gün sonu: avustralya açık 2011 - gün 5-6
Dördüncü tur eşleşmeleri belli oldu. Yani son 16 tenisçi. Erkeklerden bunlardan 13’ü seribaşı. Biri elemelerden gelen. İlk 16 seribaşıdan da dördü elendi. 16-32 arası tek sağ kalan Wawrinka oldu.
Bazı dikkat çeken üçüncü tur maçlarına bakacak olursak...
Rafael Nadal’ı beklediğimden daha fazla zorladı Tomic. Çocuk iyi tamam. Boyunun avantajını iyi kullanıyor. İyi servis atıyor. Tekniklerinde biraz problem var. Problem demeyelim de değişik. Backhandde kütük gibi duruyor, hiç esneme yok. Forhandde ise open stance’de affetmiyor. Çoğu tenisçi tercih etmez bu vuruşu. Big hitterlar vurur genelde. Tutuşu western’e yakın olanlar. İkinci sette özellikle 4-0 öne geçince aklıma Lacko maçı gelmedi değil. Fakat oyununda azıcık bir düzenleme ile bunun üstesinden geldi Nadal. Tomic ise beklentiler aştı. Bu sene sonuna doğru artık turnuvalar için wildcard beklemek zorunda kalmayacak duruma gelebilir.
İki uzunu karşılaştıran mücadelede Isner yenildi. Isner’ın maçları seyir zevki açısından hiçbir şey vaat etmiyor bana. Hele o yarım saatten sonra zor solumaya başlaması, ağır çekim hareket etmesi beni ekran başında yoruyor. Cilic de uzun, Nadal da terliyor ama hiçbiri bu kadar zorluk çekmiyor.
Raonic büyük sürpriz. Kimse beklemiyordu. En azından okuduğum kişiler. Kanada’da yakından takip edenler mutlaka görmüştür bir şeyler. 20 yaşındaki bu kıvırcık müthiş servis kullanıyor. Oyununu tam izleyemedim, bir şey söyleyemem o yüzden. Bir Karlovic mi değil mi yarın akşam iyice bir izleyip yorumlamak lazım. Steve Tignor, “Sampras’ı gördüm” demiş. Bakacağız.
Kuznetsova’nın kayıp ikizi Alexandr Dolgopolov da büyük bir sürprize imza attı. Bugüne kadar hiç beş setlik maç kaybetmemiş Tsonga’yı 2-1 geriden gelerek beş sette yendi. Hem de son iki set 6-1/6-1.
Tablonun alt tarafı beklendiği gibiydi. İki tane de sakatlık var. Troicki, Nole’nin işini kolaylaştırdı. Baghdatis de bugün serçe parmağını sakatlayarak çekildi maçtan. Melzer ilk 10’da.
Kadınlarda dört seribaşı olmayan var son 16’da. Seribaşılardan dördü ilk 16 dışından. Hiç elemelerden gelen ya da wildcard yok.
Wozniacki ne yaptı etti yendi Cibulkova’yı. Bartoli ve Wickmayer’in elenmelerinin ardından kolaylaşan tablosunda rakibi Sevastova. Geçen yıl patlama yapacak dediğim ancak bir şey yapamayan bu kızın, hiç beklemiyorken son 16 görmesi de nazarlı gözlerimi üzerinden çevirmemle açıklanabilir.
Kuznetsova hayatının tenisini oynayarak yendi Henin’i. Geçen sene final gören Belçikalı da üçüncü turda veda ederek puan kaybetti. Siz de Henin mental yönden daha zayıf olduğunu düşünüyor musunuz?
Son 16’da sürpriz sayabileceğim iki isim var: Iveta Benesova ve Ekaterina Makaraova. Benesova iki Rus’u devirerek geldi. Kirilenko ve Pavlyuchenkova. Kalbimi kıran bir tenisçi olduğu kesin. Rakibi yine Rus. Zvonareva. Makarova ise ilk turdan beni hayata küstürmüştü Ivanovic’i eleyerek.
Kadınlar tablosu artık benim için çekici değil. Sadece Sharapova kaldı desteklediğim. O da bu akşam Petkovic ile oynuyor. Elenmesi an meselesi yani.
0 yorum:
Yorum Gönder