20 Aralık 2010 Pazartesi

rogowska, matosevic ve yağmur kazandı


Avustralya Açık wild-card'ı için Avustralya play-offları tamamlandı. Kadınlarda Olivia Rogowska, erkeklerde ise Marinko Matosevic ana tabloda mücadele edecekler.

Jelena Dokic için her şey çok iyi gidiyordu. Finale kadar bir set kaybetmişti sadece. Rogowska karşısında finale de müthiş başladı. İlk seti 6-1 kazandı. İkinci sette de 3-1 öne geçti. Rogowska ardından hemen servis kırarak tekrar eşitliği yakaladı. Dokuzuncu oyunda Dokic yine servis kırarak öne geçti ve maç için servis atarken, maç puanlarından yararlanamadı. Servisine tutunamadı ve set tie-break'e gitti. Bu arada gökyüzü de iyiden iyiye kararmıştı bulutlardan ötürü. Kümülüs, nümbüs derken tie-break'te 3-3'te yağmur başladı. Yağmur değil dolu. Hani gerçek anlamda İngilizler'in ünlü atasözü geliyor akla. Kedi-köpek yağsa bu kadar olur.

Maça ara verildi. Bine yakın seyirci saçak altlarına kaçıştı. Kort ve tribünler boşaldı. Sahaya iki tane üstsüz adam çıkarak raketsiz, topsuz tenis oynarmış gibi yaptılar. Yağmur durduktan sonra hakem kendisi çıkıp paspas çekti... Bunlar işin ayrıntıları.

Tekrar başlayan müsabakada tie-break'i alan Rogowska maçı son sete götürdü ve kazandı.

Benim asıl merak ettiğim, bu play-offların neden Rod Laver'de yapılmadığı. Dokic oynuyor, Molik oynuyor, Luczak oynuyor. Seyirci de çekerdi. Neden o küçük altı no'lu kortta oynanıyor merak ettim doğrusu. Vardır bir bildikleri.

Dokic yine wild-card alacaktır içimiz rahat olsun. Molik de alır.

Erkeklerde Luczak, Matosevic'e kaybetti. 6-1/1-6/6-3/4-6/6-4 ile kazanan Marinko geçen yıl burada ilk Grand Slam tecrübesini yaşamış sakat bir Chiudinelli'ye yenilmişti. Genç değil ha, 25 yaşında.

2 yorum:

joeyknish 20 Aralık 2010 16:55  

Maçı izlemiş, ilk sette Dokic'in oyunu sonrası Rogowska'yı beraber aşağılamış, (aşağılar gibi oynuyordu ama hakkat)ikinci sette kaçan maç puanlarına beraber üzülmüş, (affınıza sığınarak)''b.k var o kadar agresif oynayacak, hele şu topu biraz oyunda tutmaya oyna'' diye kızmış, yağmur molalarında ellerinde bezlerle zemini silmeye çalışan çocukların azmine bakıp ''kaç para alıyorlardır acaba, çekilmez lan bu çile, spor aşkı da bi yere kadar'' diye düşünmüş, mola sonrası ardarda giden üç tiebreak puanına kahrolmuş, son sette de tepetaklak gidişine hayıflanmış...

Sonrasında Craig Tiley'in açıklamalarını ve şimdi de bu postu yeni okumuş biri olarak..

Abi baştan söyleseydiniz ya şunu!.. Gecenin bi yarısı elin Yugoslav asıllı Avustralyalısı için bu kadar heder olmayaydık!!... Di mi ama!!...

onur 20 Aralık 2010 17:02  

E fena mı oldu, ne güzel Avustralya Açık'a hazırlanmış olduk.

yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP