marat safin: hırs ile azim ayrımı

safin bu hafta isveç açık ilk tur maçında nicolas almagro'ya iki sette yenildi.. biliyorsunuz ki safin bu sene sonunda turu bırakacağını ve aktif tenis kariyerine nokta koyacağını açıklamıştı.. fakat görünen o ki daha sezon bitmeden kontak kapatmış rus raket.. kendisinde 2008 wimbledon'dan sonra hiçbir azim ve oynama isteği göremedim.. resmen şalterlerini kapadı adam.. kendisinin ne kadar yetenekli olduğundan bahsetmeyeceğim zira tenisle ilgilenen herkes bunu biliyor..

bugün maçtan sonra "turdan çok sıkıldım, yolculuklardan, otellerde konaklamalardan..." dedi.. hatta tenisi bıraktıktan sonra antrenörlük yapmayı düşünüp düşünmediği sorulduğunda "raket ve toplarla olan her şeyden rahatsızlık duyacak kadar sıkıldım, tamamen farklı bir şeyler yapmak istiyorum." dedi.. bu tavır tenise hakarettir bana kalırsa.. evet safin bence haklıdır.. oyuncular bir yerden sonra bu çalışma temposundan, bu otelcilik oyunundan, uçaklardan sıkılacaklardır.. ama bunu bu şekilde dile getirmek, artık oynamak istemediğini söyleyip diğer yandan turnuvalara devam etmek iki yüzlülük.. hayranlarına ve tenisseverlere haksızlık..

ben safin'i severim.. ama şimdi amerika açık için ondan ne gibi bir beklentim olabilir ki? biliyorum ki istemeden çıkacak oraya, ruhsuz oynayacak.. 8 turnuvası daha var bu sene katılacağı.. sezon sonunu beklemesine hiç gerek yok.. henin gibi yılın ortasında da bırakabilir..

ama safin her zaman bir garipti.. kortta baktığınızda hırsından raketleri parçalardı.. ama amerika açık'ı ve avustralya açık'ı kazandığında ne federer gibi zırladı ne nadal gibi çok sevindi.. sanki bu ödüller onun için hiçbir şey ifade etmiyor gibiydi.. bir ara kendisi ile yapılan röportajda kazandığı kupaları nerede sakladığı sorulduğunda "evimde saklamıyorum, monte carlo'da bir ofisim var oraya koydum. ben 'işte kupalarım' deyip gösteriş yapma meraklısı bir adam değilim. böyle söylemek bence ne kadar zavallı olduğunuzu gösterir. ben kim olduğumu biliyorum ama nasıl bir oyuncu olduğumu kimseye ispatlamak zorunda değilim" demişti.. bu cevabı çok beğenmiştim ben.. bugün anlıyorum ki bu röportajdan ve safin'in kort içindeki agresifliğinden çıkaracağım sonuç şu olmalıymış: safin raketi parçalarken maçı veya kupayı kazanma azminden değil, kendine olan sinirinden, istediği vuruşu yapamamanın vermiş olduğu hırs yüzünden böyle davranıyordu.. dediği gibi onun için ödüller önemli değildi.. kendini sadece kendine ispatlamak zorundaydı..

amerika açık için artık safin'den hiçbir şey beklemiyorum.. roland garros'taki gibi, wimbledon'daki gibi çıkacak ruhsuz ruhsuz oynayacak ve son grand slam'ini de böyle tamamlayarak tura veda edecektir yıl sonunda..