9 Eylül 2008 Salı

üst üste 5 sene şampiyonluk

az önce biten maçta andy murray'i 3 set sonucu geçerek amerika açık'ı da üst üste 5. kez kazandı ve de bunu başaran ve ayrıca tarihte 2 grand slam'i üst üste 5 kez kazanan ilk isim oldu.. daha önce bjorn borg wimbledon'ı 5 kez kazanmıştı geçen sene roger federer bunu egale etmişti..

bu seneye çok kötü başlayıp, beklenilenin altında tenis oynayan bir oyuncu için sezonun son grand slamini kazanmak harik bir başarı.. bu yüzden tebrik etmek lazım federer'i.. özellikle mono'dan sonra düşüşe geçen kariyeri wimbledon finaliyle çıkışa geçmişti.. son 1 sene içerisindeki en harika oynadığı maçtı rafael nadal'a karşı oynadığı o maç.. bu sene olimpiyatlara odaklandığı için fazla turnuvaya da katılmamıştı federer, geçen sene kazandığı avustralya açık ve wimbledon'ı da diğer tenisçilere kaptırınca sıralamada ister istemez geriledi.. ancak olimpiyatlarda da istediğini teklerde elde edemedi..

amerika açık onun son şansıydı.. kura onun tarafındaydı, şans onun tarafındaydı.. ancak yine de 4. tura gelene kadar bildiğimiz federer gibi oynamadı.. igor andreev maçında az daha maçı kaybediyordu ancak 5 sette kazanmayı bildi.. çeyrek finalde sürpriz müller'e karşı 3 sette kazansa da zorlandı.. yarı final gelip çattığında rakip djokovic'ti ve yorgun ve sakat olmayan bir djokovic federer'i iyi oynadığı zaman bile yenebilecek kapasitedeydi..

federer yarı finalde turnuvanın başındakine oranla çok daha iyi oynadı, çok daha iyi servis attı, çok daha iyi savunma yaptı.. djokovic'i 4 sette geçtikten sonra rahatlamış gibiydi federer..

andy murray ise kabiliyetini korta yansıtamayan, deneyimsiz olmayan ancak gençliğinin kurbanı olan bir oyuncuydu bence.. bir önceki yazıda da belirttiğim gibi bu sene onu üzerinden attı ve yaz sezonu ile birlikte harika tenis oynamaya başladı.. amerika açık'ta llodra, wawrinka ve nadal gibi isimleri yendi.. melzer'e karşı 2-0 dan geri geldi, 23 maçtır yenilmeyen del potro'yu yendi.. finale yorgun ama mutlu çıktı..

final maçına federer tıpkı yarı finalde olduğu gibi harika servislerle başladı.. murray ise tam tersi servislerinde ve oyununda tutuk bir grafik çizdi.. federer ritmini arttırdıkça murray oyundan düşmeye başladı.. ilk sette murray'in ilk servislerinin oyuna girme oranı yüzde 63'te kaldı.. ve oyuna giren ilk servislerinin sadece yüzde 47sinden puan çıkarabildi.. çok kötü bir istatistik final oynayan bir oyuncu için.. winner sayısı ise sadece 4 iken basit hata sayısı murray standartlarına göre çok yüksekti (10).. sonuçta ilk seti 2 kez servis kıran ve 4 oyun üst üste alan federer 6-2 ile almayı bildi..

ikinci sette daha iyiydi britanyalı raket.. servislerinde yine çok iyi olmasa da bu sefer federer'in servis kalitesinin düşmesiyle oyuna denge geldi.. murray returnlerde de performansını arttırdı.. özellikle federer'in 2. servislerini karşılarken baselinedan içeri girerek etkili vuruşlarla puan aldı.. murray maçtaki ilk servis kırma puanlarını ikinci setin üçüncü oyununda elde etti ve sıfıra karşı federer'in servisini kırmayı başardı.. bundan iki oyun sonra tekrar 0-40 öne geçmeyi başardı ancak isviçreli raket buradan servis attığı oyunu aldı.. ardından federer oyununu yükseltmeye başladı.. murray'nin servis attığı oyunu da kazandı federer ve sette durumu eşitledi.. ikinci sette durum 6-5 iken bir kez daha rakibinin servisini kırmayı başaran dünyanın iki numarası seti 7-5 ile aldı..

üçüncü sette ilk 5 oyunda sadece federer vardı.. ve kimse ne olduğunu anlamadan 5-0 öne geçti sette.. herkes setin 6-0 biteceğini düşünürken murray servis attığı oyunu aldı, sonrasında federer'in servisini kırarak bu kadar kolay pes etmeyeceğini gösterdi.. umarım djokovic maçı seyretmiştir.. üçüncü sette durum 5-2 iken servis kullanıyordu murray.. 30-40'ta federer maç için servis karşıladı ancak başarısız oldu.. sonra avantajı yakaladı, murray yine direndi.. ikinci kez avantajı yakaladığında yine murray'nin müthiş, insanüstü savunmasıyla karşılaştı.. roger federer'in file önünde arka arkaya vurduğu smaçları çevirdi murray ancak sonunda gücü tükendi ve forehand'i filede kaldı..

sonrasında federer "hmm nadal nası yapıyordu? sırtüstü uzanıyordu galiba" diyip bırakıverdi kendini yere.. sonra "üstü başı batırdık mirka çok kızacak" diyip 1 saniye bile kalmadan kalktı yerden (ben de biliyorum murray ile tokalaşmak için kalktığını da bi 5-10 saniye sevinmesi anlayışla karşılanabilirdi)..


federer için kötü sezon geçirdi diyoruz ama bu sezonda 1 grand slam şampiyonluğu, 2 grand slam finali ve 1 grand slam yarı finali ile 2 atp tour şampiyonluğu var.. bunun için çocuğunu kesecek adamalar var şu an atp tour'da..

son olarak şunu açıklığa kavuşturalım.. benim federer'i sevmememin oynadığı oyunu beğenmememle alakası yok.. federer'in oynadığı oyunu beğenmeyecek adam bıraksın tenis izlemeyi gitsin zaten.. federer'in robotik hareketleri ve kendisini izleidğimde onun heyecandan çok hırs duyduğunu hissetmemdir.. bu tamamen kişisel bir şey, ısınamamakla alakalı.. hani ivan drago gibi geliyor bana yapacak bir şey yok bu vakitten sonra.. her zaman rocky'i tuttum küçükken..

iki oyuncuyu da oynadıkları oyundan ötürü tebrik ediyorum.. murray harika bir all-arounder olma yolunda ilerliyor.. federer ise geri dönüş sinyalleri veriyor.. güzel tenis izlemek adına olumlu haberler bunlar..

12 yorum:

rıza yaşar 9 Eylül 2008 14:10  

özellikle herkesin futbol blogu açtığı bir dönemde sizin bloğunuzu sporun tüm dallarını mümkün mertebe takip etmeye çalışan ve sporun sadece futbol olmadığına inanan birisi olarak zevkle takp ediyorum, roland garros, wimbledon ve amerika açık grand slam turnuvaları esnasında yazmış olduğunuz günlük yorum içerikli yazılar için teşekkürler.
tüm bunlara ek olarak bugün roger federe için yapmış olduğunuz tespit için de sonsuz teşekkürler. ben de geçmişten beridir bir türlü ısınamadım kendisine, sebebini sürekli olarak da kendime sordum. çoğu zaman dünya bir numaralarını sevmemişimdir, belki de güçsüzün yanında yer alma psikolojisi ile. Ancak federeri antipatik bulmam ve aksine nadalı desteklememdeki temel faktörü bugün sizin yazınızı okuyunca bulmuş oldum. nadal,2ı ise genel kanının aksine antipatik bulmuyorum. maç içindeki sevinçlerinden tutun kendine has hareketlerine kadar her davranışı bana çok doğal geliyor ve maç bittiği anda hırsını bir kenara bırakıp son derece centilmen bir hale bürünüyor, bunu son murray maçında çok daha iyi şekilde görmüş olduk. son derece yakın giden maçı bir iki kritik puanı alamadığı için kaybettiği bir ortamda murray'i o derece içten bir şekilde kutladı ki gözümdeki saygısını bir kat daha artırdı. kısaca yenilgiyi de olgunlukla karşılayacak bir yapıda olduğunu herkese gösterdi. oysa Federer'in Avustralya açıkta Djokoviç'e ve Wimbledon'da Nadal'a kaybettiği maçlar sonunda aynı olgun tavrı gösteremediği, maç sonlarındaki yüz ifadesinden açıkça anlaşılıyordu. Bunun temel sebebi de bahsetmiş olduğunuz aşırı hırs olsa gerek.

tekrar teşekkürler.

Rıza Özhan Yaşar

onur 9 Eylül 2008 18:23  

blog hakkındaki görüşleriniz ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim rıza bey.. federer konusunda beni anlayan ve benimle aynı fikirlere sahip biri olması mutluluk verici..

fedex 10 Eylül 2008 20:55  

federer 5 yıla yakın bir zaman 1 numarada kalmış bir efsane tenisçi olabilir ama gerçekten de dünyada federer nasıl seviliyorsa elbette nadalı sevenler ve federeri sevmeyenlerde olacaktır zaten herkes tek bir kişiyi sevse sporun zevki tadı tuzu kalmaz, saygı duyulmalıdır...ama katılmadığım noktalarıda belirticem nadal bencede maç içindeki hırsını bir kenara bırakıp maç sonu centilmen bir yapıya bürünüyor ama aynı şeyin federer için geçerli olmadığını düşünmek hele ki bunu wimbledon finalinden sonra gördüm demek benim bakış açıma göre hiç bir mantığa sığmıyor...elbette bu adam öylesine bir geri dönüş yaptığı bir maçta tarihi bir rekoru kaçırdığı için morali bozulacaktı ama maç sonundaki açıklamalarını pek dinlememiş gibisiniz nadal için dedi ki: ' onu yenmek için elimden gelen herşeyi yaptım ama olmadı' bence rakibin bundan daha fazla onore eden bir cümle daha olamazdı.....gösterilen örnek wimbledon finali olunca dayanamadım yazdım elbette herkes yine düşüncesinde özgürdür tıpkı şu anda benim de özgürce fikrimi belirttiğim gibi!!! saygılar!!!

onur 10 Eylül 2008 22:05  

tabi ki herkesin görüşünü belirtmeye hakkı var.. cümle sonlarındaki ünlemleri gören de sanki beğenmediğim görüşleri siliyormuşum gibi bir şey var sanacak.. hakaret olmadığı sürece bütün görüşler ebediyen burada kalacaktır.. ferah olunuz..

fedex 10 Eylül 2008 23:02  

cümle sonlarındaki ünlemler tamamen alışkanlık gereği dilbilgisi kurallarına bağlı kalmıyorum öyle gelişigüzel koyuyorum bendeki bir alışkanlık sadece...ayrıca görüşlerimin burda kalıp kalmaması konusunda bir endişem yok sonuçta bu benim elimde olan bir şey değil blog sahibinin insiyatifindeki bir şey...rıza yaşar beyin wimbledon finali örneğine gerçekten inanamadığım için yazma ihtiyacı hissettim ama herkesinki görüştür bir şey diyemem..... tekrar saygılar!!!

rıza yaşar 11 Eylül 2008 11:41  

Fedex,
öncelikle bu şekilde fikirlerimizi karşılıklı olarak belirtip tartışıyor olmak bile beni mutlu ediyor. tenisi seven insanları biraraya getirdiği için Onur beye tekrar teşekkürler. konuya tekrar dönecek olursak:
Sanırım söylemek istediğim şeyi çok iyi aktaramadım. Tekrar açıklama ihtiyacı doğdu. Şöyle ki, gerek Federer gerekse Nadal "demeç" olarak şu güne kadar birbirlerine karşı en ufak bir saygısızlıkta bulunmamış son derece centilmen tenisçiler, bu konuda hemfikiriz. özellikle roddick ve djokoviç arasındaki ağız dalaşından sonra federer ve nadal'ın centilmenliğini daha iyi anlamış olduk. ancak benim ve sanırım Onur beyin söylemek istediği, federer'in bizim gözümüzde antipatik olmasının nedeninin onun demeçlerinden ve açıklamalarından değil "vücut dili"nden kaynaklanması, daha açık bir ifade ile onun aşırı hırslı tavrının maç içerisinde ve sonrasında (burada sonrasında derken sıcağı sıcağına maç bitimindeki hareketlerini kastediyorum.)hareketlerine yansıyor olmasıdır. burada wimbledon örneğini açacak olursam, o maç hatırlarsanız hava kararmak üzere iken bitmişti, ve maç bitiminde federer Nadal'ı kutladıktan maçın hakeminin elini sıkarken ona ters bir şekilde bakarak, neden maçı yarına ertelemediği ima etmişti. vücut dili derken bunu kastediyorum. vereceğim örnek sadece bununla kalmıyor, maç içerisinde de geriye düştüğü anlarda yüz ifadesi incelendiğinde gerginleştiği ve sinirlendiğini görebiliyoruz.(en azından ben öyle görüyorum) Ve bana kalırsa bunun temel sebebi Federer'in aşırı hırslı (bana kalırsa gereğinden fazla bir hırs bu) yapısı. Burada Nadal örneğine geri dönecek olursak, Murray ile oynadığı maçta 4. sette 3-1 öne geçmişken daha sonra skor kendi aleyhine 4-5 olmuşken ve kendi servisinde ortada olan son iki puanı anlık hatalar ile rakibine vermişken, hemen ertesinde rakibini çok içten bir şekilde kutladı ve başarı diledi. Onur bey'in fotograflarının birisinde o an mevcut. nadalın yüz ifadesi herşeyi açık bir şekilde ortaya koyuyor: çok samimi bir tebrik (vücut dilinden net bir biçimde anlaşılıyor.) ve korttan ayrılış. çok yorgun anlarında insan rol yapamaz, vücut dili onu ele verir. benim önceki yazıda kastetmek istediğim bu idi. fererer'e tekrar dönecek olursam, maç kaybedince suratının çok asılmasını ve bozuk atmasını aynı sekilde avustralya açık yarı finalinde djokoviç'e kaybederken de görmüştüm. bunlar tarafımdan yapılmış gözlemler. ve onur bey'in yazısı benim hislerime bu noktada tercüman olduğu için yazma ihtiyacı hissetmiştim. yoksa Federer'in maç bitiminden 15-20 dakika sonrasında yaptığı açıklama tabiiki "düşünülmüş ve süzgeçten geçirilmiş" açıklama olarak olması gereken şekilde olmuştur ve bundan sonra da böyle olacaktır. ama maç içi ve maçın bitiş anındaki hareketler gerçek duyguları yansıtıyor. bu sadece tenis sporu için değil her spor dalında geçerlidir. bu noktada son alarak bir insanın aşırı hırslı olmasının kötü birşey olmadığını savunabilirsiniz ve haklısınızdır da ama beni, onur bey'i ve bizim gibi aşırı hırslı insanları antipatik bulanları irrite ediyor. (yazının başından beri Onur bey sizin adınıza da konuşmuş gibi oldum, kusura bakmayın.)

fedex 11 Eylül 2008 12:54  

ben de fikirleri karşılıklı konuşmayı ve tartışmayı severim bu konuda elbette bir sıkıntı yok..federeri sevmeyebilirsiniz aşırı hırslıda bulabilirsiniz elbette herkesin görüşüdür mesela bende djokovici çok antipatik bulurum herkese hitap eden sporcular vardır...sizin görüşleriniz elbette önemlidir işin ilginci vücut dili konusunda işim gereği bir takım araştırmalar yapmıştım zamanında ama malesef ben federerin vücut dilinde sizin gördüğünüz o şeyleri göremiyorum bir kere sporun kazanma heyecanının sınırını aşan bir hırs görmüyorum aksine oyun içinde ve maç bitimlerinde nadaldaki hırsı daha çok görüyorum...ayrıca gerçek duyguların o an hemen maç bitimindeki davranışlar olduğunu hiç düşünmüyorum roddic djokovic olayına değinmişsiniz nasılki o iki yetişkin insan kendilerini tutamayıp ağız dalaşına giriyorlarsa ki bu onların çok centilmen olmayan yapısından kaynaklanıyor eğer federer de rakibini içten bir şekilde kutlamasaydı 15-20 dk sonra bile o lafları etmezdi çok gördük finaller sonrası birbirine kuru tebrikler yapan tenisçileri sporcuları federer ise bana göre wimbledon finalinde nadal için en özel cümleyi kullandı ve genç rakibini müthiş bir şekilde onore etti...federeri gelmiş geçmiş en iyi tenisçi olarak görmemle birlikte kendisini spor dünyasında zor görülecek centilmenlikte bir sporcu olduğunu düşünüyorum ki tüm dünyadaki genel kanıda bu yönde zaten ama dediğim gibi eğer herkes tek bir sporcuyu sevseydi sporun tadı tuzu kalmazdı ben nadalı da çok severim maç içindeki abartılı sevinç gösterileri dışında oldukça centilmen bulurum kendisini ve federer-nadal rekabetinden müthiş haz duyuyorum.....tekrar saygılar ve başka yorumlarda tekrar görüşmek dileğiyle!!!

onur 11 Eylül 2008 13:17  

federer'in 2004-2007 yıllarında, 4 senede aldığı mağlubiyet sayısı 24.. bu sene henüz bitmedi ve 4 senede aldığı toplam mağlubiyetin yarısına ulaştı.. bu kazanmaya alışmış bir tenis oyuncusu için kaldırılamayacak kadar ağır bir yük..

federer'e centilmen diyorsunuz.. federer seyrettiğiniz maçların kaçından yenik ayrıldı? galipken centilmen olması çok kolaydır.. bu seneki avustralya açık yarı finalinde bir topa itiraz etmişti ve şahin gözü sisteminden bakılmasını istemişti federer.. hakem bu isteği duymadı.. sonra federer gayet sert ve kaba bir şekilde "challenge i said!" dedi hakeme.. bu sadece bir örnek.. federer'in maç içindeki kontrolü kaybettiğinde nasıl davrandığına bir örnek..

djokovic'in çok centilmen olmayan yapısı demişsiniz bir de.. djokovic lehine olan bir hatalı hakem kararını anında düzelterek puanı rakibine veren bir isim.. bunu bir çok maçta yaptığını gördüm en son örneği amerika açık'ta oldu.. federer'in bir kere bile bunu yaptığına şahit olmadım ve eminim hiç olmayacağım.. ayrıca djokovic rakibinin yaptığı çok iyi vuruşları alkışlayarak karşılar.. bunu yapan sadece o değil ama centilmen olmayan bir oyuncu bunu yapmaz..

fedex 11 Eylül 2008 13:37  

bırakın federeri atp ve wta in yaklaşık 15 yıldır üst sıra tenisçilerinin çoğu maçını izlemiş biriyim kazanırken centilmen olmak kolaydır lafına çokta katılmamakla birlikte kusura bakmayın federer de sonuçta centilmen olduğunu kanıtlamak için bilerek maç kaybedemezdi sonuçta bu ispatlayamayacağımız bişey...sadece basit bir challenge örneği vererek federerin centilmen olmadığını düşünmek bence biraz saçma(bence) bjorn borg un 'çok şampiyon gördüm bunlardan biriside benim ama federer kadar mütevazi ve centilmenini görmedim' lafı bence herşeyi özetliyor...ayrıca siz nasılki federerin aşırı hırslı olduğunu vücut yapısından çıkarıyorsanız aynı şeyi ben djokovic için düşündüğümde bana örnekler vererek djokovicin centilmen olduğunu kanıtlamanıza gerek yok çünkü onunla ilgili fikrim hiç değişmeyecek bence son derece artistik ve çokta centilmen olmayan bir tip...siz nasılki elinizden gelmeden federeri sevemiyorsanız ben de onu sevemiyorum ve hiç centilmen bulmuyorum maç sonlarındaki açıklamaları samimi gelmiyor bu da benim djokovic için hissettiklerim hiç değişmiycek tıpkı federerin gözümdeki en büyük sporcuolardan biri ve en mütevazi insanlardan biri olduğu fikrinin değişmeyeceği gibi!!! saygılar!!!

onur 11 Eylül 2008 13:46  

bravo demek istediğimi çok güzel anlamışsınız.. ben de tam "federer bize centilmen olduğunu ispatlamak için maç kaybetmeliydi" diyordum.. kimsenin fikrini değiştirmeye çalıştığım yok burada.. argümanlarınıza argümanlarımla karşılık verdim hepsi bu.. hayatınızda başarılar size..

fedex 11 Eylül 2008 13:59  

ben de sizi tebrik ediyorum gerçekten benim demek istediğimi net(!) bir şekilde anlamışsınız..sizin öyle söylemek istediğiniz anlamı çıkmıyor benim cümlemden ama olsun siz öyle anladıysanız öyle olsun sorun yok :) yazdığım cümleler anlaşılmıyorsa (ya da anlaşılmak istenmiyorsa) ve benim de yazılanları anlamadığım iddia ediliyorsa daha fazla yorum yapmaya gerek yok zaten sonuçta anlaşamıyoruz...size de başarılar!!!

fedex 12 Eylül 2008 03:40  

bu haberin altına bu kadar yorum yapıldı ama fikirlerimizi beyan ederken bi alışknlığımı unutmuşum sevdiğim veya sevmediğim bir tenisçinin kazanmış olması farketmez her türlü internet ortamında final maçı haberlerinin veya yazılarının altına kazanana ve kaybedene tebriklerimi sunarım...tebrikler andy murray ve roger federer başarılarınızın devamı dileğiyle...umarım bu sefer de cümlelerime içinde barındırmadığı farklı anlamlar yüklenmez...saygılar!!!

yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP