30 Eylül 2009 Çarşamba

bu sefer olmadı

marsel bu sefer yapamadı.. geri dönemedi..

maça iyi başladı marsel servisleri etkiliydi.. ancak melzer'in servis-vole oyununa bir çözüm üretemedi.. yüzde 81 gibi harika bir ilk servis yüzdesiyle oynasa da hareketsiz oyunu ve basit hataları nedeni ile çok puan kaybetti.. ilk setin 7. oyununda servis kırdırdı.. 10. oyunda 15-40 öne geçmesine rağmen 2 servis kırma puanından yararlanamadı.. sonrasından tekrar 2 tane şans yakalasa da bunları da değerlendiremedi ve melzer bulduğu ilk şansı değerlendirerek seti kapadı..

ikinci sette daha silik bir marsel vardı.. melzer'in etkili return oyunu marsel'in kötü return oyununa eklenince 2 kez servis kıran avusturyalı bir üst tura çıkan taraf oldu..

marsel elemelerden 12 puan ve ikinci tura çıktığı için de 20 puan ile toplamda 32 puan aldı.. bu, onu 160-165 arası bir yere sokacak sıralamada ki bu da kariyer en iyisi demek..

3 yorum:

Spooky 30 Eylül 2009 17:40  

marsel adına endişem, bu dönemde övgü ve takdirle karşılanmasına rağmen, iki sene sonra yıllardır bi grand slam kazanamadı düzeyinde eleştirilere hedef olması.

ipek şenoğlu'da son dönemdeki çıkışından önce böyle saçma sapan eleştiriler alıyordu.

derya büyükuncu yıllarca kendi başına çalışarak baraj dereceleri geçip, şampiyonalara olimpiyatlara gitti ama sürekli eleştirildi. 35 yaşına geldi hala yüzüyor dediler...
35 yaşına gelip tek başına antreman yapan adamı geçebilecek sporcu yetiştiremeyen sistem yerine derya büyükuncu eleştirildi. derya benzeri bir kariyere sahip çocuk doğurmasına rağmen pekin'e gidebilen bir amerikalı sporcu ise newsweek'e 4 tam sayfa konu olmuştu. (adını hatırlayamadım)

konuyu dağıtmadan başa dönersek. hepimizin, daha doğrusu medyanın yönlendirmesiyle hareket eden çoğunluğun, marsel'den beklentilerini adam akıllı standartlara oturtması gerek.

onur 30 Eylül 2009 18:32  

amerika açık sırasında bile marsel ana tabloya çıkıp, tur atladığında "ne oldu yanii, federer'i mi yendi?" diyen adamlar var bu camiada.. çatlak sesler çıkacaktır..

şu noktada marsel'den beklenilenin öncelikle istikrar olması lazım.. ilk hedef art arda ana tablo görmek, tur atlayabilmek olmalı.. 1 sene bu standart yakalanabilirse zaten ilk 100 gelecektir.. ardında bir 250'lik turnuva şampiyonluğu mantıklı bir hedef.. gerisi çok zor gibime geliyor bu şartlar altında..

nuage 30 Eylül 2009 19:08  

Türkiye'den görebileceğimiz klasik yorumları göreceğiz yine.
Marsel bence yapabileceğinin en iyisini yapıyor. Her seferinde helal olsun demekten başka yapacak bir şeyim yok. Öyle "Turnuvalar kazanmadan adam olmaz." deyip uçmaya gerek yok. Her şey zamanla ama, o kadar kolay da değil. Marsel çok iyi gidiyor bana kalırsa. Hiçbir destek almadan, bu kadar (ne kadar?) çalışma imkânı olmadan ve de zayıf ekipmanla yapabileceğinin en iyisini yapıyor. Yine söyleyeyim: Helâl olsun!

yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP