madrid: mission impossible
Şimdi ortada bir dana var. O dananın bir de kuyruğu var. Bu kuyruk kopuyor. Nadal ile del Potro, Madrid üçüncü turunda karşı karşıya geliyor. Bu maçı heyecanla bekleyen bir diğer isim ise Nadal'ın koruması gereken puanları son hanesine kadar bilen Djokovic olacaktır. Şimdilik onu bir kenara bırakalım ve esas oğlanlara dönelim.
Del Potro beklenilenden çok daha iyi döndü. Geçen Eylül'deki mini dönüşü düşünüldüğünde bu sezona nasıl başlayacağı muammaydı. Avustralya Açık'tan sonraki performansı muazzam. Şeytan kulağına kurşun. Madrid ilk turunda zorlandı, kalçasından hafif bir sakatlık geçirdi ama galip gelmeyi bildi. İkinci turda da nesildaşı ve 2010 Ozi'den kötü anılara sahip olduğu Marin Cilic'i korttan sildi. Tandil Kulesi eminim ki kuralar çekildiğinden bu yana (yani Arjantinli daha Estoril finalini oynamadan) tek bir hedefe bakıyordu: Nadal. Burada şampiyon olmak demenin Nadal'ı yenmek demek olduğunu biliyor.
Nadal ise bildiğiniz Nadal. Yüzde 100 ile oynamayarak bile toprakta henüz maç kaybetmedi. Yarınki maçı en ciddi sınavı olacak. 2008'in sonunda bir tahminim vardı. Roland Garros şampiyonluğunu Nadal'ın elinden alacak ilk isim Delpo olur demiştim. Nadal sakat sakat oynadığı 2009'da yenilerek bu tahmini heba etmişti. Heba eden tek o değildi. Yarı finalde Federer'i beş sete zorlayan Delpo finale yükselmeyi başarabilseydi Söderling'i en az Federer'in yaptığı gibi rahatça harcayacak ve ilk slamine üç ay erken ulaşacaktı. Kısmet değilmiş, şurada ne yazıyosa o diğ miğ Nerimancım.
Maç yarın saat sekizde. En sonunda bana uygun saatte başlıyor beklediğim bir maç. Ben Twitter'da olacağım. Beklerim.
3 yorum:
Yarınki maçın Nadal'ın en ciddi sınavı olacağını sanmıyorum açıkçası. Zemin her ne kadar sert kıvamında da olsa daha başarılı isimler var. Daha çok konsantrasyonuna karşı savaş verecek gibi.
Hakikaten mission impossible oldu ama. :)
Öyle bir impossible olmak ki, korta bile çıkamamak... :(
Yorum Gönder