş gibi anlatıyor bazen.. Garip :)

Bu bakış açısındaki birinin her şeyden tamamen soyutlanıp karşısındakini "herhangi bir rakip" olarak görmesi zor olabilir. Özellikle de maça istediği gibi başlayamayınca, Federer de ilk oyundan itibaren onun var olan özgüvenini ve inancını yıkacak şekilde maça asılınca fazlasıyla silik bir performans ortaya koydu bugün.

Ama ben önceki maçlardaki görüntüsünden uzak oluşundaki tek etkenin bu olduğunu düşünmüyorum.
Bu durumu pek çok tenisçide görüyoruz. Turnuva boyunca çok iyi performans göstermelerine rağmen büyük maçlarda o görüntülerinden eser kalmayabiliyor. Bu maçların atmosferi, dinamikleri çok farklı.

Yarın Ferrer Nadal'a karşı bu iyi performansını sürdüremez ve Nadal için kolay bir galibiyet gelirse, eminim ikisinin İspanyol oluşuna fazlasıyla atıfta bulunulacak maç
sonrası. Bu biraz da iyi tenisçi olup büyük maçların adamı olamamakla alakalı gibi geliyor bana. Ferrer Federer'le, Nadal Wawrinka'yla oynadığında da sonuç genelde farklı olmuyor çünkü.

Bu turnuvadaki Roddick maçı ya da Wimbledon'da ve Amerika Açık'taki Murray maçlarında olduğu gibi
karşısındaki oyuncu pasif kalırsa kendi oyununu domine ettirip sonuca gidebiliyor Wawrinka ama çok iyi bir tenisçi olmasına
rağmen zirvedeki isimlere karşı çoğu zaman etkisiz kalan bir oyuncu malesef.

onur 26 Ocak 2011 01:30  

Aaaa sen psikoloji okuyordun di mi. Bir ara Freudlar vardı profil fotoğrafında.

Peki bu yenilginin şartlanma ile hiç mi alakası yok? Gençliğinden beri seni oyunuyla ve şöhreti ile ezen birinin karşısında ne kadar formda olursan ol o eski korkular yeteneklerini bastıramaz mı?

ezgi e. 26 Ocak 2011 06:02  

Hiçbir sonucun ya da durumun tek bir değişkeni yok. Mutlaka bu korkuların etkisi vardır, bunu yadsıyamam kesinlikle. Zaten sıradan bir güçlü rakip olarak görmesinin zorluğundan da o sebeple bahsetmiştim.

Sadece tek etkenin o olduğunu düşünmüyorum ben. Stan bir kere de olsa Federer'i yendi geçmişte, o maçta Federer baya kötüydü gerçi ama Wawrinka da iyi oynamıştı diye hatırlıyorum.

Bugün Nadal'la ya da Djokovic'le oynamış olsaydı belki daha etkili olabilirdi ama bir Monfils ya da Roddick karşısındaki oyununu yine göremeyecektik bence; çünkü yüksek ihtimal izin vermeyecekti o şekilde oynamasına.

yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP