31 Mayıs 2011 Salı

rg 2011: erkeklerde çeyrek final öncesi

Turnuva öncesi preview'da yaptığım gibi çeyrek çeyrek inceleyelim geçen bir haftayı.

Nadal-Söderling
Rafa fena tutuk başladı. Isner yeni topların da etkisiyle servislerini birazcık abartınca elenmenin eşiğine geldi İspanyol. Ama boşuna toprak kralı denmedi ona. Kurtardı paçayı. Andujar karşısındaki tutukluğuna anlam vermek güç. Ben güven kaybı yaşadığını düşünüyorum. Hasta değil bu sefer ve sakat  da değil. Geçen yıllarda dalga geçe geçe kupalar kazandığı toprakta bu kadar bocalıyorsa nedeni mental olmalı. Bunun temelinde de Djokovic yatıyor olabilir.


Djokovic'in serisi ister istemez onu etkiledi. Psikolojik olarak en son etkilenecek adam turdaki. Ama etkilendi. Indian Wells'deki yenilginin temelinde de bu baskının olduğunu söylemiştim. Fakat bu düşünceden sıyrılıp kendine gelmesini bekliyordum. O daha da çekildi. Nisan ayında "Djokovic bir ay sonra 1 numara olacak" diye bir açıklaması. Nadal mütevazıdır tamam ama bu açıklama çok saçmaydı.

Dört Masters finali büyük izler bırakmış olmalı Nadal'da. Beş setlik maçta Novak karşısındaki performansını merak ediyorum aslında. İki tarafın da finale çıkmasını istiyorum o yüzden. Veic ve Ljubicic maçlarında oynadığı tenis keyif vermedi ki İspanyol'un oynadığı tenis keyif verici bir maddeydi geçen yılın ikinci yarısı. Bu hafta ise ne forehandinde hayır var ne Amerika Açık'ta hayran kaldığımız servislerinde.

Nadal'ın çeyrekteki rakibi Söderling oldu. Sevmediğim İsveçli Paris'te nedense bir başka oynuyor. Oyunun eski senelere göre hızlanması  da yararına olmuş gibi. Son iki senenin finalistini açıkçası turnuva öncesi erken elenecekler listesine koymuştum. Forehandleri konuşturuyor yine. Simon karşısında son setin ikinci yarısı hariç iyi oynadı. Nadal'ın bu tutulmuş halinden faydalanırsa -dile getirmek istemiyorum ama-iki yıl önceki şeyleri yaşatabilir. Çünkü bunu bir kere yaptı. Geçen yıl finaldeki haller farklıydı. Bu çeyrek final günü iki tenisçinin de nasıl hissettiği maçın sonunucuna etki edecek. Fiziksellikten öteye geçmiş bir olay artık.

Murray/Troicki-Chela
Murray toprak kort sezonunda toparlandı. Rezalet bir Ozi Açık dönemi sonrasının ardından. Dördüncü tura kadar set vermedi. Son 16'da en ciddi sınavını verdi ve veriyor. Maç bitmedi. Bugün Sırp raket karşısında 5-0 geriye düştü ilk sette. Bunu hemen Berrer karşısında ikinci sette ayağını burkmasına bağladım. Ama ondan sonra üçüncü seti çok rahat kazanmıştı ve zorlanmıyor gibiydi. Bugün de 5-0'dan sonra dört oyun aldı üst üste ama iş işten geçmişti. İkinci seti de kaybedince kızlar bir üzülür oldu. Anlamadığım bir şekilde tüm kızlar, homo ve biseksüeller Andy Murray'yi seviyor. Nesini seviyorsunuz arkadaş? Ana kuzuluğunu mu, tatlı desen değil, karizmatik desen değil. İyi de oynamıyor. Neyse konu o değil. Sonra tipik Troicki tıkanması ve kaybedilen iki set. Yarın daha taze bir Murray sonuca gidebilir. İlk 10'a girme heyecanı da sarmış olabilir Viktor'u.


Ana tablonun üst tarafındaki son çeyrek finalist Juan Ignacio Chela oldu. Turnuvanın en sapıtık dilimi burası. Melzer ve Almagro elenince elemelerden gelen tenisçiler bir anda lideri deviren devrimciler gibi kaldı. Bu dilimden üçüncü tura çıkan dört isimden üçü qualifier. Dördüncü tura Falla çıktı ama kazanan Chela oldu. Kariyerinde ikinci kez burada son sekize  kaldı Arjantinli.

Federer-Monfils
Sürprizsiz dilimde dördüncü turu Ferrer ile Monfils oynadı. La Monf artık kendini atmıyor eskisi kadar. Olgunlaşma emareleri bunlar. İki güne yayılan bir maçtı bu da. Bugüne Ferrer müthiş başladı ve 2-0 önde olduğu seti 6-1 kazandı. Ancak son sette Monfils direndi. Maç için servis atarken tıkandı. Avucunun içindeki çeyrek finali sunuyordu Ferrer'e az kalsın. Ama son nefeste mağlup etti. Ben Ferrer'i bekliyordum buradan onun için şaşırtıcı oldu. Monfils Federer ile oynayacak. Onu üç sene önce burada yarı finalde yenen adamla. O zamanlar Federer en üst düzey formundaydı ve La Monf set almayı başarmıştı.


Federer sessiz ve derinden geliyor. Şu ana kadar erkekler tarafında set kaybetmeyen tek isim. Djokovic ve Nadal'ın gölgesine saklanıp suikast hançerini biliyor. İlk önce Djoker çıkacak karşısına geçerse Nadal. Burada alacağı bir şampiyonluk onu efsanelerin efsanesi yapacak orası kesin. Tam öldü denilen anda çıkan film karakteri gibi olacak. Hem de en zorlandığı grand slam'de. Pısırık vatandaşı Wawrinka ile oynadı ve rahat kazandı dördüncü tur maçını. İsviçreli'nin Tsonga karşısında nasıl aslan kesildiğini gördüğümüzde Federer karşısındaki bu pussycatliği canımı sıkıyor.

Djokovic
Marsel'in bulunduğu dilim yine seribaşılar tarafından terk edilenlerden biri. Berdych'in ilk turda elenmesi şokların büyüklerindedi. Geçen yılın karanlık adamı Fognini dördüncü tura çıktı ve Albert Montanes ile eşleşti. Son seti 11-9 biten müsabakayı kazandı ve kariyerinde ilk kez grand slam çeyrek finali gördü. Ancak o uzun maçta sakatlanınca doktorları çeyrek finali oynama dediler. O da turnuvadan çekildi. Rakibi Djokovic'ti. Sırp tenisçi böylece yarı finale çıkmış oldu.

Nole'nin dilimi en zorlularından biriydi. Del Potro'suyla, Bellucci'siyle, Gasquet'siyle, Hanescu'suyla... Ama kuradaki kötü şansı turnuvada yaver gitti Novak'ın. Hanescu geride olduğu maçtan çekildi. Del Potro set almışken maç ertesi güne sarktı. Ertesi gün Djokovic çok rahat kazandı. Gasquet'yi bu kadar rahat yenmesi çılgınca tabii. Kendi seyircisi önünde oynayan ve çok formda olan bir tenisçiydi.


Fognini'nin çekilmesi Novak'ın işine yarar diyenler var. Ben böyle düşünmüyorum. Öncelikle kırılacak rekorlar var ve ertelendi. Finale çıkmak McEnroe'nun rekorunu kırdırmayacak artık. Şampiyon olması şart Nole'nin. İkincisi ise tenis ritim ve devamlılık işidir. Kendini belirli aralıklarla maça hazırladıktan sonra, ritmi bulmuşken rakibin çekilmesi dengeyi alt üst edecekti.

Djoker cuma günü oynayacak yarı final maçını. Bugün dahil dört gün dinlenmiş olacak Djokovic. Dört gün maç yapmamak o dört maçlık seride yakalanan ritmi bozacaktır. Ve bir maçı dört gün düşünmek insanı psikolojik olarak da yorar. Djokovic normalde Salı günkü maçı düşünecekti. Zira maç maç gider tenisçiler. Şimdi "Federer mi gelecek, Monfils mi" diye kafasında kura kura dellenecek geceleri. Federer gelirse oradan ben Djoker'in kaybetme şansının çoğalacağına inanıyorum.

1 yorum:

Chloroform 31 Mayıs 2011 13:13  

fransızların seyirci desteğini en iyi kullananı la monf, ancak oyun mentalitesi bence hala zayıf. gerçi ben ilk defa nakavt olduğu bir setten sonra geri döndüğünü gördüm ama yine de kendisinden bir şey beklemiyorum, çok sevmeme rağmen. şampiyon da nole olur bence.

yasal uyarı (disclaimer diyor yabancı insanlar)

bu blogdaki fotoğrafların yüzde 99.9'u http://sports.yahoo.com adresinden alınmaktadır.. tüm hakları reuters, ap ve getty images'e aittir.. sanırım.. bu blog tarafsız bir tenis blogu değildir.. sevdiğim tenis oyuncularını kayırırım.. ama sevmediklerime hakaret etmem.. siz de etmeyin, çok ayıp.. yorum yazarken öyle tek cümlelik "saldır federer, vur kır nadal" tarzı yorumlarınızı yayınlamayacağımı göz önünde bulundurun.. merak ettiklerinizi ya da içinde cidden yorum bulunan yorumlarınızı göndermekten çekinmeyin.. tenisi sevelim.. boş alanlara kort dikelim.. teşekkürler..

ben olsam firefox 3küsür ve en az 1152x864 çözünürlükte dolanırım buralarda..

GÖRÜŞ VE ÖNERİLER

  © Blogger templates The Professional Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP