26 Kasım 2009 Perşembe

gün sonu: wtf 2009 - gün 4

Beşiktaş Fenerbahçe'yi yener, balon Nadal'ı yener. Balon Djokovic'i yener, Beşiktaş Manchester United'ı yener. Bir şey güzel giderken diğeri kötü gitmek zorunda sanki.

Söderling ile Djokovic arasındaki maçın ilk setinde aldığım notları yazıyorum:
"Rallinin yönünü değiştirmede bu kadar başarısız bir ilk 10 oyuncusu görmedim. İlk setin üçüncü oyunu Söderling'in bütün zaaflarını gözler önüne serdi. File önü yok, kullandığı etkili servis sonrası voleye gelirken Djokovic'in inanılmaz returnüne yarı yolda yakalanınca topu dışarı attı. Bu oyunda dört puan üst üste alarak servisini kırdırmaktan yırtmasının sebebi yapabildiği tek iyi şey olan servis kullanmak. Servisleri neredeyse kusursuz kullanıyor balon.

"Yine ilk setin dördüncü oyununda retürn oyununda ne kadar beceriksiz olduğu görülebilir. İlk setin onuncu oyununda 3 kez servis kırma şansı yakalayan balon 5 puan üst üste kaptırdı Nole'ye. özellikle 40-40 iken gerçekleşen 38 vuruşluk ralli dahilinde, atak oynadığı iddia edilen Söderling bırakın geri çizgiden içeri girmeyi, topları zar zor geçirdi karşıya. En son vuruşta içeri girme şansı buldu onda da file önündeki yeteneksizliği ile bomboş voleyi dağlara taşlara göndererek avantajı Nole'ye verdi. Ha bu arada peki bu adam nasıl 3 kez servis kırma şansı yakaldı diyeceksiniz. Biri Nole'nin çift hatası, ikisi de Nole'nin backhand basit hatası. Winner falan yok yani."

Böyle yazmışım ilk setin tie-break'e kadar olan kısmı için. Peki tie-break ve sonrasında Söderling'in oyununda bir şey değişti mi? Hayır. Değişen Djokovic'in kendi kendini tüketmesiydi. Tie-break'i kaybedip ikinci setin başında servisini kırdırınca oyunu bıraktı. Resmen şalteri kapadı, koşmadı, vurmadı.

Balon, maçın başından sonuna kadar mükemmel servis kullandı. Başka bir olayı yok. Öndeyken de gerideyken de aynı düz vuruşlar, aynı file önü beceriksizliği, aynı yaratıcılıktan yoksun oyun.

Djokovic'in inatçılığı kendisine pahalıya patladı. O drop-shot denemeleri olmadıkça hırs yaptı, inat etti, ısrar etti. Eskiden yapmadığı ama bu sene dikkat ettiğim bir şey var kendisi ile ilgili. Koçlarına dönüp bağırıyor, söyleniyor. Nedir olayı anlamadım. Daha 2 hafta önce Paris Masters'ta yendiği adamı (ki orada da bir seti 6-1 vermişti) burada da çok rahat yenerdi mental olarak daha kuvvetli kalabilseydi.

Rafa - Kolya maçı güme gitti. Beşiktaş maçının etkilerini atlatıp döndüğümde ilk seti 6-1 kazanmıştı Kolya. İkinci sette durum 5-5'ti. Davydenko servisi kırınca maç için servis atma şansına erişti. Fakat Nadal aynı şekilde karşılık vererek tie-break'e götürmeyi başardı seti. Karşılıklı mini-break'ler ile başlayan tie-break oyununda ilk 4 puan paylaşıldı, servisine ilk tutunan Nadal oldu. Ancak Davydenko agresif oyunu ile 2 kez maç puanı yakalayan taraftı ve bunların ilkinde Nadal'ın açık kalan forehand tarafına harika bir forehand winner göndererek maçı kazandı.

Böylece Söderling yarı finale çıkmayı garantileyen ilk isim olurken, Nadal elendi. B Grubu'nda durum:

Balon 2-0 4-0
Nole 1-1 2-3
Kolya 1-1 3-2
Rafa 0-2 0-4

Cuma günü oynanacak son maçlarda,

Balon Kolya'yı yenerse
Djokovic de Rafa'yı yenerse Balon ve Djokovic

Balon Kolya'yı yenerse
Nadal da Djokovic'i yenerse Balon ve üçlü averaj (sanırım Kolya çıkıyor)

Kolya Balon'u patlatırsa
- Kolya 2 sette kazanmışsa Kolya - Balon
- Kolya 3 sette kazanmışsa Balon - Kolya

Şu an fark ettim ki Djokovic'in üst tura çıkması Balon'un Davydenko'yu yenmesine bağlı.

Bugün (perşembe) A Grubu'nda düğüm çözülüyor.

Sabah seansı
Murray - Verdasco

Akşam seansı
Federer - Del Potro

10 yorum:

Unknown 26 Kasım 2009 01:14  

bu adam resmen şans abidesi..başka birşey diyemiyorum..ne bu?grup sonuncusu olur dediğim kişi,yarı finali garantiliyor..nole'nin bu kadar çabuk pes edeceğini de düşünmüyordum açıkçası.
cidden kolya-nadal maçının tie-break'ı güzeldi.nadal'ın erken elenmesi de ilginç.
bence ilginç bir sezon sonu şampiyonası yaşıyoruz.
resmen balon çıktı,fedo hala %80'lerde :)))

Russell 26 Kasım 2009 01:15  

kolya yener bence söderling'i.. a grubu'ndan çıkanlar da final oynasın bir zahmet artık..

Ezgi 26 Kasım 2009 01:57  

Soderling Federer'e karşı 12-0 geride olmasıyla ilgili bir soruya, "Federer'le oynadığım her maçtan sonra kötü oynadığımı düşünüyordum ama sonra anladım ki benim iyi oynamama izin vermeyen o." gibi bir cevap vermişti.

Bu adamın oynamasına izin verirsen oynuyor, aslında 2 maçta da yaptığı ekstra bir şey yoktu. Nadal zaten kim olsa yenilecek durumda, Nole'nin bugün 2. sette ne yapmaya çalıştığını, neden maçı kafasında bitirdiğini ise anlayamadım. Olur da gruptan çıkamazsa vursun kafasını duvarlara..

MELİH 26 Kasım 2009 04:25  

aman tanrım, birileri almış eline kağıdı kalemi, soderlingin alnında yara var mı, yanağında ben var mı, dişinin arasında bir şey kalmış mı, biraz daha kassa bunları not alacak.. yahu kardeşim ne gerek var soderlingin zayıf yanlarını şu oyunda böyle oldu, bu oyunda bunu yaptı diye not almaya, roland garros ta kazandığı nadal maçını bile dikkatli izlersen, birçok eksik yanı olduğunu oradan da anlayabilirdin, ama bununla birlikte bir balon olmadığını da rahatça görebilirdin..

biz bilmiyo muyuz backhand inin zayıf noktası olduğunu, kolay basit hata yapabildiğini.. ama madem bu kadar kastın, şu winner sayılarını, basit hata sayılarını da not alsaydınya maç boyu, hadi not almadın, set sonunda yazıyolar onları da bi inceleseydinya, atak oynadığı iddia edilen adamın winner sayılarını, fileye gelmelerini filan.. hem de bırak şimdi geri çizgiyi file önünü, şu kortun ortasından gelen balyoz forehand ler hiç mi dikkatini çekmedi, onları sizin oralarda atak olarak saymıyolar mı..

neyse abi, burda adamın balon olmadığını söyleyelim derken, gelmiş geçmiş en iyi tenisçi imajı vermişiz haberimiz yok, bu gömleği çıkarıyorum üzerimden, bir daha mı soderling ten bahsetmek, dostlar başına... yani demek ki bugün djokovice yenilseydi ( ki bu da çok normal bişeydi) bak işte baloon baloon gibi tepkiler gelcekmiş allah muhafaza, sayesinde yırtmışız.. soderling ve bugünkü maç hakkında ben daha yorum yapmıycam, ama yok mental olarak iyi olsaydı yenerdi, yok soderlingin oynamasına izin verdi o yüzden yenildi diye hala bik bik edenler için mikrofonlarımızı ingiltereye, bizzat djokovic abiye çeviriyoruz:


“He has nothing to lose,” said Djokovic. “I think it's his first [Finals]. He won four straight sets and absolutely deserved to qualify for the semi-finals. I think he's the best player so far in the tournament.”


soderling hakkında bir daha yorum yapmama yolunu seçerken, aynı şeyi nadal için de tercih ediyorum, ama son bir kez daha onun hakkında kehanette bulunarak bırakıyorum.. bu adamın gün be gün nasıl eriyeceğini, oradan oraya koşarak topu karşı tarafa atmanın eninde sonunda işe yaramayacığını hepimiz birlikte izleyeceğiz( izliyoruz).. onun 1658472 kez turnuva kazanması, 1524869 kez RG kazanması bu gerçekleri değiştirmeyecek, tamam mı canım.. biz futbolla da eğleniyoruz, tenisle de, bir de kolya yener bence soderlingi diye umutlarını yarınlarını taşıyanlarla da, finale de a grubundakiler çıkarlar merak etme, nolucak o zaman, soderling balon dimi, harika :)

ee nadal hakkında da, soderling hakkında da bir daha konuşmayacaz dediğimize göre pek te bişey kalmadı artık elimizde dimi ;) o zaman ezber bozucu yurttan sesler korosuyla bitirelim..

yurttan ses 1: ula bu soderling balondu noliyi bu herife böyle ne edeyi 2 gündur la..

ys 2: ula bu akp ye milliyetçi muhafazakar deyi oy verdiydik bu açılm da noliyi..

ys 3: ula bu nadal 125486 kez turnuva 126547 kez RG kazanmıştı şimdi noldi boyle da.. ama sakattir heralde da iyileşur elbet...

onur 26 Kasım 2009 08:44  

Benim işim bu. Bu maça özel değil her maç not tutarım. Tenisi çok iyi biliyorsan ve oyuncuları tanıdığını zannediyorsan sen de alısın kağıdı kalemi eline sen de yazarsın düşüncelerini.

Ama belli bi yerden sonra anlatamıyorsun. Kortun ortasından bam diye aldığı forhandmiş. Daha önce milyon kere anlatmama rağmen hala tenisin topa bam diye vurmak olmadığını anlamayan bir adama daha fazla neden dil dökeyim bilmiyorum.

Madem ki Söderling bu kadar harika bir tenisçi Magnus Norman'dan önce neredeydi? 25 yaşına kadar neredeydi. Nadal Federer'in eline verirken, 6 tane grand slam kazanırken neredeydi? Nadal'ın 2 yaş küçük olduğunu da belirteyim.

2009'a baktığımızda bile balonun sadece 1 tane 250'lik turnuva şampiyonluğu bulunuyor o da kendi evinde. Neden bahsediyorsun sen hala?

Nadal sakatlıktan döndükten sonra bile bir grand slam yarı finali, bir masters turnuvası finali oynamışken bu balon neredeydi? Sadece Nadal'ın sakatlıktan döndükten sonraki istatistiklerine bakmak bile yeterli bazı şeyleri görmek için.

Nadal iyileşmeyecek. İki dizinden de tendinitis olan bir adam iyileşmez. Bunu zaten yazdım. Yani Nadal'ın iyileşmeyeceğini, bir daha eskisi gibi olamayacağını söylerek harika bir kehanet yapılmış olmuyor. İzan sahibi herkes bunu anlayabilir ama görünüşe bakılırsa izan sahibi olmayanlar da sırf bok atmak için sallarken tutturabiliyorlar bazı şeyleri. Nadal'ın şu tarihe kadar olan başarıları Söderling'İn 7 ceddine yeter. İşin garibi ben Nadalcı bile değilim. Ama tenis tarihine gelmiş geçmiş en iyi oyunculardan birine böyle sallamak ancak şöyle mümkün olabilir:

"Shaq adam değil, sıkıyosa Miami'yi şampiyon yapsın."

anbasaran 26 Kasım 2009 09:28  

Sevgili Onur sen bu adama balon diye diye dünyanın bir numarası yapacaksın. Kendisiyle telefonda görüştüm, tercümanları aracılığıyla blogu takip ediyormuş..Sana selamı var:)...Velhasıl Soderling'le konuştum haberler iyi.

kirpi 26 Kasım 2009 10:01  

Agustos ayindaki Cincinnati turnuvasindan beri katildigi her turnuvada yari final goren iki isim vardi yanilmiyorsam. Bunlardan biri Djokovic biri Nadal. Nadal'in en sevmedigi zemin olan sert zemin sezonunda formsuz haliyle en istikrarli iki tenisciden biri olmasi ilginc aslinda. Bir de Nadal herhalde kariyerinin hic bir doneminde sezonun bu bolumunde cok basarili olamadi. Sadece bir kez kapali kortta sert zeminde turnuva kazanmis, o da 2005'teki Madrid turnuvasi. Zaten en iyi sezonu olan 2008'de de iyi degildi bu donemde ama o zaman kimse daha yeni roland garros + wimbledon + olimpiyat madalyasi kazanmis birinin bittigini soylemiyordu. Benzer bir durum su an Del Potro icin gecerli. Us Open sonrasinda iyi bir goruntu cizmiyor, en iyi zemini olan sert zemin turnuvalarinda yeterince etkili olamiyor, sakatlik ustune sakatlik geciriyor ama hep boyle kalmaz herhalde.
Nadal'in tendinitis rahatsizligi ile ilgili yine tendinitisten magdur olan Darren Cahill "Bazi insanlar bu hastaligi atlatabilir, Navratilova atlatti mesela." demisti. Nadal'in durumu ile ilgili net birsey soylenmiyor tabi. Wimbledon oncesi Londra'da gorundugu doktor da "Su an icin kariyerini tehdit edecek bir durum yok, ama dinlenmezse ileride daha kotu olma ihtimali var." demisti (cok guvenilir bir beyanat degil tabi yine de). Su an Nadal'in durumu ile ilgili Evgeny Kafelnikov haricinde olumlu konusan olmasa da hala kesin bir yargiya varmak icin erken sanki.
Turnuvada yari finale Kolya gider gibi gorunuyor. Soderling ile yaptigi macta maca asilan taraf olacak, ayrica Uzakdogu'da bu yil balonu yenmisti diye hatirliyorum. Paris'te yenildiginde durum farkliydi, Davydenko Londra'yi garantilemisti ama balonun devam etmesi gerekiyordu. Djokovic Soderling macina asilmamakla hata etti bence (ya da asilamadi belki, bilemeyiz). Hesap hatasi diyorum. ntvmsnbc okuyor olabilir..:)

Russell 26 Kasım 2009 10:20  

ahaha, bambaşkaymışsın sen angile.. "kolya, söderling'i yener bence" cümlesinden çıkardığın şeye bak.. zerre alakası yok.. söderling gruptan çıkmayı garantilemiş, kolya kazanırsa çıkıyor, böyle bir maçı kaybedeceğini zannetmiyorum kolya'nın.. karşısında söderling değil gruptan çıkmayı garantilemiş bir federer, del potro, murray, nadal falan da olsa aynı şeyi söylerdim, zira kolya için bu maç söderling'e göre çok daha büyük anlamlar taşıyor.. kaybedebilir de, ne olacak yani? teniste bu düzeyde kimin kimi yeneceği belli olmuyor pek..

ayrıca, madem nadal'ın sağa sola koşup topu karşıya atması (ki bu topu karşıya atma konusunda saatlerce dil döksek de bir şey anlatamadık sana blogça) yetersiz, o zaman bu adam 6 grand slam'i (1'i çim, 1'i sert kortta), olimpiyat şampiyonluğunu (sert kortta), bilmemkaç masters şampiyonluğunı (aralarında sert kort turnuvaları da var, indian wells gibi), wimbledon'dan sonra en prestijli çim kort turnuvasını (aegon, 2008'de) nasıl kazandı? cidden topu sadece karşıya atmaktan başka bir numarası olmayan adamın bunları kazanacağına inanıyorsan tenis ölmüş demektir.. nadal da "geri çizgiden defans yapan oyuncu"dan çok daha fazlasıdır.. zaten sadece geri çizgiden savunma yapan oyuncuların bu kadar turnuva kazanması mümkün dahilinde değil.. ha, bu adam bu turnuvaların çoğunun finalinde senin çok mükemmel dediğin hücum oyuncusu roger federer'i yendi.. federer'le h2h'de de 13-7 önde nadal.. bunları da federer'e bok atmak için söylemiyorum, tabii ki çok büyük oyuncu ama anlatmaya çalıştığım başka.. anlamak istememek de ne kadar gayret etsen de..

Unknown 26 Kasım 2009 13:59  

ahahahahaha :)))
yahu nadal'ı savundurtmak zorunda bırakıyorsun angile :))
yani bu nadal sadece topu karşıya atmayı beceriyor,zaten kaç turnuva kazandı ki şunun şurasında? oysa bizim balon dediğimiz söderling müthiş yetenekli,elinden her vuruş geliyor,birsürü de turnuva,grand slam vs vs şampiyonluğu var :)) evet nadal şimdi bir form düşüklüğü içerisinde olabilir ki bence de eskisi gibi olamaz ama bunun daha öncesi de var.tepine tepine izlediğim 2008 sezonu var.2005,2006,2007 RG var.Yani sadece geri çizgiye geçip topu karşı tarafa mı atmış bunları kazanırken?
ve bence de kolya yener söderling'i,zaten mücadeleci bir oyuncu davydenko..kendisi için böylesi anlamlar taşıyan bir maçı bırakmaz.

Ezgi 26 Kasım 2009 14:47  

@angile

Yazdığın ilk yorumlarda görüşlerine katıldığım noktalar vardı ama yazılarının hepsini okuyunca eser kalmıyor bunlardan. Öyle bir yazmışsın ki Nadal bu güne kadar topları bir şekilde karşıya geçirip Grand Slam'leri Masterları topladı, şimdi onun iyi oyuncu olmadığı anlaşıldı, iddia oranları bile düştü vs..

Soderling'in hakkının verilmediğinden dem vurup Nadal'ı bu şekilde tanımlamak hakikaten garip oluyor.

Soderling'in kötü bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum ama sıradanın ötesinde bir yanını da göremiyorum açıkçası. Bir çok tenisçi var bu seviyede oynayan. Yaşı genç olsa daha da geliştirir kendini diyeceğim ama maksimumu bu zaten..

yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP