gün sonu: avustralya açık 2010 - gün 2

İkinci günün maçı erkeklerde Youzhny-Gasquet maçıydı. İki sene öncesinin sıralamada ilk 10’da bulunan iki oyuncusunun bu ilk tur karşılaşması tenisin ne kadar değişken bir spor olduğunun bir göstergesi. Bir sakatlık, kişisel sorun veya alınan ceza sonrası oyuncuların performanslarının etkilendiği, sıralamadaki yerlerinin hemen değişebildiği gerçeği bunun gibi birçok örnekle karşımıza çıkmıştı.

Çok yetenekli denilen, raket eline çok yakışıyor denilen, Baby Fed denilen ve benim neden böyle dendiğini gerçekten anlayamadığım Gaske, setlerde 2-0 öne geçtiği maçı beş set sonunda kaybeden taraftı. Kızlarla öpüşüp kokain kapan (virüs mü la bu) Fransız çapkınımız, hovardamız, son sette oyunlarda 2-0 öne geçmesine rağmen sonunu getiremedi ve kendi kafasını raketle parçalayabilecek kadar hırslı olan Rus Yuzni’ye elendi. Müsabaka 5 saate yakınsarken Avustralya’da saatler gece yarısını geçmiş ama kimse balkabağına dönüşmemişti.

Bu maçtan 3-5 dakika önce biten günün diğer beş setlik maçında ise İspanyol Almagro, doping kurallarına uymadığı gerekçesiyle ceza alan ancak sonra bu cezası kaldırılınca turnuvaya wildcard ile katılan Belçikalı Xavier Malisse’i zorlansa da geçti. İlk set tie-break’i 14-12 bitti.

Robin Söderling de beş setlik maçların kurbanlarından biriydi. Bizim Marsel’in adaşı İspanyol Marsel Granollers ilk iki setini kaybettiği maçı çevirdi. İsveçli’nin dirsek sakatlığı maçın uzaması nedeniyle onu zorlamış olabilir. Robin böylece ilk 10’dan ilk kayıp oldu. Güzel oldu bence yakıştı kendisine.

Gelelim ilk 10’daki diğer tenisçilere. Federer-Andreev maçı düşündüğüm gibi geçti. Andreev maçın başında çok iyi oynadı. Federer’den set aldı. Fakat dakikalar ilerledikçe söndü. Federer’in ikinci tur maçı Hanescu karşısında olacak ve bu maça benzer bir şekilde ilerleyecek müsabakanın seyri.

Nole, Davydenko, Verdasco ve Tsonga rahat kazandılar. Eski dünya 1 numaraları, İspanyollar Moya ve Ferrero ise eledi.

Kadınlarda daha bütün ikinci tur eşleşmeleri belli değil. Bugün oynanan maçlarda pek büyük bir sürpriz yok. Elenen seribaşılar var Cibulkova gibi, Garrigues gibi… Onlar da dengesiz insanlar zaten olabilir yani şaşırmamak lazım. Günün en ilginç maçı ise Cornet ile Schiavone arasındaydı. 6 numaralı kortta oynanan mücadele her şeyiyle garipti. Eurosport’un iki kanalda günde 30 saate yakın maç yayını olduğundan kanalda spiker kalmaması nedeniyle koskoca genel yayın yönetmeni Bağış Erten’in (heheh) anlattığı maçın oynandığı kort karanlık, depresif, insanı intihara meylettirebilecek kadar basık bir korttu. Maç da alacakaranlık kuşağı gibiydi. İlk seti 6-0 kazanan Fransız Cornet, diğer setleri 7-5 ve 6-0 kaybetti. Benim de geçen sene “Çok iyi olacak bu kız” dediğime diyeceğime pişman etti beni.

Yarın tsi 10.00’da Juju-Lena var. Erken final geliyor.

(Foto: Reuters / Getty / AP)