4 Nisan 2011 Pazartesi

miami: çığlıkların efendisi


Biraz sonra ona da değineceğim Ferrer'in maçında ağlayan bir bebek vardı ya hani. Onun asıl izlemesi ve feyzalması gereken maç kadınlar finaliydi.

İki desibeldaş, hemdesibel tenisçi karşılaştı kadınlar finalinde. Kadınlar yazmayı daha doğrusu bloga yazmayı Ana'nın o hatırlamak istemediğim maçından sonra bırakmışım. Daha doğrusu bloga yazamıyordum. Elim gitmiyordu. Ana'yı o gün yenen Clijsters, bir sonraki maçta Azarenka'dan set alamadı ve çeyrek finalde elendi. Hakkını vermek lazım Belaruslu çok iyi oynadı bütün hafta. Üç sete giden ilk üç maçını kazandıktan sonra dünya iki ve üç numaralarını arka arkaya set vermeden devirip finale yükselmek büyük başarı. Ve bu iki maçta sadece dokuz oyun vermek.

Tablonun üst tarafında ise Maria Sharapova çeyrek finalde Dulgheru ile korku tüneli gibi bir maç oynadı ve ilk seti kaybettiği mücadeleyi sonraki iki seti tie-break ile alarak kazandı. Bir de bileğini burktu. Yarı finalde Andre Petkovic vardı. Alman ilk seti aldı. Ama sonra öyle bir tıkandı ki son iki sette yalnızca iki oyun alabildi. Maçtan sonra dans edemedi tabii.

Petkovic'in dansı biz izleyenler için eğlenceli olabilir ama yenilen rakip için hiç de öyle değil. Avustralya Açık'ta Petkovic Masha'yı turnuva dışında ittikten sonra dansını etmişti. Rus buna içerlemiş olacak ki şöyle demiş maçtan sonra: "Sanırım Petkovic dans etmekten yorgun düştü" Kızamam Masha'ya.

Finalde ilk setin sonunu izleyebildim. Okuduğum kadarıyla tek taraflı olmuş, zaten skordan da belli. Ama ikinci sette 4-0 geriye düştükten sonra bir gelişi var ki Masha bana onu neden sevdiğimi bir kez daha hatırlattı. Azarenka'nın bir özelliğinin de alacağı maçları kaybetmek olduğunu bildiğimden Sharapova için umutlanmıştım. Bırakmadı Belaruslu. İki sette kazanarak şampiyon oldu.


Kariyerinin en yüksek basamağına, altıncılığa tekrar yükseldi Belaruslu. Kendisinden çok daha falzası bekleniyor ama ben bir türlü ısınamadım. Daha 21 yaşında ileride ne olur bilinmez ama bana Vera Z 2 gibi geliyor. Belki o da 25inden sonra durulur. Kort içinde kendini kaybetmez, daha istikrarlı olur... Şu an için hem fiziksel hem de zihinsel yönden hiç istikrarlı değil.

Masha da ilk 10'a tekrar girdi. Dokuzuncu basamakta. İstanbul'a adım adım geliyor bakalım. Bu arada Sharapova Charleston'daki turnuvadan çekildi. IW ve Miami'de yarı final-final yapan Rus, Charleston'dan gelen wildcard'ı geri çevirdi. Madrid olacak bir sonraki turnuvası nisan sonunda.

1 yorum:

nuage 4 Nisan 2011 23:28  

Azarenka'ya boşuna "Chokerenka" demiyorlar. :) Ben de bekledim gerçekten maçı vereceğini ama, bırakmadı. Gerçekten çok iyi oynadı ama. Çok takdir ettim ben. Bravo!

yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP