5 Eylül 2008 Cuma

amerika açık 08 - erkekler yarı final öncesi

turnuva öncesi yaptığım tahminler tuttuğu için mutluyum öncelikle.. yarı finaldeki eşleşmeler:

rafael nadal [1] - andy murray [6]
novak djokovic [3] - roger federer [2]

dünkü çeyrek final maçında roger federer, gilles muller karşısında 3 sette aldı maçı ancak muller'in etkili servisleri tarafından oldukça zorlandığını söyleyebilirim.. maçın ilk servis kırma puanı örneğin müller tarafından 1. setin 7. oyununda yakalandı ancak lüksemburglu raket bundan faydalanamadı.. ilk set tie-break ile sonuçlandı.. ikinci setin 9. oyununa kadar taraflar maçta birbirlerinin servisini kıramadılar. maçın en kritik oyununda 2. sette 4-4 iken federer, müller'in servisini kırmayı başardı ve ikinci seti 6-4 ile aldı.. ikinci sette müller'in ilk servisinin oyununa girme oranının ilk settekine göre neredeyse yarı yarıya düştüğünü görüyoruz istatistiklere bakarsak.. son sette yine taraflar servislerine tutundular ancak tie-break'te daha iyi olan taraf roger federer'di.. federer, igor andreev karşısında zorlandığı kadar zorlanmadı tabi ki bu maçta..

gilles muller'i de tebrik etmek lazım, en son 1999 amerika açık'ta nicolas escude elemelerden gelip çeyrek finale kadar çıkmış, araştırdım.. eğer yarı finale çıksaydı amerika açık'ta bir ilk olacaktı ve tüm grand slamlere baktığımızda, tarihte şu ana kadar 4 kişinin başardığını başaracaktı..

1977 avustralya açık -- bob giltinan
1977 wimbledon -- john mcenroe
1997 roland garros -- filip de wulf
2000 wimbledon -- vladimir voltchkov
elemelerden çıkıp yarı finale ulaşmışlar..

çok söyledim burada bir daha tekrarlayayım tommy haas ve nicolas almagro gibi iki tenis oyuncusu üst üste 2-0 geriden gelip yenmek büyük olay.. dün de 2-0 dan geri gelmeyi başarsaydı tarihteki 3. kişi olacaktı bunu yapabilen (bir grand slamde 3 kez).. ve son olarak turnuvanın ace şampiyonu olduğunu söyleyebiliriz şu vakitte bile.. artık asıl önemli olan gilles muller'in bundan sonraki performansı.. açıkcası servislerinden başka tutunacak dalı yok lüksemburglunun.. yine challenger oynamaya başlarsa istanbul'da, izmir'de büyük ilgi göreceği kesin..

dünün bir diğer çeyrek final maçı en zorlu çeyrek final maçı olarak göze çarpıyordu.. ev sahibi ve 2003 amerika açık şampiyonu andy roddick, dünya sıralamasının 3. basamağındaki novak djokovic ile karşılaştı.. iki oyuncu da bu yıl içerisinde sert zeminde oldukça başarılı bir sezon geçirdiler.. rafael nadal'dan sonra geliyorlar..

maç öncesi roddick ortalığı geren açıklamalarda bulunmuştu.. djokovic'in sakatlıkları ile ilgili bir soruya, "numara yaptığını düşünmüyorum, eğer sakatlıklarım var diyorsa onlar oradadır, karın, diz, bacak, kuş gribi, sars vs.." diyerek çok da komik olmayan demeçler vermişti.. djokovic buna pek aldırış etmedi maçtan önce.. çıktı ve oyununu oynamaya baktı..

roddick ilk iki sette tanınamaz derecede kötü servis atıyordu.. bunun neticesinde ne olduğunu bile anlamadan 28 dakikada 6-2 ile kaybetti ilk seti.. 0 ace ve 3 çift hata pek de roddick'in şanına yararşır bir istatistik değil.. amerikalı seyirciler de bundan memnun değildiler.. roddick hemen bri raket parçalayarak sinirlerini bu cansız varlıktan aldı.. ikinci set de aynı şekilde gitti, roddick servislerini bulamadı, djokovic çok etkili servis attı, yan çizgilere harika toplar gönderdi, ısrarla fileye çıkan roddick'i passing shotlar ve loblarla perişan etti.. bu set de 6-3 bitti..

ne olduysa ondan sonra oldu ve roddick bir anda servislerini bulmaya başladı.. etkili forehandleriyle djokovic'i baseline da mahkum etti ve seti 6-3 ile aldı.. 4.sette ilk 6 oyun dengede gittikten sonra roddick'ten bir servis kırma başarısı geldi.. ardından servis attığı oyunu da aldı roddick ve 4. sette bir anda 5-3 e geldi skor.. beşinci set kaçınılmaz gibi gözüküyordu.. ancak djoker neden dünyanın 3 numarası olduğunu kanıtlarcasına 3 oyun üst üste olarak bir anda 6-5 öne geçti ve set için servis karşılayacaktı.. roddick mükemmel servislerle djokovic'in servis kırmasına izin vermedi ve hep beraber tie-break'e gittik..

tie-break'te ilk 5 oyun servis atanların sayılarıyla geçilirken kort değişiminden önceki son sayıda bir mini-break geldi djokovic'ten.. fakat bu avantaj uzun sürmedi ve kendi servisini kırdırdı ve durum 5-4 oldu.. bundan sonra hiçbir hatanın telafisi yoktu.. roddick servis attığı ilk puanı kazandı ancak ikincisinde inanılmaz, 26 yaşındaki, daha önce grand slam kazanmış, deneyimli bir oyuncunun yapmayacağı bir hatayı yaptı.. o pozisyonda vurmak için seçilecek en son vuruşu denedi, bir anlık çılgınlık yaptı ve drop shot denemesi filede kaldı.. djokovic 6-5 öndeydi ve servis kullanıyordu şimdi.. etkili servis sonrası roddick'in return'u dışarı gitti ve novak djokovic federer'in rakibi oldu böylece..

amerikalı seyircilerin ne kadar pislik olduklarını bir daha göstermeleri açısından da önemli bir maçtı.. geçtiğimiz senelerde de james blake için ya da andy roddick için maç içerisinde böyle saçma davranışlar sergiledikleri olmuştu.. bir gece önceki rafael nadal - mardy fish maçında, nadal servis kullanırken dikkat bozucu ses çıkaran bir izleyici stadyum dışına davet edilmişti.. dün de djokovic servis atarken dikkat bozmalar mı dersin, oyun oynanırken, ralli oynanırken bağırışlar, çığlıklar mı dersin.. djokovic ilk servisini fileye taktığında alkışlar, sevinmeler mi dersin..
maçın 4. setiydi yanılmıyorsam bunlardan bıkıp usanan djokovic seyircilere dönüp "kapayın çenenizi" diye bağırdı artık.. tabi yapmaması lazım ama oraya kadar dayanabilmesi bile mucizeydi.. amerikalılar tenis nedir ve nasıl izlenir bilmiyorlar artık.. eskiden böyle miydi bilmiyorum ancak bu nesil berbat bir tenis izleyicisi.. sporcularına destek vermek ile oyunu sabote etmek arasında pek fark gördükleri söylenemez.. ama hak yerini buluyor neticede, amerikalıların en uzun grand slam kazanamama serisi 21 grand slam ile 63-68 yılları arasındaydı.. bunu egale ediyorlar işte.. ve grand slam kazanabilecek kalibrede bir oyuncuları da yok.. özellikle federer, nadal ve djokovic dominasyonunda giden şu dönemde..

yarı final maçlarına bir ön bakış atarsak,

novak djokovic ve roger federer daha önce 8 kez karşılaştılar.. bunlardan 2 sini djokovic geri kalanlarını federer kazanmış.. hatırlayacağınız gibi 2007 amerika açık finalinde federer 3-0 ile kazanmış, bu seneki avustralya açık yarı finalinde ise aynı skorla gülen taraf djokovic olmuştu.. son karşılaşmaları ise bu sene monte carlo'daydı ve sakatlık nedeiyle djokovicin çekilmesi neticesinde kazanan taraf federer olmuştu.. son 4 karşılaşmalarında 2-2lik eşitlik mevcut..

djokovic turnuva başından beri çok zorlu maçlar oynuyor.. federer ise 4.tur maçı hariç çok rahattı.. sırp raketin federer karşısına zihinsel ve fiziksel olarak yorgun çıkacağı kesin.. ama bu bir mazeret olmamalı bu seviyede.. djokovic federer'i yenebileceğini gösterdi daha önce ve nasıl ki çim federer'in, toprak nadal'ın ise, sert kort da yavaş yavaş djokovic'in olmaya başlıyor.. hatta geçmişi bir kenara bırakıp şu an için konuşursak ve federer'in düşüşünü göz önüne alırsak bence djokovic sert zeminde en iyisi (bölüm sonu canavarı nadal var ama.. adam bütün kortlarda yavaş yavaş usta oluyor)..

maç hakkında en önemli not ise djokovic isviçreliyi yenip sonra finali kazanırsa atp sıralamasında 2. liğe yükselecek ve roger federer 1 ay içinde 2 basamak birden gerilemiş olacak.. maçı tüm kalbimle djokovic'in kazanmasını istiyorum ama federer kazanacak gibi duruyor.. bakalım..



diğer yarı final mücadelesinde rafael nadal favori.. ki zaten daha önce oynadıkları 5 maçı da o kazandı.. ayrıca bu sene 3 zeminde de yenme başarısını gösterdi murray'i.. murray belki 1 set alabilir, daha fazlasını yaparsa kendini aşmış olur kesinlikle..

tenis dünyasının büyük bir çoğunluğu tabi ki federer-nadal finali istiyor can-ı gönülden.. tabi ki wimbledon finalindeki tenis ziyafetinden sonra istemeyenin aklından şüphe etmek lazım.. ben ise djokovic'in artık rüştünü ispat etmesi gerektiğini düşünüyorum.. eğer burada federer'e yenilirse büyük bir güven kaybı yaşayacaktır..

bu arada umarım fırtınayı en az hasarla atlatır amerika.. haftasonu yağmur yağması kesin gibi, amerikan tenis birliği buna önlem aldıklarını söylüyor..

3 yorum:

drama queen 6 Eylül 2008 00:48  

andy roddick'in elenmesine çok üzüldüm.djokovic'e sinir oluyorum =) umarım federer finale çıkar bölüm sonu canavarı nadal'ı da devirir..

onur 6 Eylül 2008 01:20  

aaaa djokovic'e kızılır mı hiç :(( andy roddick'e karşı nötrüm aslında ama şu amerikan seyircisi üzülecekse eğer ilk sette elensin.. böyle kötü bir tenis izleyici kitlesi zor bulunur.. ama işte sizin gibi diğer ülkelerden roddick fanları da üzülüyo o zaman.. kurunun yanında yaş da yanıyor.. federer çıkacak gibi duruyo zaten finale içinizi ferah tutun :)

drama queen 11 Eylül 2008 00:47  

djokovic milletin taklidini yapıyo ama bence kendi yürüyüşü daha komik :D bir türlü ısınamadım ona :D amerikan seyircisi de gerçekten çok fenaydı. çift hatada alkışlamalar falan..ayrıca federer finalde süperdi, keşke 1 set daha izleyebilseydik :)

yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP