gün sonu: amerika açık 09 - gün 9
[16] M Cilic (CRO) d [2] A Murray (GBR) 75 62 62
[3] R Nadal (ESP) d [13] G Monfils (FRA) 67(3) 63 61 63
[6] J del Potro (ARG) d [24] J Ferrero (ESP) 63 63 63
[11] F Gonzalez (CHI) d [7] J Tsonga (FRA) 36 63 76(3) 64
(2) S Williams (USA) d. (10) F Pennetta 64 63
(WC) K Clijsters (BEL) d. (18) Li Na (CHN) 62 64
6-2’den tavşan
bugünün en sansasyonel sonucu erkekler dördüncü turunda yaşandı.. çoğunluğun bu turnuvada federer’i yenerse bu adam yener dediği, geçen senenin finalisti andy murray şaşkın bakışlarımızın nezaretinde turnuvaya veda etti.. ilk 20’deki en genç tenisçi marin cilic potansiyelinin sınırlarının da dışına çıkarak dünya 2 numarasını yendi.. bu mağlubiyet ikincilik titrini murray’den alacak ve nadal’a verecek zira nadal bugün çeyrek finale yükseldi..
neyse efenim bu marin cilic’i geçen seneden beri takip ediyorum.. roland garros’tan önce ve wimbledon’dan önce sürpriz yapacak demiştim.. hep arkasında durmuştum.. roland garros’ta dördüncü turda andy murray’e 3 sette geçilmişti, wimbledon’da üçüncü turda tommy haas ile 5 setlik bir gerilimin başrolündeydi ve kaybetti.. ayrıca amerika seriler’inde de ahım şahım bir performans göstermedi.. hatta şampiyonluğunu korumaya bile yeltenmedi.. ancak bugün roland garros’un intikamını çok feci bir şekilde aldı.. murray’nin en favori zemininde, en favori turnuvasında britanyalı’yı korttan sildi.. nasıl oldu hiçbir fikrim yok.. çözemedim.. her şey bir anda oldu.. bir baktım cilic’in varyasyonlu servisler kullanıyor, bir baktım isabetli ve dümdüz forehandler çıkartıyor, bir baktım murray’nin servisine muhteşem returnler ile karşılık veriyor.. e bir de baktım 7-5/6-2/6-2.. 6-2’den tavşan yaptı cilic.. şapkadan tavşan çıkardı.. tebrik ediyorum.. bu turnuva öncesi adını anmadım ya ondan yaptı bunu..
büyüklük farkı
turnuva öncesi tahminlerimin kalbi olan karşılaşmada ben yanıldım.. rafael nadal’ın amerika açık serileri’ndeki performansını ve gael monfils’in oyun stilini düşündüğümde monfils daha ağır basmıştı.. aslında monfils’in ilk setteki oyunu bunu göstermedi değil.. turnuvanın en rallili maçını izlettirdiler bize.. monfils ilk sette çok koştu, çok sert vurdu.. hareketli oyunu ile baseline’ın gerisindeki nadal’a çok zor anlar yaşattı.. ilk seti tie-breakle alan taraf fransızdı..
nadal ise 1,5 set boyunca gösterdiği sabrın sonucunu almaya ikinci setin ortalarında başladı.. la monf’un oyununda gözle görülür bir düşüş yaşanmaya başladı buradan sonra.. ilk setteki saman alevi söndü ve nadal dominasyonu ile geçen ralliler, oyunlar başladı.. bu 1,5 set boyunca nadal’ın harika servis istatistikleri ile oynaması aslında monfils’in ilk seti tırnakları ile kazıyarak aldığının göstergesi.. nadal’ın ikinci servislerinden puan çıkarma oranı yüzde 70lerdeydi ikinci setin ortalarına kadar.. fakat servis kırdıktan sonra yavaş yavaş düşmeye başladı.. üst üste 4 defa ilk servisini oyuna sokamadığı oyunda tekrar servis kırdırsa da ardından toparlandı..
ikinci seti kaybeden fransız üçüncü sette ne kendi servis oyununda ne de karşıladığı oyunda vardı.. rallilerde yoktu, file önünde yoktu ve koşamıyordu.. muhammed ali filmlerinden aldığı ilhamla, kendi kendini motive etme konuşmaları bir işe yaramamışa benziyordu.. üçüncü seti de 6-1 ile verince artık maçı bıraktı..
işte büyüklük farkı burada devreye giriyor.. hiçbir tenisçi burada maçı bırakmamalı.. nadal ilk seti verdikten sonra daha da asıldı maça.. hiçbir şekilde laubali bir vuruşunu göremezsiniz büyük bir oyuncunun.. monfils maçın sondan bir önceki oyunundaki servislerini resmen dalga geçer gibi kullandı.. zaten üçüncü sette maçı kafasında bitirmişti..
gençler kariyeri bu kadar parlak bir oyuncunun hala mental olgunluğa erişememiş olması üzücü.. sonuçta nadal tur atlayarak çeyrek finalde fernando gonzalez’in rakibi oldu.. şilili de bugün bir başka fransız jo-wilfried tsonga’yı geçti.. ilk seti kaybetmesine rağmen o da nadal gibi kopmadı ve daha sert oynamaya başlayınca maçı çevirmeyi bildi.. juan martin’im del potro’m da ispanyol adaşına 6-3’lük tarife uyguladı.. bomba gibi geliyor koç, bomba.. ha gönül isterdi ki murray cilic’i yenebilsin de şu arjantinli parçalasın onu.. ama olmadı.. cilic-del potro maçı da nefes keser.. iki aynı tip oyuncu, büyük forehand, büyük servis, agresif vuruşlar..
kadınlarda duygusal olarak yaklaştığım ve sonuç tahminini de buna göre yaptığım kadınlar çeyrek final maçında flavia pennetta serena williams karşısında pek varlık gösteremedi.. yazık oldu.. ama bir bakıma da güzel mi oldu ne? yarı finalde kim clijsters – serena williams geliyor.. vintage.. iyidir.. kim clijsters da na li’yi rahat geçti.. kadınlar tenisi çok dengesiz.. o yüzden bu 1 paragraf yeter size pis yeteneksizler.. (kim abla sözüm meclisten dışarı)
ilginç olaylar var.. nadal’ın maçı bittikten sonra korta dalan biri nadal’ı öpüp kokladı.. nadal olaydan sonra gülerek “problem değil benim için.. adam çok iyi birine benziyordu, seni seviyorum dedi ve öptü” dedi.. sonra adamı kelepçeleyip göz altına almışlar.. lan polis manyak mısınız? o zaman fransa açık’ta korta dalan jimmy jump’a müebbet verilirdi..
bir de fernando gonzalez daha ilk sette sinirlenip raketini fırlattı ardınan raketi tribündeki bir seyirciye hediye etti.. ilginç..
6 yorum:
Yanina Wickmayer-Kateryna Bondarenko: Wickmayer'in Safina'yı bile geçebileceğini söylerken bu eşleşmede şans vermemem garip olur. Ivanovic sürpriziyle turnuvayı açan Bondarenko da kazanabilir maçı ki daha önceki iki karşılaşmalarını da Bondarenko kazanmış. İkisinin oyunu da bana keyif veriyor; favorim yok.
Bu arada dünya sıralamasında 50. ve 52. sırada olan iki ismin grand slam çeyrek finali oynaması da ilginçmiş.
Melanie Oudin-Caroline Wozniacki: Teniste, A>B ve B>C ise A>C gibi düz mantık çıkarımlar yapılamıyor. Hele bu kadar sürprizli bir turnuvadan bahsederken hiç yapılmaz. Tabii yine de Oudin formuyla favori. Açıkcası oyunlarını da kıyaslayabilecek kadar maçlarını seyrettiğim için Oudin'i favori gösterebiliyorum. Wozniacki, Kuznetsova karşısında kazanmasına rağmen beni sinirlendirdi, sayfalarca yazmak istedim ama bir cümleyle geçiştirdim yorumlarda. Winner vurmak istemeyen tenisçi az gördüm. Wozniacki de Kuznetsova karşısında böyleydi. Savunma oyununu seçti falan demeyin; pasif oynamayı seçti. Yaşına vereyim geçeyim diyorum ama yapamıyorum zira rakibini kortun köşesine gömüp ters tarafı denememesi beni çileden çıkardı; zaten gömdüğü köşeden gelen Kuznetsova'nın çaprazdan dar açılı topları da puan götürdü Wozniacki'den. Genel olarak Wozniacki'nin oyunu rakibinin ne yapacağına daha bağlı; Kuznetsova'nın iyi gününde çeyrek final görme şansı yoktu. Ouidin karşısında aynı stille mi oynayacak merak ediyorum. Çok uzattım, geçiyorum...
Serena Williams-Kim Clijsters:
Kim Clijsters Na Li'yi geçti. İyi de yaptı. Kim Clijsters benim için 10 sene önce gördüğümüz hem erkek hem kadın tenisinin altın çağının simgesi. İki senenin ardından buraya gelmek hem de bizi büyük beklentilerden uzak tutmak için yapılmış özenli açıklamalardan sonra bunu yapmak muhteşem. Ayrıca, turnuva boyunca duyduğumuz temkinli, bilinçi, akıllı ve mütevazı açıklamaları ve beni çingene işi bir numara tartışmalarından uzaklaştırmasıyla da değerli bir hanımefendi bu Kim.
Serene Williams ise hiç sevmesem de kadın tenisindeki en güçlü isim. Bence diğer WTA tenisçileriyle arasında ciddi fark var fakat hiçbir tenisçi yenilmez değil. Uzun uzun örnek verip, açıklamaya gerek yok zaten herkes hakim konuya. Ben Kim'in tarafındayım bu eşleşmede...
Bu arada Flavia Pennetta-Serena Williams maçında kortun boş olması dikkatimi çekti. Seansın başı olmasından mı yoksa aman Serena zaten yener, doğru düzgün maç izlemeye gidelim mi dedi seyirci bilemiyorum.
Nice seribaşları, Ruslar, favoriler gitti. Açıkcası ana tabloya bakınca çeyrek finaldeki 8 isimden sadece birini kestirebilmek mümkün; belki bir de Clijsters'ı tahmin edebilirdik. Hoş...
Roger Federer-Robin Söderling: Federer.
Novak Djokovic-Fernando Verdasco: Adamım Djokovic ve adamım Verdasco karşılaşıyorlar. Verdasco'nun ağrıları ve muhtemel sakatlığı varmış; Davis Cup'a katıl(a)mayacakmış. Tabii ki; buraya kadar gelmişken elinden geleni yapacaktır zaten kendisinden beklediğim de bu; iyi maçlar seyrettirmesi. Tenis tarihinin en iyi maçlarından biri olarak kabul edilen Avustralya Açık yarı finalini bize izleten adamlardan biri Verdasco. Bu sebeple gönlümde yeri ayrı. Aslında o maç Verdasco'nun potansiyelini de gösterdi. Bildiğimiz servislerini atabilirse, kortta kendisiyle kavga etmezse şansı var.
Djokovic ise tenise lazım adamlardan. O da güçlü ve teknik ve bence yarı finale daha yakın. Zor ama bu maçın galibi finali de görebilir.
Daha önceki karşılaşmalarına bakınca 3-2 Djokovic'in üstünlüğü var. Verdasco'nun kazandığı iki maç ise Djokovic'in çömezlik zamanında oynanmış. 2007'den beri oynadıkları üç maçın üçünü de Djokovic almış.
Bir de Verdasco'nun kariyeri genelde Grand Slam 4. Turlarından ilerisini görmemiş. Bu senenin Avustralya Açık'ı tek istisna. Benim onu değerlendirdiğim oyunu bir iki maç dışında oynamadığını da biliyorum. Yani şans Djokovic'e doğru meyilli.
Sanki 5 set sonunda Djovokic alır gibi.
"Verdasco tenis dünyasının author'u mu?"
Fernando González-Rafael Nadal: Nadal ile ilgili herkesin kafasında soru işaretleri var. Sakatlığı ne durumda, form durumu ne kimse net konuşamıyor. Kiefer maçındaki Nadal, elenebilir havası verdi ama tablonun rahat kısmına düştuğu için sonrasında pek zorlanmadan çeyrek finali gördü.
Fernando González herşeyi yapabilecek tenisçilerden. Bu Nadal'ı geçemez diyemem ama işi zor. Federer eşleşmesi dışında, kadınlar da dahil, her eşleşme böyle aslında. "A game" denilen en iyi oyununu sergileyen her tenisçi rakibini geçebilir gibi gözüküyor.
Juan Martín del Potro-Marin Čilić: Heralde en farklı karşılaşma bu olacak. Burada herkes Andy Murray'i bekliyordu ama Čilić erkeklerdeki tek büyük sürprizi yaptı. del Porto, çeyrek finallere baktığımızda ATP sıralamasında 3 numara gibi görülebilir çünkü Murray ve Roddick burada yok. Cilic ise geleceğin önemli raketlerinden biri olarak gösteriliyor. Çok yetenekli ve çok genç aslında 4-5 sene önce Murray aynı durumdaydı. Cilic'in Murray elemesi de o açıdan anlamlı gibi. del Potro yanlış hatırlamıyorsam bu sene Avustralya Açık'ın 4. Turunda Cilic'i yendi. Sanki 4
sette galibiyete yakın isim del Potro.
Amerika Açık öncesi blog'un sağ tarafında gördüğümüz "Amerika Açık kime?" anketine bakıyorum şimdi. Kadın tenisinin halini anlatıyor. O anketteki isimlerden sadece Serena Williams çeyrek finali gördü ve yoluna devam ediyor. Venus Williams dışında 4. Turu bile gören yok. Diğer oyu verilen isimlerden ikisinin de Kuznetsova ve Ivanovic olduğunu tahmin ediyorum ki onlar da yok. İlginç.
Erkeklerde ise tek sürpriz Murray çünkü tablo itibariyle Roddick ve Verdasco'nun beraber çeyrek finali görmesi imkansızdı.
Erkeklerde çeyrek finaldeki 8 ismin 5'i Adidas, 2'si Nike, 1'i de Fila giyiyor. Bu karşılaştırma saçma gelebilir de sıkça yapılıyor bu.
bu geniş değerlendirme için spooky'e teşekkür ediyoruz: teşekkür..
Djokovic-Verdasco maçını dört gözle bekliyorum.Tahminim 4 sette Djoker.Aslında erkeklerde zevkli ya US Open 2009.Kim Clij-S.Williams maçıysa bence bayanlardaki tek zevkli karşılaşma olacağa benzer.Tüm maçlarda 7-1 S.Williams üstünlüğü var ve bence Serena alır.Bondarenko'nun yarıfinali göreceğini turnuva öncesi birisi dese sen aklını mı kaçırdın derdim.(Buradan da anlaşılacağı gibi Bondarenko Wickmayer'i geçer diyorum.)Oudin-Wozniacki maçı bence Oudin'e gider.Garip bir şekilde Oudin-Woz maçını bekliyorum.Nadal-Gonzalez maçı da...Gonzalez en iyi oyununu oynarsa Nadal'ı geçer ya da zorlar diyeyim.Murray'ın elenmesine şaşırdım desem yalan olur :).Gerçi Cilic'i daha önce yenmişti ama bence tek favori olarak gösterilmesi yanlıştı.Cilic'de potansiyel var.Bu elenişle Murray'ın 2 numaralık macerası kısa sürdü.Cilic-Del Potro maçıda zevkli geçebilir.Del Potro kazanır diyorum.Zaten içimden bir ses Del Potro-Fedex finali olacak diyor.Fedex-Soderling maçı bence yorumlanmaya bile değmez.Maestro,bence bu şımarık ballıyı ezer de geçer.
Çeyrek finalde Adidas üstün olabilir ama Grand Slam şampiyonluklarında son 7 senedir Nike'ın ezici bir üstünlüğü vardır :)
Andy Murray dün akşam kortta mıydı gerçekten? Marin Cilic'in hakkını yemek istemem, müthişti gerçekten ama Murray de kortta değildi sanki.
Nadal-Monfils maçının maalesef ikinci setinde uyuyakalmışım, izleyemedim ama sabah resmen panikle uyandım. Zira ilk setin gidişatı hiç iyi değildi Nadal tarafında. Bir de geçen maçlarında karın kaslarında bir sıkıntı olduğunu görmüştük, bu açıdan da endişelenmiştim doğrusu. Neyse ki sonuç güzel. Bu arada, maçın başında bir seyirci "I love oyu Nadal" diye bağırınca Nadal gülümsemesine hakim olamadı, pek şekerdi yahu. Genellikle oyun içinde full konsantre ve bir miktar suratsız olduğundan, bu tepkisi de pek hoşuma gitti walla:)
Pennetta-Williams maçından önce aynı kararsızlığı ben de yaşadım ne yalan söyleyeyim. Bir yandan Pennetta'nın yenmesini istedim ama diğer yandan bir "Kim Serena'yı yense beğenirim?" dedim:) Büyük bir heyecanla bekliyorum.
Bu arada sanırım, Kim Clijsters Amerika Açık'ta Wildcard ile gelip yarı finale çıkan ilk kadın tenisçi oldu. Umarım şampiyonluğunu da görürüz:)
Yorum Gönder