6 Ekim 2010 Çarşamba

evet, yapabilir!

Masha bu hafta Vesnina'ya yenilerek Pekin'e de erken veda etti. Geçen hafta Kimiko Date-Krumm'a yenilmişti. Bu yıl sadece 30 maç yaptı. Profesyonel olduğu ilk sene bile 33 karşılaşmaya çıkmıştı Maria. Kariyerinin zirvesindeyken 65-70 maç yapıyordu senede. Ah keşke servisleri o kadar iyi olmasaydı da omzu onu daha uzun süre taşıyabilseydi. Daha kötü servisle bile Grand Slam kazanabilecek potansiyeli vardı.

Bu yıla Grand Slamle başladı. Ancak tatsız bir şekilde. Avustralya Açık'ta ilk turda vatandaşı ve adaşı Kirilenko'ya yenildi. Roland Garros'ta üçüncü turda Juju ile eşleşti. Ve halen bu fikirde sabitim, yağmur yağıp maç ertesi güne sarkmasaydı Masha o maçı kazanacaktı. Üçüncü seti ertesi gün oynanan müsabakayı Henin kazanmıştı. Sonra Wimbledon ve Amerika Açık. İkisinde de dördüncü turda 1 numaralı seribaşıya elenmeler. Amerika Açık'ta yenilmesine rağmen güzel oyunu alkış toplamıştı Wozniacki karşısında.

Sharapova'nın bu sene sadece iki top 10 galibiyeti var. Amerika Açık Serileri'nde Agnieszka Radwanska ve Elena Dementieva'yı yenmişliği var. O kadar. Memphis'i ve Strazburg'u kazandı ve üç turnuvada da final oynadı, kaybetti.

Sezonun bu kısmında kendisinden çok daha iyi bir performans bekliyordum. En azından ilk turlarda elenmemesi gerekiyordu.

Sharapova'ya duyduğum saygının sevgiye dönüşmesi 2009 Roland Garros'a tekabül eder. Dokuz aylık aradan sonra ilk Grand Slam'ine çıkan 22 yaşındaki Rus, çeyrek finale kadar savaşarak çıkmıştı. İlk turda Yakimova karşısında ilk seti kaybettiği maçı kazanmış, ikinci turda Petrova'yı son sette 8-6 ile geçmişti. Bir sonraki turda Shvedova'yı yine ilk seti kaybettiği maçta devirmeyi başarmıştı. Üçer üçer setlerel gidiyordu ve yorgunluk belirtisi de yoktu. Dördüncü turda Ni La'yı da üç setle geçerken ikinci seti 6-0 kaybediyordu. Çeyrek finalde Dominika Cibulkova ile eşleşti. Slovak tenisçi de o zamanlar takip ettiğim, bit kadar boyuna rağmen potansiyeli olan bir raketti. O maçta ilk seti 6-0 kaybetti Masha ve maç durdurulamaz şekilde 6-0/6-0'a gidiyordu. Ancak ikinci setin sonunda bırakmayıp, servis kırması, adı için, gururu için, kazanma hırsı ile o atağı yapması kendisine sevgi de duymamı sağladı. 6-0/6-2 yenildi ama o, sondaki 2 çok şey ifade ediyordu, en azından benim için.

2009 Mayıs'ındaki Maria şu sıralar kayıp ve ben onu özledim. Daha 23 yaşında, önünde nereden baksanız 7 sene var. Bir Grand Slam daha gelecektir. Yes she can!

(Foto: AP)

1 yorum:

nuage 6 Ekim 2010 03:20  

Çok iyi bir yazı olmuş vallahi. Beni pişman ediyorsun her seferinde. Ellerine sağlık.

yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP