gün sonu: amerika açık 2010 - gün 7
Bugünkü yazıyı İspanyolların uçuşundan mı yoksa Murray'nin elenişinden mi görsem bilemedim. Ben İspanyollardan başlıyorum. Öyle bir ulus düşünün ki her türlü sporda en başarılı isimleri, takımları çıkartıyor. Futbolda Avrupa ve Dünya şampiyonu oluyor, liginde oynayan takımlar Şampiyonlar Ligi şampiyonu, Kıtalararası Kupa'nın şampiyonu oluyor. Basketbolda Avrupa'nın en iyi liglerinden birine sahip olup, milli takımlar düzeyinde şampiyonluklar kazanıyor ve en kötü haliyle bile tur atlayabiliyor. Bizde ancak karne hediyesi olarak kalan bisikletin sporunda şampiyon çıkartıyor, yetmiyor F1'de ne kadar tiksinsem de dünya şampiyonu bir pilot çıkartıyor. Teniste ekol ne nedir öğretiyor. Nadal başta olmak üzere zamanında ilk 20'ye 6 tenisçi sokabiliyor. Ve daha benim bilmediğim bir sürü şey...
Bugün erkekler ana tablosunda dördüncü tura çıkanlara yukarıdan aşağıya baktığınızda gözlerinizi sarı ve kırmızı renkler boyuyor. Ve Tanrı aşkına bu bir toprak kort slam'i bile değil.
Rafael Nadal, Feliciano Lopez, David Ferrer, Fernando Verdasco, Tommy Robredo bugün; Albert Montanes de dün dördüncü tura yükseldi. Yani son 16'da altı adet İspanyol var. Üç isim elendi üçüncü turda. Daniel Gimeno-Traver, Juan Carlos Ferrero ve Nicolas Almagro.
Şimdi ilk saydığım dört isim birbiri ile oynuyor. Aralarından biri yarı finale çıkacak. Ki bu yüzde 90 Nadal olacak. Rafa Nadal bugün çiçeği burnunda baba Gilles Simon'u üç sette geçti ve Fransız'ı 4 günlük oğlu Timothee'yi görmek üzere evine uğurladı. Rafa henüz set kaybetmedi ve üç tie-break oynadı. Çeyrek final için mücadele edeceği Feli Lopez ise birkaç aylık baba. Yoksa kız arkadaşı mı hamileydi. Doğurmuş muydu bilmiyorum. Hazır döllenmiş, bölünmüş bir embriyo var işte kaç aylık bilemiyorum. Lopez bugün Stakhovsky ile oynadı. Bir set öndeyken Ukraynalı'nın sağ ayak baş parmağı sorun çıkartınca maça devam edemedi ve Lopez galip gelmiş sayıldı.
Fernando Verdasco kendisine güvenimi boş çıkartmadı şimdilik. Geçen sene John Isner gibi çok önemli bir ismi yenip Nole'de takılmıştı. Bu yıl da üçüncü turda, bu yazın flaş isimlerinden David Nalbandian'ı alt etti dört sette. Cidden öyle gözükmüyor ama çok önemli bir galibiyet bu. Dördüncü turdaki rakibi Ferrer ise vatandaşı Gimeno-Traver'e set vermedi.
Tablonun üst tarafından son 16'ya giren son İspanyol ise Tommy Robredo. Turnuva başından beri servis volesiyle, file önü oyunuyla güzel bir tenis izleten Fransız Michael Llodra karşısında ilk seti kaybettikten sonra iki seti hanesine yazdırdı ve son sette de 2-1 öndeyken, Llodra'nın sakatlık nedneiyle maçı bırakmasının ardından turladı Tommy.
Robredo'nun rakibi Youzhny oldu. Elediği isim ise John Isner. Çeyrek final görür dediğim adam hiç gününde değildi. İlk sette ilk oyunda servis kırdırdı. Çeviremedi. İkinci setin ilk oyununda da servis kırdırdı ancak seti tie-break'e taşıdı ve kazandı. Üçüncü seti tie-break ile kaybettikten sonra, son sette dizleri onu taşıyamadı. Normalde Isner'in Querrey'den daha ileriye gitmesi lazımdı. Tenis enteresan.
Günün üzülen İspanyollarından Almagro da boş bir adam değil, Sam Querrey'e yenildi. Roddick'ten artık umudu iyiden iyiye kesen Amerikalıların, Isner ile birlikte birkaç yıl içinde Grand Slam bekledikleri bir isim. Bence kazanamayacak ikisi de orası ayrı. Querrey set vermedi rakibine. Ve dördüncü turdaki rakibi...
...Stanislas Wawrinka. İsviçreli raket 4 numaralı seribaşı Bladi Möri'yi dört sette harcadı. Evet kaba bir dil ama bozuk para gibi harcadı. Son iki setini izleyebildim müsabakanın ama o bile yetti. Müthiş isabetli ve sert forehandler. Harika bir atletisizm. Muazzam file önü oyunu. Murray'nin verecek cevabı yoktu dün akşam. Belki sakatlık etkisi. Belki değil. Ama dün İsviçreli baştan sona hak ediyordu maçı.
Bu yıl kazanacak diyorduk. Yine yanılttı bizi Britanyalı. Belki de daha iyi oldu. Çünkü Nadal'ı yener Federer'e karşı tıkanır kalırdı yine. Şimdi Nadal'ın yenilmemesini beklemekten başka çaremiz yok. Uslu birer çocuk olursak belki Amerika'daki ilk Nadal-Federer finalini görebiliriz.
Kadınlarda benim için üzücü bir gündü açık konuşmak gerekirse. Tablonun alt tarafındaki çeyrek finalistler belli oldu. Öncelikle Eurosport Fransa'nın yayın politikasının ağzını yüzünü kırmak istiyorum. Eurosport 1'de bisiklet veriyorsunuz anladım. E ESP2'deki yayın saat 18.00'de başlıyor. Neden Louis Armstrong'daki Sikiyavone-Pavluçenkova karşılaşması? Neden Kim-Ana değil? Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Ben internet bağlantısı olmayan bir yerde olsam o maçı izleyemeyecektim, günlerce beklediğim maçı. Rahatsızlar!
Ivanovic maça çok iyi başladı. Ama Clijsters turnuvadaki en iyi oyunuyla karşılık verdi Ana'ya. İlk seti 6-2 kaybedince, Sırp raket mental olarak çok düştü. 4-0'dan sonra toparlayamayacağı belliydi. Clijsters çok iyi bir insan olduğundan Ana'nın bir kez servisini kırmasına izin verdi. Ana'nın şanssızlığı Clijsters'ın en iyi oyununa toslamış olması. Yani bu sefer benim suçum yok. Nazar değdirmedim. Bileğinin hakkıyla kaybetti. Clijsters'ı yenmek kolay değil.
Aynı sıralarda oynanan diğer maç benim sinirlerimi daha da attırdı. Roland Garros'tan sonra yatışa geçen Schiavone, güvendiğim Pavluçenkova karşısında kedinin fareyle oynadığı gibi oynadı. Ayıptır. Benim koca turnuva boyunca en büyük ters köşeye yatışım. Schiavone hiçbir şey yapamaz demiştim turnuva öncesi. Kadın çeyrek final gördü. Ama yani İstanbul'da da yakından izledim. Cidden çok ama çok kötüydü. Amerika Serileri'nde deçok kötüydü. Çok ilginç. Benim desteklediğim, sevdiğim Nastya bu değil. Twitter'da da dediğim gibi periyodu sanırım.
İtalyan raketin çeyrekteki rakibi Venus Williams oldu. Shahar Peer karşısında zorlanacağını hatta İsrailli'nin bir set koparabileceğini düşünüyordum. Biraz daha dikkatli olsa o set tie-break'e gitmeyecekti zaten. Hanesine yazdıracaktı Peer. Yakın geçen ilk setten sonra Williams ritmini bulup vites arttırınca, Peer bakakaldı giden turun ardından.
Günün son maçı Stosur ile Dementieva arasındaydı ve ben izleyemedim. Ben izleyemediğim için ise turnuvanın en güzel karşılaşması olmuş. Son seti tie-break ile kazanan Sam, çeyrek finalde Kim'in rakibi oldu. Son sette Dementieva 5-3 öndeyken bir maç puanından yararlanamamış. Ardından Sam'in servisinde de üç tanesinden faydalanamayan Rus raket maçı tie-break oyununu 7-2 kaybederek vermiş Avustralyalı'ya. Yüzde 100'üyle oynamıyor ya, ondan.
Kadınlarda, tablonun altından yükselebilecek en yüksek seribaşılar çıktı çeyrek finale.
Günün Sonuçları
[1] R Nadal (ESP) d G Simon (FRA) 64 64 62
[25] S Wawrinka (SUI) d [4] A Murray (GBR) 67(3) 76(4) 63 63
[10] D Ferrer (ESP) d D Gimeno-Traver (ESP) 76(2) 62 62
[8] F Verdasco (ESP) d [31] D Nalbandian (ARG) 62 36 63 62
[12] M Youzhny (RUS) vs [18] J Isner (USA)64 67(7) 76(5) 64
[20] S Querrey (USA) d [14] N Almagro (ESP) 63 64 64
[23] F Lopez (ESP) d S Stakhovsky (UKR) 63 40 ret.
T Robredo (ESP) d M Llodra (FRA) 36 76(6) 64 21 ret.
(2) K Clijsters (BEL) d. A Ivanovic (SRB) 62 61
(3) V Williams (USA) d. (16) S Peer (ISR) 76(3) 63
(5) S Stosur (AUS) d. (12) E. Dementieva (RUS) 63 26 76(2)
(6) F Schiavone (ITA) d. (20) A Pavlyuchenkova (RUS) 63 60
1 yorum:
neden sikiyanove pavlyuçenkova maçı da kim ana değil?
cbs yüzündenmiş
arthur ashe'yi onlar yayınlıyormuş haftasonu. onlar yayınlarını bitirince tennis channel falan arthur ashe'yi yayınlayabildi.
Yorum Gönder