31 Temmuz 2010 Cumartesi

istanbul cup 2010: yarı finaller belli

İstanbul’da yarı finalistler belli. 32 tenisçiden geriye kala kala dört tanesi kaldı.

Anastasia Pavlyuchenkova – Jarmila Groth
Andrea Petkovic – Elena Vesnina

İkinci tur müsabakalarının yarısında bırakmıştım. Oradan devam edeyim. Dördüncü gün yani perşembe, merkez kortun açılışını Cirstea ile Larsson yaptı. İsveçli Larsson geçen hafta Slovenya’da kariyerinin ilk finalini oynamıştı. 91’li bu kızı ilk defa izledim. Forehandleri genel olarak güçlü ve isabetli. Fazla spin yok toplarında flat vuruyor. Maça da iyi başlayıp bir servis kırmalık avantajı yakaladı ancak benim güzel Romen’im kolay kolay bırakmayacaktı. Önce break’i geri aldı. Ardından set için servis karşılarken iki kez set puanı yakaladı. Genç İsveçli ikisini de mükemmel bir savunma yaparak çevirse de üçüncü kez şans bulan Cirstea affetmedi.

Sarı saçları, sarı kaşları, sarı kirpikleri ile Umut Sarıkaya’nın Sarı adlı eserini çağrıştıran Larsson ikinci sete de servis kırarak başladı. Cirstea yine geriden gelerek seti ve maçı kurtardı. Genel itibariyle maçta Cirstea forehandinde sorun yaşadı. İsveçli’nin derin gönderdiği topları çeviremedi ve fileye taktı.

Yan kortta müthiş bir maç daha başlamıştı bile. Rybarikova ile Pavlyuchenkova. Turnuvayı kazanır dediğim 91’li Pavluçenkova çiftler partneri ile rakipti bu sefer. Bir gece önce Pemra-Çağla çifti ile oynacaklardı ancak Magdelina bozmuş mideyi. Çekildiler. Teklerde devam etti ama tam performansla oynayamadı Slovak. Pavluçenkova kararlılığının da yardımı ile maçı kazandı ve Cirstea ile eşleşti çeyrek finalde.

Maçtan sonraki basın toplantısında çok akıllı bir kız olduğunu anladım Nastya’nın. Sorulara gayet güzel ve yerinde cevaplar verdi. Daha 19 yaşında olmasına rağmen oldukça olgun bir hali var.

Günün son maçında Sikiyavone elendi. Belliydi ilk turdaki halinden İtalyan’ın. Wimbledon’daki “erken elenecek” tahminin tutmuştu. Amerika Açık’ta da pek bir şey beklememeli ondan. Sezonu hafiften kapatmış gibi.

Gelelim düne yani cumaya. Çeyrek final karşılaşamaları oynandı dün. Merkez kortu açan yine dünyalar güzeli Cirstea’ydı. Kortun anahtarını vermişler heralde ona. Rakibi ise 3 numaralı seribaşı Nastya. Backhandinde sorunlar yaşayarak başladığı karşılaşmada ilk iki oyunu almayı başardı Romen. Rus’tan hemen cevap geldi. 4-4’e kadar karşılıklı oyunlarla ile geçens etin dokuzuncu oyunda servis kıran Pavluçenkova kendi servisine de tutundu ve ilk seti kazandı. Cirstea’nın backhand sorunu ikinci sette de devam etti. Pavluçenkova rüzgar nedeni ile servislerinde zorlanan taraf olsa da akıllıca oynayarak rallilerde üstünlüğü ele geçirdi ve puanları domine etti. İkinci seti daha da rahat kazandı Rus oyuncu ve son dörde adını yazdıran ilk isim oldu.

Gözler

Maçtan sonra havanın rüzgarlı oluşunun oyununu etkilediğinden bahsetti. Ancak kritik puanlarda başarılı olduğu için mutlu olduğunu söyledi. Deneyiminin de galibiyette önemli yere sahip olduğu görüşündeydi Rus raket. Pavluçenkova’nın sol bacağında birkaç bant var. Onu sordu Caner. Sakat olmadığını ancak bir ağrı hissettiğini ve kinesi bantların buna iyi geldiğini anlattı Nastya. Bu arada Caner ile konuşmuştuk, o kinesi bant olmadığını iddia ediyordu ben tersini. Ben kazandım J

Biz yemek ve basın toplantısı (ama daha çok yemek) peşinde koşarken Elena Vesnina, Rus asıllı Avustralyalı Rodionova’yı A kortunda harıcyordu. Merkez korttaki diğer maça baktığımızda galip ülkeler değişiyordu. Slovak asıllı Avustralyalı Jarmila Groth aşina olduğu kortlarda son şampiyon Rus Vera Dushevina’yı iki sette geçerek son dörde kalıyordu.

Günün son tekler maçı Andrea Petkovic ile Elena Baltacha arasındaydı. Şunu belirteyim benim Sorana Cirstea’ya karşı hissettiklerimi, Emre Yazıcıol adlı güzide arkadaşımız Andrea Petkovic’e karşı hissediyor. E kız da sempatik olunca 5-6 adam tribün yapıp onu destekledik. Zaten tribünlerdekiler de ilginç bir şekilde karara varmışlar hep birlikte onu desteklemeye. O da iki sette kazandı. Herkes mutluydu İstanbul’da. Şirinler köyüydük. Uslu olsaydınız belki siz de görürdünüz.

Garip bir istatistik var. Şimdiye kadar tekler ana tabloda oynanan 28 maçın sadece altısı üç sette bitti. Yüzde 22 falan. Bu nedir ya? İkisine turnuvadaki favorilerimden Sevatova imza attı. İlk turda Kvitova’yı yendi üç sette. İkinci turda son şampiyon Dushevina’ya mağlup oldu. Dushevina dailk maçında Martic’i üç sette geçmişti.

0 yorum:

yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP